Sözde Uzmanlardan Korunma Kılavuzu
Sözde uzmanların toplumu ciddi şekilde atalete sürüklediğini, herkes artık hap ister, mutluluk için 3 adımda reçete, çocuk için 5 adımda enerji gibi bir durumun gerçek olmadığını belirten Uzman Eczacı, Dilbilimci ve Felsefeci Anooshirvan Miandji, “Sahte uzmanlar ilacın ne olduğunu bilmezler, ama her derdi deva olacak mucizevi ilaçlar sunmayı bilirler” dedi.
Son yıllarda bilim insanları, uzmanlık alanı olmadığı halde eğitimler veren, konuşmalar yapan ve insanları yanlış yönlendiren sözde uzmanlara karşı uyarıyor. Bu konuda neler yapılması gerektiği ile ilgili alanında uzman isimler bilgi veriyor. “Güzel konuşmak insanı güzel yapmaya yetmez, eylemler de güzel olmalıdır ve güzel eylemlerin arkasında bilgi vardır” diyen Bilkent Üniversitesi Yabancı Diller Öğretim Görevlisi ve Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman eczacı, Dilbilimci ve Felsefeci Anooshirvan Miandji, sözde uzmanların en büyük özelliklerinin “cahil cesaretine” sahip olmalar olduğunu söyledi.
Konuşmaları başta mantıklı gözükse de temelde safsatadan öte olmadığını vurgulayan Miandji, tıbbi konuların televizyondan veya internetten öğrenilecek konular olmadığını, kişiye ve duruma göre değiştiğini ve son derece karmaşık senaryolar içerdiğini dile getirdi. Gelişi güzel toplu halde reçete verilmemesi gerektiğinin altını çizen Miandji “Bilimde ölçü vardır, test edilebilir ölçüler. Bu bilimi diğer her şeyden ayırır” dedi.
Anooshirvan Miandji, sözde uzmanlara karşı dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili soruları cevapladı.
Sözde uzman kimdir?
Sözde uzman kimdir sorusuna cevap vermeden uzmanlık nedir neler içerir sorusuna cevap vermemiz gerekir. Uzman, bir konuda en son teknik ve beceriyi bilen kişidir. Uzmanlık dal ve alanlarının üniversitede sınıflandırılmıştır ve her birinin ayrı bir eğitimi vardır. Bir örnek vermek gerekirse eczacılık fakültesi bitirilip genel bilgiler alındıktan sonra örneğin farmakoloji dalı seçilir ve bu dalda uzmanlık yapılır. Uzmanlığın akademik kariyerle doğrudan ilintili olmadığı durumlar da mevcuttur. Örneğin, çaycılıkta 50 yıllık bir deneyime sahip kişi bu alanda uzman olarak kabul edilebilir. Ancak burada üzerinde durmak istediğimiz televizyon, toplu iletişim araçları ve sosyal medyada özellikle sözde tedavi ağırlıklı programlar konusudur.
Bu alanla ilgili iki başlığı ele almamız gerekir;
Bilgi nedir?
Bilgi ölçülebilir, test edilebilir ve aktarılabilir sonuçlardır ve aşağıdaki özellikler taşır:
• Nesneldir, bireyden bireye değişmeyip herkes için aynıdır.
• Evrenseldir, bilim herhangi bir milletin, ırkın malı değil bütün bir insanlığın malıdır.
• Akla ve mantığa dayalıdır, bilimsel olan, akılsaldır.
• Birikimli olarak ilerler.
• Sistemli ve düzenlidir.
• Eleştiriye açıktır. Aksine kanıt gösterildiği zaman bilimsel bilgi geçerliliğini yitirebilir.
Bilgi bilimi ( epistomoloji) kısa açıklamasında ortaya çıkan sonuç hayati bir anlam taşır yani yukarıdaki özellikleri olmayan bir ifade bilimsel değildir ve bunun dışında konuşan kişi uzman değildir.
Sözde bilim nedir?
