NE KADAR MUTASYON O KADAR İYİ TEDAVİ!

Science Dergisi’nde yayınlanan çalışmaya göre, Melanoma tedavisinde tümördeki mutasyon sayısı ilaç etkinliğiyle ilişkili bulundu.
 
Kanserle mücadelede radyoterapi ve kemoterapi dışında kişinin kendi bağışıklık sistemi de tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Kanserin hem oluşması hem de ilerlemesi kişinin bağışıklık sistemiyle direkt ilişkili olduğundan kanser hücrelerini yok etmeye yönelik immünoterapatik yöntemler gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Günümüzde immünoterapideki gelişmeler sayesinde uzak organ metastazları bulunan ileri aşamadaki kanserlerin tedavisinde de başarılı sonuçlar alınmaya başlanmıştır.
 
Bazı hastaların neden bazı ilaçlarla daha iyi tedavi edilebilirken aynı ilaçların neden diğer hastalarda işe yaramadığı sorusu şuan kanser tedavisinin en önemli sorularından olup, tedavide bireysel tedavinin önemini ortaya koymaktadır. Bu konu üzerinde araştırmalarını yürüten Almanya ve Amerika’daki araştırmacılar melanoma tedavisinde kullanılan bir ilacın etkinliğini araştırırken ilginç sonuçlar buldular. Almanya’da 2011 yılından bu yana ileri aşamadaki melanoma hastalarına ipilimumab isimli etken madde içeren ilaç ile tedavi uygulanmaktadır. İpilimumab’in kanser immünoterapisindeki rolü sitotoksik T lenfositler üzerindeki inhibisyonu kaldırıp, bu savaşçı hücrelerin tekrar kanser hücrelerini tanıyıp yok etmelerini sağlamaktır. Melanoma hastalarının yaklaşık yüzde 20’sinde kanser bu ilaç ile yıllarca kontrol altına alınabilirken, neden bazı hastalarda ilacın işe yaramadığı bilinmemekteydi.
 
Science Dergisi’nde 10 Eylül’de yayınlanan çalışmada 110 melanom hastası üzerinde yapılan araştırmaların sonucunda, genomlarında daha fazla sayıda mutasyon bulunan hastaların ilaca daha iyi yanıt verdiği gösterildi. Aynı zamanda, bu hastaların bağışıklık sistemlerinin tümörün tanınmasına yardımcı olan bazı molekülleri de daha çok salgıladıkları bulundu.
 
Alman Kanser Araştırma Merkezi’nde vasküler biyoloji, onkoloji ve metastaz konusunda doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan Dr. Sıla Appak, yapılan araştırma hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Bu çalışma, bireysel ve hedef terapinin kanser tedavisinin ana hedeflerinden biri olduğu günümüzde, bir örnek oluşturup, tedavide genom analizlerinin arkasında çok kompleks mekanizmaların bulunduğuna ve bireysel tedavinin bu faktörler ışığında planlanmasına ışık tutmakta.”
 
Makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
 
 
Eliezer M. Van Allen, Diana Miao, Bastian Schilling, Sachet A. Shukla, Christian Blank, Lisa room, Antje Sucker, Uwe Hillen, Marnix H. Geukes Foppen, Simone M. Goldinger, Jochen Utikal, Jessica C. Hassel, Benjamin pasture , Katharina C. Kaehler, Carmen Loquai, Peter Mohr, Ralf Gutzmer, Reinhard Dummer, Stacey Gabriel, Catherine J. Wu, Dirk Schadendorf, and Levi A. Garraway: Genomic Correlates of Response to CTLA4 blockade in metastatic melanoma