“Hiç şüphesiz ki doktor-hasta ilişkisi karşılıklı bir iletişim sürecidir” diyen Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Elgiz Yılmaz, yazdığı kitap ile hekim-hasta iletişiminde önemli noktalara dikkat çekmeye çalıştığını dile getiriyor.
Hem hasta hem doktor farklı beklentiler içerisinde oluyor. Peki bu ilişkiler ve beklentiler internet ortamına nasıl yansıyor? Hastalar, internette yer alan doktorlara ait web sitelerine nasıl yaklaşmalı? Yrd. Doç. Dr. Elgiz Yılmaz, “Doktorumun Hastasıyım.com” kitabında ülkemizde sıkça konu edilen doktor-hasta iletişime ait literatür bilgilerini gerek sağlık kuruluşlarında yaptığı gözlemler gerek doktorlar ve hastalarla yaptığı görüşmelerle karşılaştırarak aktarıyor.
Yrd. Doç. Dr. Elgiz Yılmaz, “Doktorumun Hastasıyım.com” isimli kitabı hakkında Med-Index’in sorularını yanıtladı.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yüksek lisans derecemi Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Halkla İlişkiler Bilim Dalı’ndan aldım. Bu süreçte Amerikan Hastanesi Stratejik İletişim departmanında “Stratejik İletişim Uzmanı” olarak görev yapıyordum. 2004 yılında akademisyen olmaya karar vererek yeniden yuvama yani Galatasaray Üniversitesi’ne döndüm.
Doktora çalışması için 2005-2007 yılları arasında Fransa’ya gittim. Dünyaca ünlü şarapları bulunan Bordeaux’daki Université Michel de Montaigne Bordeaux 3’te doktoramı tamamladım. Tezimin konusu “Sağlık alanında iletişim süreçleri: hastane ortamında sağlık profesyonelleri ile hastalar arasındaki kişiler arası ilişkiler” üzerine. sektörel deneyimi akademik araştırma alanıma da taşımak istediğimden tez konumun sağlık iletişimi üzerine olması tesadüfi değil.
Halen Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı’nda yardımcı doçent olarak görev yapıyorum. Akademik çalışma alanlarım; halkla ilişkilerde yeni teknolojiler, kişiler arası iletişim, kurum içi iletişim ve sağlıkta kişilerarası iletişimdir. Bu alanlarda uluslararası kongrelerde sunulmuş ve yayınlanmış çok sayıda bildirim ve ulusal dergilerde yayımlanmış makalelerim bulunmaktadır.
Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Doktora tezim yurtdışında kitap olarak yayınlandı. Ancak sağlık iletişimi ülkemiz için yeni bir alan sayılır ve bu alanda Türkçe yayın sayısı oldukça az. Alana ilgili duyan akademisyenlere ve sektör profesyonellerine katkıda bulunabilmek için “Doktorumun Hastasıyım.com”u kaleme almak istedim.
Ülkemizde sıkça konu edilen doktor-hasta iletişimine ait literatür bilgilerini gerek sağlık kuruluşlarında yaptığım gözlemler gerek doktorlar ve hastalarla yaptığım görüşmeler ile karşılaştırarak aktarmaya çalıştım. Hayatımızı kolaylaştıran ve hızla benimsediğimiz yeni iletişim teknolojilerinin doktor-hasta iletişimi üzerine etkilerine de değindim.
Devam kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Bu ilk kitabım sağlıkta kişilerarası iletişim modellerine, bu modellerde etkili olan faktörlere, doktor, hasta, hastane gibi sağlıkta rol oynayan aktörlere, internet teknolojilerinin etkilerine örneklerle değinen kapsamlı bir özet niteliğinde.
Sağlık iletişimi alanında katıldığım uluslararası ve ulusal konferanslarda, sektör toplantılarında öne çıkan yeni kavramları, yeni aktörler ve teknolojileri araştırıyorum. Devam kitabında yine Türkiye’den örneklerle bunlara yer vermek istiyorum.
Kitapta vermek istediğiniz mesaj nedir?
Kitabın adı “Doktorumun Hastasıyım.com” aslında bir kelime oyunu. Hem “doktoruma çok güveniyorum, onun benim için en iyiyi yapacağına inanıyorum” hem de “ben bu doktorun takibindeyim” anlamlarını taşıyor. Buradan hareketle ana mesajım; sıklıkla olumsuzlukları dile getirilen doktor-hasta iletişiminde suçlu aramak çok yanlış. Doktorun, hastanın, hasta yakınının, tercih edilen sağlık kuruluşunun, ülkenin uyguladığı sağlık sisteminin bu iletişim üzerinde etkileri var. Empatik yaklaşımı asla göz ardı etmemek gerekir.
Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Kitapta doktor-hasta iletişimine ait asla bir reçete vermiyorum. Sadece bu süreçte nelerin, nasıl etkili olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Okurlarımız bu sürece ait kendi deneyimlerini, eleştirilerini, önerilerini bana iletebilirse bundan sonraki çalışmalarıma zenginlik katacakları için çok memnun olurum.
Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
Kitabı okuyan doktorlarımızdan “bir günlük hayatım gözümün önünden film şeridi gibi geçti”, “iletişim aksaklarına sadece bizim sebep olmadığımızı gösterdiğiniz, bizi günah keçisi olmaktan kurtardığınız için teşekkür ederiz”, “hastaların bizden nasıl beklentileri olduğunu görmemizi sağladı”, “doktor-hasta iletişimini hiç bu yönden düşünmemiştim” şeklinde tepkiler aldım. Hastalarımız da “doktorla konuşurken çekiniyorduk ama kendimizi nasıl daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık”, “aslında doktorlarımız çok iyi insanlar ama bazen çok endişeli olduğumuz için geriliyoruz” şeklinde öz eleştiri yaptılar.
Kitabınız yazar olarak size neler kazandırdı?
Akademik çalışma alanımın ülkemizde daha çok tanınmasını ve sağlık sektörünün sağlık iletişimi alanındaki projelerinde işbirliği yapabilmeyi sağladı. Bu beni çok mutlu ediyor; çünkü her zaman üniversitelerde verilen akademik bilginin sektör pratikleriyle harmanlanmasını destekliyorum.
Yazdığınız kitaplar arasında en çok etkilendiğiniz kitabınız hangisi?
İlk kitabım olduğu için yeri çok ayrı.
Mutlaka herkesin okuması gereken kitap ve film sizce hangisi?
Kitap olarak; Wilhelm Reich’ın “Dinle Küçük Adam”ını ve film olarak da Robin Williams’ın başrolünü oynadığı ve gerçek bir hikayeden yola çıkılarak hazırlanmış “Patch Adams”ı tavsiye edebilirim.
Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlık haberciliği medyada en önemli ve en hassas uzmanlık alanı. Yayınlanan haberler ile bir insanın hayatını mahvedebilir veya kurtarabilirsiniz. Hepimizi kabul ediyoruz ki; medyanın gündem yaratma gücü ile insanlar üzerindeki etkisi çok büyük. Sağlık haberciliği yapan gazetecilerin yazacakları konuyu öncelikle ilgili tıbbi uzmanlık derneği yetkililerinden ve uzman doktorlardan teyit etmeleri gerekir. Yurtdışı kaynaklardan tercüme edilen haberlerin içeriğinin ülkemizle ne kadar örtüşüp örtüşmediğine dikkat edilmeli.
Sağlıklı iletişimin olmazsa olmazı size göre nedir?
Doktorlara gerçek anlamda faydalı olması açısından Sağlık İletişimi dersinin tıp fakültelerinin ders programına eklenmeli. Hastalar açısından ise Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı öncüğünde medya kuruluşları, hasta dernekleri, hasta okulları işbirliğiyle “sağlık okuryazarlığı” düzeyinin yükseltilmesi önemli.
Türkiye’deki çalıştığınız alandaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oldukça umut verici. Ülkemizde ilk olarak üniversitemizin İletişim Fakültesi’nde lisans ve lisansüstü düzeyde ders olarak okutulmaya başlanan Sağlık İletişimi dersinin artık birçok iletişim fakültesinin programında görmek mümkün. Alana ait yayınlarda önemli iletişim akademisyenlerinin imzaları var. Öte yandan tıp ve ilaç sektörünün projelerinde akademisyenlerle işbirliği talepleri sevindirici.
Hâlâ planlayıp gerçekleştiremediğiniz projeniz var mı?
Daha yolun çok başındayım, yapmak istediğim çok şey var. Ama imza attığım her çalışma bir sonraki güzel projeyi getirdiği için heyecanım giderek artıyor.
Kesinlikle; akademik gelişimimi başarıyla devam ettirmek bunların başında geliyor. Bu alanda edindiğim teorik ve pratik kazanımlarımı hem öğrencilerime hem de tüm sektör ilgililerine doğru ve etkin aktarabileceğim fırsatları takip ediyorum.
Çok yakında zamanda bir internet televizyonu üzerinden deneme çekimini yapıp yayınladığımız programımız devam ederse; içerik hazırlamak için çok heyecanlanıyorum.
Med-Index
Med-Index