Sözdebilim veya sahte bilim (pseudoscience) bilimsel argümanlar ve dil kullanılarak ileri sürülen, ancak temelde bilimsel çalışmaların gerektirdiği araçlar, yöntem, deneyleme (doğrulanabilirlik) gibi standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen iddia, inanç, bilgi ve uygulamalar bütününe verilen addır.
Bunun en yaygın örneği televizyonlarda çeşitli alternatif tedavi uzmanları ve enerji uzmanları gösterilebilir.
Sözde uzman nasıl anlaşılır?
Sözde uzmanların en büyük özellikleri “cahil cesaretidir”. Ayrıca konuşmaları başta mantıklı gözükse de temelde safsatadan öte değildir. Görüşler genellikle bir safsata çorbasında öteye geçmez. Sözde uzmanlar ağırlıklı olarak belirsiz, çelişkili, eleştirilere yönelik aşırı tepki ve kişiselleştirmeler, destekleyici verilerin abartılması, sonuçlara yönelik doğrulanması imkânsız abartılı iddialar ile karakterize, kullanıcıları açısından da sosyal, maddi-manevi kazançlar sağladığı düşünülebilecek konular üzerinden yürütülür. Ayrıca bu sözde uzmanların en büyük açığı dilleridir. Bu kişiler karşıdaki dinleyicileri kandırmak için çeşitli dil oyunlarına başvururlar, bu oyunlarda genellikle insanların etkilenecekleri terminolojiler kullanırlar. Örneği eğer sizin şehrinizden geldiyse konuşmaya sizin şehri övmekle başlar, ayrıca çeşitli dini sözcükleri ifadelerin başına ortasına ve sonunda yerleştirerek din sömürüsü yaparak söylediklerini geçerli olduğunu göstermek isterler. Aynı şekilde milli ve manevi bazı değerler ve sözcükleri sık sık kullanarak kişilerin duygularını etkileyip, duygu sömürüsü yapıp görüşlerini yaymak isterler.
Korunma yolları nelerdir?
Günümüzde insanlar egolarına yenik düşüyor, herkes mutlu olmamanın mutsuz olmak anlamına geldiğini sanıyor, ancak bunların dışında da seçenekler var, örneğin anlam bulmak gibi. Hayat siyah veya beyaz değildir, gece ve gündüz gibidir, yani siyah ve beyaz arasında geniş ve yavaşça değişen bir ton alanı yani hayat sadece mutluluk veya sadece mutsuzluk seçenekleri değildir. İnanmak düşünmekten daha kolay olduğu için insanlar inanmayı tercih eder. Düşünmek enerji gerektirir ve eğer insanlar en az enerji ile yaşamaya alışmış ise düşünmek en son başvuracakları eylem olur. Düşünmenin rutin olmadığı toplumlarda, bireyler genellikle başkalarının onların yerine düşünmesini dilerler ve böylece sonuçlarına da katlanırlar. Öncelikle tıbbi konular televizyondan veya internetten öğrenilecek konular değil, kişiye göre duruma göre bireyselleşir ve son derece karmaşık senaryolar içerir, öyle gelişi güzel toplu halde reçete verilemez, insanlarda alamaz ve almamalı da.
Sahte ve sözde uzmanlardan korumanın birinci basamağı bilime saygı duymaktan geçer, bilimin ucuz olmadığını bilmek gerekir. Çeşitli şarlatanlıklarla örneğin astroloji, kuantum, enerji, mucizevi bitkiler, taşlar ve tuhaf yöntemlerle insanların sorunlarını kısa ve gizemli şekilde çözmeye çalışan tüm kişiler bu tarifin içine girer. Bir gün bir üniversitede bir konuşmacıyı benimle tanıştırdılar, “ selam ben koçum “ dedi, bende “ …ben de keçiyim, bunlarda koyunlar…” dediğimde bozuldu ve uzaklaştı. Aklı başında, sistematik eğitim almış ve gerçek bir uzman kuantum koçuyum ya da yaşam koçuyum demez, bunlar boş işlerdir, şarlatanlıktır. Maalesef bu sözde uzmanların bazıları akademik unvanlarını (ki başka alanlarda alınmıştır ve alınma şeklide şüphelidir) bir dürüstlük ve geçerlilik ölçüsü olarak kullanmaktadırlar.
