SAĞLIKTA ŞİDDETE KADIN ELİ DEĞMELİ-3

Kadın sağlık çalışanları yaşanan şiddet olaylarına nasıl bakıyor ve çözüm önerileri ne? Sağlıkta şiddet haber dosyası ile bu alanda yapılacakları ilk kez farklı bir bakış açısı ile ele alıyoruz.

Sağlıkta şiddet, öfke göstergesi midir? Peki kime ve neden bu öfke? Şiddet gösterenlere karşı nasıl bir yol izlenmeli? Med-Index olarak dosya haber çalışması ile konuya dikkat çekerek, kadın sağlık çalışanlarının görüşünü almaya devam ediyoruz. 
Acıbadem Fulya Hastanesi Psikoloji Bölümü Klinik Psikolog Nuray Sarp konu hakkında şunları söyledi: “Şiddet başlı başına en çok araştırılması ve anlaşılması gereken konulardan biri olmakla birlikte, kadın olmak ile birleşince ülkemizde tartışmaların ucu bucağı görünmüyor. Görünen tek şey hızla arttığı ya da artık daha göz önünde uygulanabildiğidir.

“Gittikçe Ticarete Dökülen Sağlık Sistemi Görünmez ‘Müşteri Her Zaman Haklıdır’ Mantığına Dönüştü”
İşin sağlık boyutunda ise hız hiç kesilmiyor. Eskiden herkes daha sınır bilen tavırlar içindeydi, bir anda bunlar ortadan kalktı sanki. Gittikçe ticarete dökülen sağlık sistemi içerisinde hastalar da, hastaneler de görünmez “Müşteri Her Zaman Haklıdır” tabelalarına göre hareket etmeye başladılar. Ölüm kalım sınırında iş yapılan bir ortamda, sınırların kaldırılması ve sınırsızlığın temel hak olarak görülmesi işleri çığırından çıkarmaya başladı.

“Sağlık Yöneticilerinin Derdi Müşteri Kaçırmamak Olunca, Faturası Çalışanlara Kesiliyor”
Sağlık yöneticilerinin derdi müşteri kaçırmamak olunca, faturası çalışanlara kesiliyor. Kişinin ruh durumuna bakılmaksızın yaptığı davranışlar ne kadar kötü olursa olsun destekleniyor ve sağlık çalışanının hakkını savunması engelleniyor. Bu düzenin içinde cinsiyet ayrımı yok, kadın erkek herkes burada mağdur ediliyor, güç dengeleri değişiyor. Böylece saldırgan tavırlar ödüllendirilmiş oluyor.

“Saldırganlık ve Hak Aramak Birbiriyle İlişkilendirilemez”
Hak aramak herkesin takdir edeceği bir tavırdır ancak bunun, karşı tarafın haklarına hiçe saymadan yapılması gerekir. Saldırganlık ve hak aramak birbiriyle ilişkilendirilemez. ‘Öfkelendim ne yapayım?’ ya da ‘beni sinirlendiriyorlar!’ düşünceleri aslında değiştirilmesi gereken problemli düşüncelerdir. Öfke evrensel, doğal ve anlaşılabilir bir duygudur. Mutluluk, üzüntü, sevinç nasıl doğal olarak karşıladığımız duygular ise, öfke de öyle karşılamamız gereken doğal bir duygudur. 

“Öfke, Şiddet Göstermek veya Suç İşlemek İçin Bir Mazeret Değildir”
Öfke genel anlamıyla bireyin engellenmeye maruz kalması, saldırıya maruz kalması, beklentilerinin karşılanmaması, incinmesi, tehdit algılaması gibi durumlarda hissettiği duygudur. Unutmamak gerekir ki; 
Öfke, bir problem çözme aracı değildir.
Öfke, bir kendini ifade etme biçimi değildir.
Öfke, başkalarını suçlama biçimi değildir.
Öfke, bir intikam alma yolu değildir.
Öfke, şiddet göstermek veya suç işlemek için bir mazeret değildir.
Öfke, başkalarını kontrol etme yolu değildir.
Öfke, bir haklı olma yolu değildir.

