ALZHEİMER’DA BASİT TESTLERLE ERKEN TEŞHİS MÜMKÜN

Yaşlandıkça bir miktar unutmaya başlamak normaldir ve bu her zaman bir bunama belirtisi olmayabilir. Unutkanlık şikâyetinin yaşlanmaya bağlı normal bir süreç mi, yoksa bunamanın başlangıç belirtilerinden mi olduğunu anlayabilmek için birkaç noktayı belirtmek faydalı olacak. Öncelikle kendinizde veya bir yakınınızda unutkanlık olduğunu fark ettiğinizde, mutlaka bir nöroloğa başvurmanız gerekir.

“65 yaş üzerinde her dokuz kişiden biri Alzheimer hastalığına yakalanıyor” diyen Nöroloji Uzmanı Dr. Melek Kandemir, şunları söyledi: “Başlangıç döneminde belirtiler hastanın ailesi, yakınları veya arkadaşları tarafından fark edilmeyebilir. Fakat uyarıcı nitelikte ve takip edilmesi gereken bazı belirtiler olabilir. Bunlar daha çok bellek, konuşma ve davranışlarla ilgilidir. Bunama belirtileri başladıktan sonra, bellek ve diğer beyin işlevlerindeki kayıplar zamanla daha da artacaktır.” 

Bunamaya bağlı olarak kişinin yaşamı boyunca kazanmış olduğu becerilerin kaybedilmesiyle, günlük yaşam aktivitelerinde zamanla ilerleyen bir gerileme gözlendiğini kaydeden Kandemir, “Alzheimer hastalığının erken döneminde geçmişteki olaylar ve eski anıları hatırlamakta sorun gözlenmezken, yakın zamanda olmuş şeyler anlatılan bir olay, anılar gibi  eksik hatırlanabilir. Yakınınız konuştuklarınızı hatırlayamayabilir, aynı soruları tekrarlayabilir. Hastalık konuşmayı da bozduğundan sık kullanılan kelimeleri hatırlamakta güçlük gözlenebilir” dedi. 

Medikal Stratejik Danışmanı Dr. Bikem Akten, bir örnek ile açıklayarak şu bilgileri verdi: “Mesela her zaman gittiğiniz bakkalın yolunda bir anda kaybolup nerde olduğunuzu bilememek ilk belirtilerden olabilir. Alzheimer’i erken teşhis edebilecek ve unutkanlıktan veya diğer demans hastalıklarından ayırt edebilecek kısa zihin testleri var. Fakat bu testler de doktorlar tarafından yaygın olarak kullanılmıyor. Bütün bunların üstüne, bir takım toplumsal ve kültürel inançlarımız, hastalığın aileler veya hastalar tarafından saklanmasına yol açıp, önceden teşhis edilip tedavinin başlatılmasına engel oluyor.”

Hayat nasıl güçleşiyor
Alzheimer hastalığında dikkat, konsantrasyon, bellek ve organizasyon becerilerini etkilediğinden, yine bu ilk aşamalarda hasta “fonksiyonel” denilen yemek yapma, fatura ödeme gibi rutin islerde zorlanabildiğini dile getiren Klinik Psikolog Şencan Taşkale, “Dengeli bir bütçe hesabı yapmak güçleşir. Eşya kaybetme, yerlerini karıştırma; kişi, yer ve zaman kavramlarının karıştırılması, kişi yer ve zaman kavramlarının karıştırılması gibi durumlarla karşılaşılabilir. Uğraş ve hobilere olan ilgide; TV seyretme, kitap gazete okuma, komşuya gitme gibi aktivitelerde azalma görülebilir. Eskiden çok güzel yemek yapan kişinin yaptığı yemekler lezzetsiz olabilir. Karmaşık alet kullanımında, para hesabında, bankamatikten para çekmede, fatura yatırmada güçlük olabilir. Belirtiler kötüleştikçe hasta bilindik yüzleri veya yerleri tanımakta zorlanabilir. Çabuk kaybolabilir, mutfak eşyalarını uygunsuz kullanabilir, yanlış sırada veya yer ve mevsime uymayan şekilde giyinebilir. Hastalığın bu ilk asamalar kişiden kişiye değişse de, yaklaşık 1-3  sene sürebilir” diye konuştu.


Alzheimer hastalığının iyice ilerlediğinde, bellek kaybının yanında kafa karışıklığı ve bellek kaybı gibi davranışlarda değişikliklere neden olabildiğini söyleyen Taşkale, “Tanıdık yerlerde yolunu bulmakta zorlanabilir. Duygu durumunda dalgalanmalar, muhakemede hatalar ve kişisel temizliğine dikkat etmeme gözlenebilir. Daha önceden giyimine dikkat eden birisi lekeli kıyafetler giymeye başlayabilir veya saçlarını yıkamayı unutabilir. Olmayan şeylerden bahsedebilir; onları gördüğünü, işittiğini söyleyebilir. Akrabaları dahil herkesten şüphelenmeye başlayabilir ve yakınlarını hırsızlıkla, aldatılmakla suçlayabilir. Erken evrede içe kapanma, donukluk, isteksizlik gibi ruhsal durum değişiklikleri, uykusuzluk veya tam tersi uykuya düşkünlük görülebiliyor” şeklinde konuştu. 

