”Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” nedeniyle düzenlenen toplantıda konuşan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, antibiyotiklerin keşfinden önce insanların basit hastalıklardan hayatını kaybettiğini, bugün ise zatürre gibi birçok hastalığın tedavisinin antibiyotik ile mümkün olduğuna dikkat çekti. Ancak bakterilerin mutasyona uğrayarak, bu ilaçlara karşı direnç geliştirerek varlıklarını sürdürdüklerini anlatan Bakan Akdağ, bu nedenle dirençli mikroorganizmaların tedavisinde güçlük çekildiğini kaydetti. Bakan Akdağ, şunları söyledi: “Antibiyotikler bizim için çok önemli, çok değerli, ama onları biraz kıskanarak, yerli yerinde kullanmalıyız. Aslında içinde bulunduğumuz, bir grip salgının yaşandığı günler bu açıdan da önemi artıyor. Hem vatandaşlarımız, ateşli durumlar için doktorlarını ‘antibiyotik verin’ diye zorlamamalılar hem de kendi başlarına antibiyotik asla kullanmamalılar. Doktorlar da bilgilerini tazeleyerek farkındalıklarını artırarak antibiyotiği nerede kullanacakları ile ilgili en doğru kararı vermeliler. İçinde bulunduğumuz günlerdeki bu grip virüsü antibiyotiklerle tedavi edilemez.”
Grip ve nezle gibi hastalıklarda antibiyotiklerin ikincil bir enfeksiyon gelişmesi durumunda kullanıldığını, onun dışında kullanmamak gerektiğini vurgulayan Bakan Akdağ, aksi takdirde istenmeyen yan etkilerle direnç ortaya çıkabileceğini ve ekonomik kayıp olacağını söyledi.
Antibiyotik direncinin farklı ülkelerde farklı seviyelerde olduğunu belirten Bakan Akdağ, bu ilaçları hoyratça kullanan ülkelerde direncin daha fazla geliştiğine dikkati çekti.
“Türkiye Antibiyotik Direnci Avrupa’daki En Yüksek Ülkelerden”
Antibiyotiklerin dünyada gereksiz yere kullanılan ilaçların başında geldiğini söyleyen Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdal Akalın, ABD’de hastane dışında 150 milyon reçeteden 50 milyonunun gereksiz yazıldığının tespit edildiğini belirtti. Bunun bakteriyel direnç gelişimiyle direkt ilgili olduğunu ve halk sağlığını yakından ilgilendirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Akalın, “Türkiye’de ilaç harcamalarının yüzde 14.9’unu antibiyotikler oluşturuyor. Türkiye’deki antibiyotik direnci Avrupa’daki en yüksek ülkelerden biri durumunda yer alıyor. Özellikle hastanede gelişen enfeksiyonların tedavisi zorlaştı. Bunun çözümü için hastane dışında uygun antibiyotik kullanımı büyük önem taşıyor. Bu konuda hem hekimlerin hem de halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Gelişen direnç tüm toplumu etkilediği için gereksiz antibiyotik kullanımı hem hastaya hem de topluma zarar veriyor” dedi.
Grip veya Nezle iseniz, Antibiyotik Kullanmayın
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Antibiyotik Testlerinin Standardizasyonu Grubu’ndan Prof. Dr. Deniz Gür de antibiyotik kullanımının duyarlılık testleri doğrultusunda olmasının yerinde olacağını söyledi.
Antibiyotiklerin bir ateş düşürücü olmadığını, viral bir hastalık olan domuz gribi ve diğer griplerle soğuk algınlığının bu ilaçlarla tedavi edilemeyeceğini hatırlatan KLİMİK Derneği’nden Prof. Dr. Firdevs Aktaş, halkın eczanelerden kolaylıkla antibiyotiklere ulaşmasının önemli bir problem olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Aktaş, “Bu ilaçların korunma amaçlı kullanılması da yanlış. Ama Türkiye’de bu duruma çok rastlıyoruz. Bunun belirli kurallar dahilinde yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Türkiye Milli Pediatri Derneği’nden Doç. Dr. Ateş Kara da çocukluk çağında antibiyotiklerin ya gereksiz ya da gereğinden fazla kullanıldığını kaydederek, direnç geliştiği için antibiyotik alan çocukların çevredeki çocukları da olumsuz etkilediklerine işaret etti.
Türkiye’deki antibiyotik kullanımının gelişmiş ülkelere oranla çok yüksek olduğunu ifade eden Türk Eczacıları Birliği 2. Başkanı Hilmi Şener, vatandaşlardaki kendi kendine tedavi kaygısının eczacıların sorumluluğunu artırdığını söyledi. Şener, antibiyotiklerin sadece bakteriyel enfeksiyonlarda hekim tavsiyesine göre ve eczacı danışmanlığında, gerektiği kadar kullanılmasının önemine dikkati çekti.