Toplumca Öfke ve saldırganlık ile ilgili birçok yanlış inanışa sahibiz. Bunlardan bazılarının üzerinde durmak istiyorum. 
Öfkeyi Dışarı Vurmak Öfkeyi Düşürür: Belki de en fazla karşılaşılan yanlış inanış budur. Aslında tam tersi öfke öfkeyi besler çünkü bununla ilgili nöral ağları pekiştirir. Bu davranışımıza ve çevremize yansır daha da öfkeli insanlar haline geliriz.
Öfke Otomatik Olarak Saldırganlık Doğurur Öfke birçok saldırganlık biçiminin arkasında yatan dürtü ya da güdü olarak görülmektedir. Öfke bazen saldırganlığa yol açar, fakat her zaman saldırgan davranışın bir başlatıcısı değildir.
Bir İnsanın İstediğini Elde Edebilmesi İçin Saldırgan Olması Gerekir. Birçok kişi öfkeyi saldırganlık ile karıştırmaktadır. Saldırganlıkta amaç karşıdakine zarar vererek onu sindirerek ve yaralamaktır ancak yapılması gereken karşıdakine saygılı davranarak öfkeyi belli etmektir.
Öfkeyi Dışa Vurmak Her Zaman Arzu Edilen Bir Şeydir. Ruh sağlığı çalışanlarının önemli bir kısmı yıllarca, çığlık atmak, yastıkları yumruklamak gibi öfkeyi saldırgan bir şekilde dışa vurmanın sağlıklı ve iyileştirici olduğunu savunmuştur. Ancak araştırmalar göstermiştir ki agresif tavır, agresif davranışı pekiştirmektedir. Bunlar sadece öfke anında kişiyi iyi hissettirmektedir.

“Çözüm: Korkuya Değil Adalete Dayanan Bir Sistem Geliştirilmeli”
Çözüm önerileri aslında çok boyutlu olmalı en alt tabakandan, en üste kadar korkuya değil adalete dayanan bir sistem geliştirilmeli ve her ne olursa olsun saldırganlık hoş görülmemeli. 

“Saldırganlık İçeren Davranışların Bulunduğu Durumlarda, Konuda Uzman Birim İlgilenmeli”
Sağlık Bakanlığı geliştirdiği politikalarda hem hastaları hem de sağlık çalışanlarını korumalı. Saldırganlık içeren davranışların bulunduğu durumlarda bununla hastane yönetimi değil, bu konuda uzman ayrı bir birim ilgilenmeli. Sağlık çalışanlarının da haklarını aramaları bu sayede kolaylaştırılmalıdır.

“En Önce Zarar Gören Taraf Yine Kadın Çalışanlar Oluyor”
Kadın olmak bu ülkede zaten zorken ki düşünün iyi iş yaptığınızda erkek gibi kadın sıfatıyla kadınlığınız bile elinizden alınıyor. Kadınlığınız her zaman reddedilir veya aşağılanırken, güç dengeleri değiştiğinde en önce zarar gören taraf yine kadın çalışanlar oluyor. İş gücündeki kadının yerinin yine kadın dayanışması sayesinde korunacağına inanıyorum.”

Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

SAĞLIKTA ŞİDDETE KADIN ELİ DEĞMELİ-3

Kadın sağlık çalışanları yaşanan şiddet olaylarına nasıl bakıyor ve çözüm önerileri ne? Sağlıkta şiddet haber dosyası ile bu alanda yapılacakları ilk kez farklı bir bakış açısı ile ele alıyoruz.

Sağlıkta şiddet, öfke göstergesi midir? Peki kime ve neden bu öfke? Şiddet gösterenlere karşı nasıl bir yol izlenmeli? Med-Index olarak dosya haber çalışması ile konuya dikkat çekerek, kadın sağlık çalışanlarının görüşünü almaya devam ediyoruz. 
Acıbadem Fulya Hastanesi Psikoloji Bölümü Klinik Psikolog Nuray Sarp konu hakkında şunları söyledi: “Şiddet başlı başına en çok araştırılması ve anlaşılması gereken konulardan biri olmakla birlikte, kadın olmak ile birleşince ülkemizde tartışmaların ucu bucağı görünmüyor. Görünen tek şey hızla arttığı ya da artık daha göz önünde uygulanabildiğidir.

“Gittikçe Ticarete Dökülen Sağlık Sistemi Görünmez ‘Müşteri Her Zaman Haklıdır’ Mantığına Dönüştü”
İşin sağlık boyutunda ise hız hiç kesilmiyor. Eskiden herkes daha sınır bilen tavırlar içindeydi, bir anda bunlar ortadan kalktı sanki. Gittikçe ticarete dökülen sağlık sistemi içerisinde hastalar da, hastaneler de görünmez “Müşteri Her Zaman Haklıdır” tabelalarına göre hareket etmeye başladılar. Ölüm kalım sınırında iş yapılan bir ortamda, sınırların kaldırılması ve sınırsızlığın temel hak olarak görülmesi işleri çığırından çıkarmaya başladı.

“Sağlık Yöneticilerinin Derdi Müşteri Kaçırmamak Olunca, Faturası Çalışanlara Kesiliyor”
Sağlık yöneticilerinin derdi müşteri kaçırmamak olunca, faturası çalışanlara kesiliyor. Kişinin ruh durumuna bakılmaksızın yaptığı davranışlar ne kadar kötü olursa olsun destekleniyor ve sağlık çalışanının hakkını savunması engelleniyor. Bu düzenin içinde cinsiyet ayrımı yok, kadın erkek herkes burada mağdur ediliyor, güç dengeleri değişiyor. Böylece saldırgan tavırlar ödüllendirilmiş oluyor.

