Sırt ağrılarımızdan muzdarip bir şekilde masa başında çalışmaya devam ediyoruz. Bir gün sırtımız bir gün omuzumuz tutuluyor. Ağrılarımızı dindirmek için klinik pilates ile hem daha fit hem de daha sağlıklı hale gelebiliyoruz.
Pilates yaparken, ağrılarınızdan kurtulmak ister misiniz? Bilişsel Egzersiz Terapi Yöntemi kitabının yazarı Prof. Dr. Edibe Ünal tarafından geliştirilen teknik ile hastalarının yaşadığı ağrılı ve zorlu sürecin nasıl geçtiğini konuştuk.
Klinik pilates nedir?
Bilişsel egzersiz terapi yöntemi (BETY) olarak açıkladığımız, biyopsikososyal modele uygun bir tekniğin kısaltılmış ifadesidir. Bu modelde insanın felsefedeki tanımı dikkate alınır, yani insan biyopsikososyal bir varlıktır. Dolayısıyla tedavileri de biyolojik, psikolojik ve sosyolojik kapsamlı olmalıdır.
Tekniğin içinde klinik pilates egzersizleri ana egzersiz modeli olarak kullanılır. Ağrı yönetimi, duygu-durum bilgi yönetimi, akıl-beden bilgi yönetimi bir seansın içinde bütünleştirilir. Dans terapi, sağladığı otantik hareket ile duygu-durum, ağrı, spazm kısır döngüsünü kırmak için seansa ilave edilir. Amaç, bedenin kontrolünü öğretmek ve buradan hastalığa değişim için bir fırsat gözü ile bakma anlayışını, hayatın kontrolünde kullanmaktır. Bir başka deyişle “bedenini somut olarak yöneten bir zihin, hayatını da soyut olarak yönetebilir” bilgisi ile bilişsel açıdan desteklenir. Bilişsel yeniden yapılandırma esastır.
Klinik pilateste, pilatesten farklı olarak neler yapıyorsunuz?
Klinik pilates egzersizleri sırasında, o hafta için her bir hastanın belirlediği olumlu ve olumsuz farkındalıklarımızı, cümlelerle ifade ettik. Bedenimizin değerini vurguladık. Hastalığın bedenimizin değerini anlamamız için bir aracı olduğunu belirten bir bilişsel yapılanmaya gittik. Hastalarım artık ağrıdan değil, ağrıyı yönetmekten bahsediyorlardı. Egzersiz alışkanlığı kazanmışlardı.
Aşk konusu bu yöntemde geçiyor. Peki nasıl ve neden?
İnflamasyon ve egzersiz alışkanlığı arasında akılda kalıcı bir metafor yapmak istedim. Hastalarıma seanslarda anlatırken de aşkı , “hayata duyulan coşku” olarak tanımlıyordum. Oysa, hastalanınca enerji düşer, özellikle romatizmal hastaların, çoğu anemik olduğu için yorgunluk şikayetleri vardır. Hastalığı da iradeli bir şekilde ölünceye kadar bedenimizde yaşayan bir durum olarak gösterdim.
Egzersizin, inflamasyonun ve hastalıkların semptomlarının azaltılmasında çok önemli bir yere sahip olmasına rağmen; hasta aynı iradede egzersiz alışkanlığı kazanmakta her zaman güçlük çeker. Egzersiz alışkanlığı için, egzersiz ve inflamasyon arasında bir aşk ilişkisi düşünmelerinin kolay anlaşılır olacağını düşündüm.
Aşkı tanımayan, bilmeyen yoktur. En azından filmlerden. Karşılık bulan aşklar, tutarlı ve coşkulu olurlar. Birbirlerinden ayrılmak istemezler. Zaten burada aşkın inflamasyon tarafı sadakatli, çünkü kronik hastalıklar ömür boyu. Sadakatli aşık bulmak da zor. O halde hasta şanslı. Aşklarda birinin mutluluğu, diğerinin mutluluğu; birinin üzüntüsü, diğerinin üzüntüsüdür ve gönül alırlar, empati yaparlar. Kitapta üçüncü konuda bu metafor uzunca anlatıldı. Sonuç olarak, hastalarım, hastalıklarıyla aşk yaşıyorlar. Egzersiz alışkanlıkları öyle güzel gelişti ki, aşk metaforunun işe yaradığının göstergesi.
Dans terapisi nedir?
Dans terapi; otantik, yani doğal vücut hareketlerinin ortaya çıkarıldığı bedensel hareketler yanında, duygusal farkındalığa yönelik drama egzersizlerinden oluşur. BETY gelişirken, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde değerli hocalarımın iki yıl klinik psikoloji lisans derslerine devam ettim, ayrıca İstanbul’da değerli bir psikolog hocamın verdiği dans terapi eğitimini tamamladım. Öğrendiklerimi klinik pilates ve ağrı yönetimi bilgilerimle birleştirerek BETY’de inovasyon yaptım. Klinik pilates egzersizlerine geçmeden önce ağrı yönetimi ve duygusal farkındalık için kullanıyorum. Seansın sonunda da drama yapıyoruz. Bu şekilde, hem kas spazmımız gideriliyor hem de duygusal gevşeme sağlıyoruz. Bütüncül bir yaklaşım yapmış oluyoruz. Hastalar dans terapiyi çok seviyor.
Başarı oranlarınız nedir?
Farklı karşılanabilir ama, romatizmalı bir hasta için ilk seansın sonunda problemini çözüyoruz. Hastanın güvenini kazanıyoruz. Hastayla ortak amaçlı olmak ve daha ilk seansta şikayetini gidermek amacımız. Sonraki seanslarda fonksiyonel kazanımı pekiştiriyoruz. 10 yıldır, haftada üç gün düzenli egzersiz gruplarımızın olması, hastaların düzenli bir adresi olmasına, bölümümüze de aidiyet geliştirmelerine sebep oldu. Sahiplenildiklerini hissetmek onlara güven veriyor.
Prof. Dr. Edibe Ünal kimdir?
Hacettepe Üniversitesi’nde Fizyoterapi eğitimini tamamladıktan sonra aynı bölümde Romatolojik Rehabilitasyon Ünitesini kurdu. 12 yıldır bu alanda özelleşerek çalışmalarını sürdürmektedir. 2004-2008 yılları arasında Londra’da Klinik pilates egzersizleri eğitimlerine katıldı. Bu alanda fizyoterapistlere klinik pilatesi tanıtan ilk kişidir. Psikoloji ve felsefe hep ilgisini çeken konular olmuştur. Profesörlüğünün 4. yılında 2 yıl süre ile Klinik Psikoloji alanında da Lisans tamamlama derslerine devam etme imkanı buldu. Bu eğitim, BETY’nin psikososyal tarafının gelişmesinde çok faydalı oldu. 2015 yılında, BETY Türk Patent Enstitüsü tarafından marka ile tescillenmiştir. Sadece romatizmal hastalıklar için değil farklı alanlarda da konu olmaktadır. Aşkı hayata duyulan coşku olarak tanımlıyor ve hayatın her anına coşku ile bakıyor. Bu da yaşamdan keyif almasına, enerjisinin yüksek olmasına ve bu enerjiyi hastalarına ve öğrencilerine yansıtmasını sağlıyor.