VİRÜSLE KANSERİN SONU HAZIRLANIYOR

Lenti virüsün kanser hücre RNA’sını inhibe ederek gen tedavisinde kullanılma çalışmaları ümit vaat ediyor

Amerikada doktora döneminde temel kanser biyolojisi üzerine çalışan Uz. Dr. Fikret Şahin şu anda Ankara Üniversitesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalında Öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Retinoblastoma protein ile E2F proteinlerinin birbiri ile ilişkisi ve bu ilişkinin kanser hücre fenotipi üzerine etkilerini araştırdıktan sonra John Hopkins Üniversitesi Patoloji, Onkoloji bölümüne geçti. Burada 3 yıla yakın farede pankreas dokusuna spesifik gen knockout (ortadan kaldırma) üzerine araştırma yapan Uz. Dr. Şahin, klinik ve temel kanserle ilgili çalışmalarda bulundu. Farede gen knockout sisteminin önemi üzerinde duran Dr. Şahin, pankreas kanser modeli oluşturmasında çok önemli olduğunu ve çalışmanın halen devam ettiğini dile getirdi.
Kanser ve mikrobiyoloji üzerine çalışmalarının sürdüğü Ankara Üniversitesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalında Öğretim üyesi Dr. Fikret Şahin, kanserde tedaviye yönelik çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Bazı farmasötik moleküllerin kanser üzerine etkisini araştırdıklarını kanser hücresi üzerinde elde ettikleri başarılı sonuçları hayvan kanser modelleri üzerinde denediklerini ifade eden Dr. Şahin, ayrıca kanserde genetik tedavi üzerindeki çalışmalarının da devam ettiğini belirtti.

Hedef Onkojen Hücre
Kanser hastalığının genetik tedavisinde çok önemli yer tutan virüslerin kullanımının son on yıl içerisinde oldukça önemli aşama kaydettiğini vurgulayan Dr. Şahin, kendilerinin de bu sistem içerisinde çok önemli yer tutan retrovirus grubu üyelerinden lentivirus sistemini kullandıklarını dile getirdi. Uygulanan bu sistemin moleküler biyolojinin son yıllarda ortaya çıkarttığı ve geçen sene nobel ödülü alan konusu olan siRNA sistemini eklediklerine dikkat çeken Uz. Dr. Şahin, lentivirüs genomunda modifikasyonlar yaparak kanser hücresi üzerinde etkili olabilecek tedavi için çalıştıklarını bildirdi. Kanser hücre serilerinde başarılı sonuçlar aldıklarını belirten Dr. Şahin asıl amaçlarının tüm dünyada olduğu gibi hedef dokuya spesifik tedaviyi gerçekleştirmek olduğunu vurguladı.

HSV Grubu Tanı Kolaylaştırıyor
Yaptığı mikrobiyoloji çalışmalarını iki bölümde açıklayan Dr. Şahin, infeksiyon etkenin tanısında kullanılacak yöntemler üzerinde çalıştıklarını bu amaçla PCR ve Realtime PCR yöntemlerini kullanarak multiplex tanı kitleri hazırladıklarını dile getirdi. Bu yöntemlerin duyarlılıklarını hazırladıkları rekombinant plasmidlerde denediklerini ve çok iyi sonuçlar aldıklarını belirten Dr. Şahin, özellikle hazırladıkları HSV grubunun bazı üyelerini tek bir reaksiyon gösteren sistemlerinin bu infeksiyonların tanısını çok kolaylaştıracağını kaydetti. Bu çalışmanın uluslararası dergide yayınlandığını ve şu ana kadar 50’nin üzerinde mikroorganizmanın bu yöntemle tanısını yapabildiklerini söyleyen Dr. Şahin, çok kısa sürede var olan tüm mikroorganizmalarının tanısını sağlayabilecek geniş bir tanı kütüphanesi üzerine çalıştıklarını kaydetti. Mikrobiyoloji üzerine olan ikinci çalışma alanını gizlilik içerinde yürüttüklerini söyleyen Dr. Şahin, “Artık antibiyotik kullanım dönemi bitmek üzere, bu nedenle aynı kanserde olduğu gibi bakteriler üzerinde de genetik tedavi söz konusu olacak. Bu yöntem geleceğin tedavi şekli haline gelecek. Çalışmalar esnasında geliştirdiğimiz teknikler ve yöntemler ile ilgili olarak 4-5 tane patent başvurusu aşamasında bulunmaktayız” dedi.