“KONUŞMA YETENEĞİ OLAN HERKES, KENDİSİNİ İLETİŞİMCİ ZANNEDİYOR”

Sözde Uzmanlardan Korunma Kılavuzu
 

İletişim alanında özellikle, herkesin kendisini iletişimci zannettiğini söyleyen İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Okay, “Ülkemizde konuşma yeteneği olan herkes, kendisini bir şekilde iletişimci zannediyor ve bu nedenle de bu kadar fazla iletişim kazası yaşanıyor” dedi.

İletişim alanında ya da konuştuğu konu hakkında herhangi bir eğitim almadan açıklamalarda bulunanlarla sık sık karşılaşılıyor. “Televizyonda söylendiyse doğrudur”, “gazetede yazdıysa kesinlikle yapılmalıdır” anlayışının hala yaygın olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Okay, “Halbuki biraz daha dikkat edilse, her söylenenin çok da doğru olmadığı görülebilir. Sonuç olarak yanlış bilgiler, yanlış kararlara neden olabilir” dedi.

Prof. Dr. Ayla Okay, sözde uzmanlara karşı dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili soruları cevapladı.

Sözde uzman kimdir?
Bana göre sözde uzman elbette ki, kendi uzmanlık alanı dışında konuşan kişidir. Maalesef bu tür insanların sayısı oldukça fazla A konusunda uzmanlığını almıştır ama B, C, X’e kadar her türlü konuda uzmandırlar. Bu hem sağlık alanı için geçerli, hem de iletişim alanı için geçerlidir. İletişim alanında özellikle, herkes kendisini zaten iletişimci zannettiği için, kütüphanecisi de konuşuyor, kimyageri de, yani durum hiç fark etmiyor. Ülkemizde konuşma yeteneği olan herkes, kendisini bir şekilde iletişimci zannediyor ve bu nedenle de bu kadar fazla iletişim kazası yaşanıyor.
Nasıl anlaşılır?
Bazıları fazlasıyla profesyonel, anlaşılması zor olabiliyor. Sıradan vatandaş çoğu zaman anlayamayabiliyor ama, bu alandaki diğer “gerçek” uzmanlar hemen kimin ne olduğunu zaten kestirebiliyorlar. Özellikle akademik camiada, herkes kendi alanındaki çalışanı zaten bilir, bu kişilerin dışında birisi devreye girip “ahkam” kesmeye başladığında da çok kolay fark ederiz.
Korunma yolları nelerdir?
Daha önce de belirttiğim gibi, sıradan vatandaşın korunması çok zor. Bu durumda bu tür “uzmanları”  ortaya çıkaran kurumların sorumluluğu olmaktadır. Burada bahsettiğim medyadır. Medya kimi, hangi uzmanı yayına çıkaracağına dikkat etmelidir, bir bakıma bir otokontrol sergileyerek, bu alanda vatandaşın gerçekten de ihtiyaç duyduğu bilgiyi almasını sağlamak için konusunda yetkin kişileri yayına çıkarmalı veya gazetesinde demecini ona göre yayınlamalıdır.
Sözde uzmanların ne gibi zararları olabilir?
Medya okur yazarlık seviyemizin, sağlık okur yazarlık seviyemizin bu kadar düşük olduğu bir toplumda, insanlar birçok şeyi sorgulamadan buna inanabiliyorlar, bu durum da olumsuz kararların alınmasına neden olabilmektedir. “Televizyonda söylendiyse doğrudur”, “gazetede yazdıysa kesinlikle yapılmalıdır” anlayışı hala yaygın, halbuki biraz daha dikkat edilse, her söylenenin çok da doğru olmadığı görülebilir. Sonuç olarak yanlış bilgiler, yanlış kararlara neden olabilir.