Hastalık en son aşamasında ilerledikçe kendilerine bakmakta güçlük yaşadıklarına dikkat çeken Kandemir, şu bilgileri verdi: “Gece-gündüz ayırımının kaybı, uzak akraba ve arkadaşları hatırlamakta güçlük, iletişim zorluğu, denge problemleri, aşırı sinirlilik, amaçsız gezinmeler ortaya çıkar. İleri evrede ise beslenmede yetersizlik, idrar ve dışkı kaçırma, hareket yeteneğinde kayıp ve yatağa bağımlılık; son dönemde de tüm hareket, konuşma ve yeme fonksiyonlarının kaybı gözlenmektedir.”

Eyvah! Annem babam Alzheimer olabilir mi?
Sevdiğiniz bir kişide böyle bir hastalık olmasını kabullenmek zordur fakat doktora götürmeyi ertelemektense, muayenesini bir an önce yaptırmanın önemli olduğunu belirten Kandemir, ayırıcı tanı yapılarak depresyon veya tiroid fonksiyon bozukluğu gibi tedavi edilebilir bir sebep olup olmadığını araştırmak gerektiğini vurguladı. Kandemir, tanı Alzheimer hastalığı ise tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar çok fayda sağlanacağını belirtti.  

Alzheimer hastalığının teşhisi için bazı testler olduğunu söyleyen Akten, “Basit zihin testleri var. Bunlar doktorlar tarafından maalesef daha yaygın kullanılmalı. Mini-Cog, MMSE,  GPCOG, MoCA gibi 5 dakikadan daha az sürede bir aile doktoru tarafından uygulanabilecek zihin testleri var. Bu testler özellikle Alzheimer’ı erken ve doğru teşhis etmek amacıyla geliştirilmiş. Eğer bu testlerden herhangi birinden hasta düşük bir skor alırsa,  aile doktoru tarafından daha kapsamlı bir teşhis için nöroloji uzmanına yönlendirilebilir. Bu testlere internetten kolayca ulaşmak mümkün” dedi. 

Hastanın değerlendirmesinde, hasta yakının gözlemlediği değişiklikleri tarif etmesinin önemini vurgulayan Kandemir, “Nörolojik muayenenin ardından, hastanın bilişsel durumunu değerlendirmek için nöropsikometrik testler yapılmaktadır. Nöropsikometrik testler çeşitli test kombinasyonlarından oluşup bellek, muhakeme ve soyutlama becerisi gibi beynin farklı bölgelerinin fonksiyonlarını değerlendirmek için geliştirilmiştir” diye konuştu. 


Şimdi neler olacak?
Alzheimer hastalığının sinir hücrelerinin ölümüne sebep olduğunu dile getiren Kandemir, şunları söyledi: “Hastalık ilerledikçe beyin küçülmekte ve oluşan boşluk beyin-omurilik sıvısı tarafından dolduruluyor. Beyin görüntüleme tetkikleri (MR), bu tür belirtilere sebep olabilecek inme, tümör gibi diğer hastalıkların dışlanması ve özellikle beynin belli bölgelerinde küçülmenin görülmesi ile tanıyı desteklemek için yapılıyor.”
Akten,  ise konu hakkında şu bilgileri verdi: “Fakat MR hastalığın ilerlemiş aşamasında kullanılan bir teşhis aleti. Hastalığın belirtileri birçok insanda yaklaşık 65 yaşın üstünde başlasa da, beynimizde göremediğimiz patolojik değişimler 20 sene öncesinden başlıyor. Mesela Amiloid ve tau proteinlerinin anormal derecede depolanması gibi. Şu anda yürürlükte olan amyloid PET scan aleti ile beyindeki amiloid depolarını görmek mümkün. Aynı şekilde anormal tau proteini görmemizi sağlayacak diagnostik aletler de geliştirme aşamasında.”

Alzheimer hastalığının her kişide farklı seyrettiğini belirten Taşkale, “Bazen belirtiler çok hızlı ilerler ve bir kaç yıl içerisinde ciddi bellek kaybı ve kafa karışıklığı görülür. Bazılarındaysa kademeli olarak kötüleşme gözlenir. Hastalığın seyri 20 yıl sürebilir. Çoğu hasta tanı konulduktan sonra 3 ile 9 yıl kadar yaşıyor. Bu sürede hastanın eşlik eden yüksek tansiyon, kalp hastalığı, şeker hastalığı, inme gibi diğer hastalıkları belirleyici oluyor. Alzheimer hastalığı için şifa sağlayan ve beyindeki sinir hücrelerinin hasarını yavaşlatan bir tedavi henüz yok. Fakat hastanın mevcut becerilerini korumasını sağlayan ve hastalığın etkilerini yavaşlatan tedaviler mevcut. Eğer erken dönemde tedavi başlanırsa hasta uzun süre daha bağımsız kalabilir ve günlük işlevlerini yerine getirebilir” diye konuştu.