Trafik kazaları, yanıklar gibi ciltte kalıcı zarar ve iz bırakan durumların tedavisinde kullanılan doku kokteyli ve yağ aşılaması yöntemi Prof. Dr. Onur Erol tarafından bulunarak Amerikan Estetik Cerrahi Kongresi’nde anlatıldı. Ayrıca Prof. Dr. Erol; kordon kanı mantığıyla hastalarının dokularını arşivliyor.
25 yaşından itibaren dokularda meydana gelen yaşlanmalar ve çevresel koşulların etkisiyle yanakların ve boynun sarkmasının dışında, trafik kazaları ve yanık gibi travmalarda yüzdeki hasarı kapatmak için yeni yöntemler geliştiriliyor. Yüzdeki izleri ve yaşlanma belirtilerini kapatmak için hylüronik asit bazlı dolgular kullanılıyor. Kişinin kendi dokularından elde edilen dolguların çok daha doğal bir görüntü sağladığını kaydeden ONEP Estetik Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Onur Erol, bu yöntemi Türkiye’de ilk kullanan kişi olduğunu ve Amerikan Estetik Cerrahi Kongresi’nde yöntemini tanıtarak kullanılmasını sağladığını belirtti.
Ünlü İngiliz Spiker Katie Piper Hastaları Arasında
Muhabirlikten spikerliğe geçen 26 yaşındaki Katie Piper’ın iki yıl önce erkek arkadaşı tarafından yüzüne asit atılması ve yüzünün tanınmayacak hale gelmesi tüm dünyada yankı bulmuştu. Hayata tutunma öyküsü ve iyileşme süreci İngiliz TV kanalı Channel 4 tarafından belgesel haline getirilen Katie Piper geçirdiği 30 ameliyat sonrası kendini bir Türk estetik cerrahına, Prof. Dr. Onur Erol’a emanet etti. İngiliz doktoru Dr. M. Jawad’ın önerisiyle Türkiye’ye gelen ve Dr. Onur Erol tarafından mikro yağ enjeksiyonu yapılan Piper yeni yüzüyle ekrana çıktı. Sonrasında da anılarını yazan Katie Piper, Prof. Dr. Erol’a kitabında yaptığı başarılı operasyon sonrasında teşekkür mektubu yazdı.
Geçici Dolgu Maddelerinden Sadece Hyalüronik Asit
Prof. Dr. Onur Erol, tarafından geliştirilen “doku kokteyli” ve “yağ aşılaması” sistemleri hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi verdi. Prof. Dr. Erol şunları söyledi: “Otolog dediğimiz kişinin kendi dokularından dolgu maddelerini öncelikli tercihi ediyoruz. Yabancı maddelerden oluşan dolgular iki grupta, geçici ve kalıcı olanlar. Kliniklerimizde kalıcı dolgu maddelerinin kullanılması hasta emniyeti bakımında zararlı olduğu için kullanılmıyor. Geçici dolgu maddelerinden sadece hyalüronik asit kullanımına izin veriliyor. Yumuşak doku dolgu maddeleri tebessüm çizgileri ve göz etrafında kaz ayağı çizgi ve kırışıklıkları doldurarak cilde daha düzgün daha genç bir görünüm kazandırıyor. Dolgu maddeleri ayrıca yüzdeki cerrahi girişimlere ek olarak kullanılabiliyor. Ancak tek başına dolgu maddeleri yüz konturunda cerrahinin oluşturabildiği kadar ciddi bir değişiklik yaratamıyor.
Doku Kokteyli Enjeksiyonları
Doku Kokteylinde Neler Var?
Yüz germe, karın germe, meme küçültme veya yara izlerinin tedavisi esnasında çıkarılan deri parçaları kas, fasya ve çok az yağ dokusunun karışımından olur. Bu dokulardan elde edilen dermis tabakası en değerli olanıdır. Damar sistemi zengin olan bu dokuların mikro greftler şeklinde iğne ile cilt altına verilmesi ile bu dokuların verilen yerde çevre damarları ile tekrar canlanıp yaşama oranı yüzde 90’ın üstündedir. Bu yöntem yağ enjeksiyonuna göre çok daha etkili olup tercih edilir. Dezavantajı sadece kesilip çıkarılan parçalardan elde edilebilmesidir. Doku kokteyli hastanın ya o anda kendisinden alınan yağ, fasia, doku dermis veya bunların karışımının enjeksiyonla kırışıklık ve çökük bölgelerine konmasıyla bir sonuca ulaşmayı amaçlar.
Canlılığı Sürdürme Oranı Yağlar İçin Yüzde 50
Cilde yeniden verilen doku sorunsuz bir şekilde yaşar. Bu canlılığı sürdürme oranı yağlar için yüzde 50, doku kokteyli şeklindeki iğneyle verilen dermis, fasia, yağ, kas parçacıkları gibi maddelerin karışımından elde edilen ve enjeksiyonla verilen mikrogreftler ise yüzde 90-95’dir. Bunlar burada damarlanıp yaşarlar, ancak zamanla tekrar bizlerin yaptığı mimik hareketlerle ve vücudumuzdaki doku erimelerine ayak uydurarak onlarda yine bizim vücudumuzun parçası olarak erimeye doğru gidebilirler. Bu erime kişilerin yapılarına, yaşlarına, yaşam şartlarına bağlı olmak üzere değişkenlikler gösterebilir. Bu tür doku maddelerinin avantajı insanın kendi dokusu olmasıdır, dezavantajları ise her seferinde kendisinden alınıp tekrar hastaya verilmesi gerekmesidir.
Peki Yağ Enjeksiyonları Nasıl Yapılıyor?
Yağ ve Dermis Saklama Bankası