“Saldırganlık ve Hak Aramak Birbiriyle İlişkilendirilemez”
Hak aramak herkesin takdir edeceği bir tavırdır ancak bunun, karşı tarafın haklarına hiçe saymadan yapılması gerekir. Saldırganlık ve hak aramak birbiriyle ilişkilendirilemez. ‘Öfkelendim ne yapayım?’ ya da ‘beni sinirlendiriyorlar!’ düşünceleri aslında değiştirilmesi gereken problemli düşüncelerdir. Öfke evrensel, doğal ve anlaşılabilir bir duygudur. Mutluluk, üzüntü, sevinç nasıl doğal olarak karşıladığımız duygular ise, öfke de öyle karşılamamız gereken doğal bir duygudur. 

“Öfke, Şiddet Göstermek veya Suç İşlemek İçin Bir Mazeret Değildir”
Öfke genel anlamıyla bireyin engellenmeye maruz kalması, saldırıya maruz kalması, beklentilerinin karşılanmaması, incinmesi, tehdit algılaması gibi durumlarda hissettiği duygudur. Unutmamak gerekir ki; 
Öfke, bir problem çözme aracı değildir.
Öfke, bir kendini ifade etme biçimi değildir.
Öfke, başkalarını suçlama biçimi değildir.
Öfke, bir intikam alma yolu değildir.
Öfke, şiddet göstermek veya suç işlemek için bir mazeret değildir.
Öfke, başkalarını kontrol etme yolu değildir.
Öfke, bir haklı olma yolu değildir.

Toplumca Öfke ve saldırganlık ile ilgili birçok yanlış inanışa sahibiz. Bunlardan bazılarının üzerinde durmak istiyorum. 
Öfkeyi Dışarı Vurmak Öfkeyi Düşürür: Belki de en fazla karşılaşılan yanlış inanış budur. Aslında tam tersi öfke öfkeyi besler çünkü bununla ilgili nöral ağları pekiştirir. Bu davranışımıza ve çevremize yansır daha da öfkeli insanlar haline geliriz.
Öfke Otomatik Olarak Saldırganlık Doğurur Öfke birçok saldırganlık biçiminin arkasında yatan dürtü ya da güdü olarak görülmektedir. Öfke bazen saldırganlığa yol açar, fakat her zaman saldırgan davranışın bir başlatıcısı değildir.
Bir İnsanın İstediğini Elde Edebilmesi İçin Saldırgan Olması Gerekir. Birçok kişi öfkeyi saldırganlık ile karıştırmaktadır. Saldırganlıkta amaç karşıdakine zarar vererek onu sindirerek ve yaralamaktır ancak yapılması gereken karşıdakine saygılı davranarak öfkeyi belli etmektir.
Öfkeyi Dışa Vurmak Her Zaman Arzu Edilen Bir Şeydir. Ruh sağlığı çalışanlarının önemli bir kısmı yıllarca, çığlık atmak, yastıkları yumruklamak gibi öfkeyi saldırgan bir şekilde dışa vurmanın sağlıklı ve iyileştirici olduğunu savunmuştur. Ancak araştırmalar göstermiştir ki agresif tavır, agresif davranışı pekiştirmektedir. Bunlar sadece öfke anında kişiyi iyi hissettirmektedir.

“Çözüm: Korkuya Değil Adalete Dayanan Bir Sistem Geliştirilmeli”
Çözüm önerileri aslında çok boyutlu olmalı en alt tabakandan, en üste kadar korkuya değil adalete dayanan bir sistem geliştirilmeli ve her ne olursa olsun saldırganlık hoş görülmemeli. 

“Saldırganlık İçeren Davranışların Bulunduğu Durumlarda, Konuda Uzman Birim İlgilenmeli”
Sağlık Bakanlığı geliştirdiği politikalarda hem hastaları hem de sağlık çalışanlarını korumalı. Saldırganlık içeren davranışların bulunduğu durumlarda bununla hastane yönetimi değil, bu konuda uzman ayrı bir birim ilgilenmeli. Sağlık çalışanlarının da haklarını aramaları bu sayede kolaylaştırılmalıdır.

“En Önce Zarar Gören Taraf Yine Kadın Çalışanlar Oluyor”
Kadın olmak bu ülkede zaten zorken ki düşünün iyi iş yaptığınızda erkek gibi kadın sıfatıyla kadınlığınız bile elinizden alınıyor. Kadınlığınız her zaman reddedilir veya aşağılanırken, güç dengeleri değiştiğinde en önce zarar gören taraf yine kadın çalışanlar oluyor. İş gücündeki kadının yerinin yine kadın dayanışması sayesinde korunacağına inanıyorum.”

Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!