15-17 Mayıs tarihleri arasında Ankara Sheraton Otelde gerçekleştirilen 8. Uluslararası Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi, alanında isim yapmış tecrübeli hekimleri bir araya topladı. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği tarafından düzenlenen kongrede, özellikle tartışmalı ve disiplinler arası ortak çalışmayı gerektiren konular masaya yatırıldı. 1000’e yakın katılımcı ile gerçekleşen toplantıya Ankara’ da merkezi bulunan 8 ayrı uzmanlık derneği de destek verdi.
Kongrenin çalışmaları hakkında bilgi veren Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği ve Kongre Başkanı Doç. Dr. Adil Eryılmaz, bu yıl 8.si gerçekleştirilen bu kongrenin tecrübe ve bilgi paylaşımının yanında yeni tıbbi yaklaşımlarında değerlendirildiği bir toplantı özelliği taşıdığını söyledi. Her iki yılda bir tekrarlanan kongrenin 1988 yılından bu yana aralıksız sürdürüldüğünü dile getiren Eryılmaz, bu kongrelerin özellikle yeni yetişen asistan ve uzmanlar için önemli bir bilgi kaynağı olduğunu dile getirdi. Kongreye genellikle branşında kendini uluslararası alanda ispatlamış tıp otoritelerinin de katıldığını söyleyen Doç. Dr. Eryılmaz, “Bu hocalarımızın katılımıyla kongremiz ayrı bir havaya bürünüyor. Cerrahi yaklaşımları sebebiyle tıp camiasında isim yapmış bu hocalarımız hem güncel hem de klasik yöntemler hakkında analizler yapabiliyorlar” dedi.
Kongre, 7 Salonda Aynı Anda Devam Ettirildi ve 67 Konferans, 58 Kurs, 13 Panel ve 23 Oturum Yapıldı
Toplantının bilimsel program ve içerik açısından oldukça yoğun bir gündeme sahip olduğunu ifade eden Doç. Dr. Eryılmaz, şöyle devam etti: “Kongremizde 67 konferans, 58 kurs, 13 panel ve 23 oturum yapıldı. Katılımcı sayımız 1000’e yaklaştı. Ankara’da ilk defa bu kadar yoğun bir kongre yapıldı. Çoğu Amerika Birleşik Devletleri , Avrupa ve bir konuğumuzda Mısır’dan olmak üzere 24 yabancı meslektaşımızın katıldığı kongremizde, 206 yerli konuşmacı ve görevli katılımcı yer aldı. Toplantılar 7 salonda aynı anda devam ettirilerek, sabah 08:00’den akşam 19:00’a kadar sürdürüldü. Kongrenin öne çıkan konuları arasında, Tinnitus, vertigo, baş boyun kanserlerinde organ koruma yöntemleri, Rinoplasti, endoskopik sinüs cerrahisi ,tiroid cerrahisi ve alerjinin ön plana çıktığını görüyoruz. Asistanlara yönelik hazırlanan kurs programı içerisinde de kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahisinin önemli anatomik bölgeleri hocalarımız tarafından detaylı bir şekilde işlenmiştir”
Doç. Dr. Adil Eryılmaz, kongrelerine 150’ye yakın poster ve 25 sözlü sunum müracaatı olduğunu da bildirdi. Kongrenin ilk günü saat:16 da katılımcılarla birlikte Anıtkabire gidilerek Ulu Önder Atatürk’ün huzuruna çıkıldı ve günün önem ve hissiyatımızı belirten bir metin özel deftere yazılarak imzalandığını belirten Eryılmaz, ayrıca kongreye katılmak için gelen yabancı konukların Kapadokya ve Anadolu Medeniyetler Müzesine götürerek gezdirdiklerini kaydetti.
Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği olarak yıllık belli periyotlarda bir dergi çıkardıklarını anlatan Eryılmaz, “Her ay üniversite ve eğitim hastaneleri olmak üzere bir eğitim kurumunda bilimsel toplantılar düzenliyoruz. Derneğimizin genel kurulunu da kongre içerisinde gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte, genel kurulda seçilen arkadaşlarımız önümüzdeki dönemin programını hazırlayacaklar”.
Kongrede öne çıkan başlıklar arasında şu konular yer aldı:
*Nazal polipli hastalarda endoskopik sinüs cerrahisinin uyku kalitesi üzerin etkisi: Nazal cerrahinin, tıkayıcı uyku apnesi tedavisindeki etkisi sınırlıdır. Ancak kronik nazal tıkanıklığın cerrahi ile açılması, horlama ve gündüz uykululuğuna olan etkileri ile uyku kalitesini önemli derecede düzeltir.
*Nazolakrimal kanal tıkanıklığı tedavisinde eksternal ve endoskopik dakriyosistorinostomi sonuçlarının karşılaştırılması: Multidisipliner yaklaşımla nazolakrimal kanal tıkanıklığı tedavisinde endoskopik cerrahi eksternal cerrahi kadar iyi sonuçlar vermektedir. Fonksiyonel başarısı klasik yöntemi yakalamış olan endoskopik dakriyosistorinostomi, cerrahi süreyi kısaltması, kozmetik deformite yapmaması ve eşlik eden nazal patolojilere girişim kolaylığı gibi avantajlara sahiptir.
* Tek taraflı psödohipoakuzinin doğrulanmasında stenger testinin etkinliği: Yapılan çalışmada subjektif bir test olan Stenger testi psödohipoakuzinin belirlenmesinde, objektif bir test olan ABR ile karşılaştırıldığında uygulaması daha kolay ve güvenilir bir test olarak bulunmuştur. Ancak yanlış sonuçlar verebilecek faktörlerin varlığı göz önünde bulunmaktadır.
*Kronik tinnitus hastalarda intratimpanik deksametazon uygulamasının sonuçlarını değerlendirme: İntratimpanik deksametazın uygulaması tinnitus şiddetinde azalma sağlasa da tamamen ortadan kaldırmamaktadır. Tinnitus şiddetiyle hastanın subjektif olarak algıladığı tinnitus derecesi arasında belirgin bir uyum olmadığı görülmektedir.
*Ani işitme kaybı hastalarında takip ve tedavi sonuçları: Ani işitme kaybı etyolojisinde vasküler ve viral nedenler ön planda düşünülmektedir. Erken başvuru ve 60 dB’den az işitme kayıplarında prognozun daha iyi olduğu gözlenmektedir.