“Sözde Uzmanlar ve Koçlarda Haddini Bilmek Gibi Bir Şey Göremezsiniz”
Sözde uzman kişiler, mantık ve dil sınırlarını göremez. Televizyonlarda ve sosyal medyada dolaşan sözde uzmanlar ve koçlarda haddini bilmek gibi bir şey göremezsiniz, onlar her şeyi ve her çözümü bilen kişilerdir, ben daha hiç televizyonda ağzında ölçülü bir ifade çıkan sözde uzman görmedim, sürekli bir abartı ve mutluluk vadi var. Bu mutluluk avcıları, insanları kandırmak için laf cambazlığı yapmaktadırlar.
“İnsanlara Değerli Olan Her Şeyin Emekle Olacağını Öğretmek Gerekir”
İnsanlara değerli olan her şeyin emekle olacağını öğretmek gerekir. Hiçbir şeyin kendiliğinden var veya yok olmayacağını bilimin temelinde sebep-sonuç ( determinizm) olduğunu, bununda kısa ve yüzeysel kulağa hoş gelen ifadelerle çözülemeyeceğini bilmeleri gerekir.
Sözde uzmanların ne gibi zararları olabilir?
Sözde uzmanların çok büyük zararları vardır. Öncelikle gerçek bilimden insanları uzaklaştırır, ayrıca bilime ulaşma ve bilimsel düşünme geleneğini erteler. Yeri geldiğinde bilime saygıyı da ciddi şekilde yaralar. Ayrıca toplumu ciddi şekilde atalete sürükler, herkes artık hap ister, mutluluk için 3 adımda reçete, çocuk için 5 adımda enerji, zenginlik için 9 adımda kuantum gibi adım adım toplumu sömürmekteler.
“İlacın Ne Olduğunu Bilmezler, Ama Her Derde Deva Olacak Mucizevi İlaçlar Sunmayı Bilirler”
Sahte uzmanlar özellikle tıp, eczacılık, psikoloji ve felsefe alanında toplumun beden ve zihin sağlığına ciddi zararlar vermektedir. İlacın ne olduğunu bilmezler, reseptörün ne olduğunu bilmezler, ama her derde deva olacak mucizevi ilaçlar sunmayı bilirler. Bu alanda ülkede milyonlarda liralık dolandırıcılık söz konusudur, düşünün insanlar 5 lira verip kitap okumaktansa 50 lira verip fal baktırmaya yeğlenebiliyor.
“Görsel Medya, Özgür Olduğu Kadar Sorumlu Olmalı”
Tüm bu sahte uzmanları çıkartan medya da ciddi şekilde sorumludur. Büyük kitleleri etkileme gücüne sahip olan görsel medya, özgür olduğu kadar sorumlu olmalı, sadece çıkar ve ekonomik kaygılarla, gün geçtikçe kaliteden taviz verip, vasat, içeriksiz ve tatmine yönelik programlara ağırlık vermektedir.
Sözde uzmanların, sosyoekonomik düzeyi düşük olan sınıflarda daha etkin oldukları çalışmalar ile görülmüştür.
Sahte doktor John R. Brinkley, tıp tarihinin en ilginç şarlatanlık ve sözde uzmanlık örneklerinden biri. 1920’ler de ABD de keçi testislerini iktidarsız erkeklere cerrahi yöntemlerle aktardığını ve cinsel güçleri artırdığını iddia etmiştir. Büyük paralar kazanmıştır ve sonunda şarlatanlığını hesabını ağır ödemiştir, hayatının sonunda kaçtığı Meksika da sefalet içinde hayatını kaybetmiştir.