TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE SON GELİŞMELER

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Gürgan ve Gürgan Clinic Kadın Sağlığı, İnfertilite ve Tüp bebek merkezi Medikal Direktörü Doç. Dr. Aygül Demirol ile tüp bebek yöntemiyle ilgili son gelişmeleri konuştuk.

İlk tüp bebeğin doğumunun 30. yılı kutlamaları çerçevesinde bu sene farklı etkinlikler düzenlendiğini kaydeden Prof. Dr. Gürgan, yapay döllenme sonucu 1978 yılında sezeryanla dünyaya getirilen Louise Brown ile dünyada ilk tüp bebek uygulaması gerçekleştiğini söyledi. Prof. Dr. Gürgan şu ana kadar tüp bebek yöntemiyle 5 milyon çocuğun dünyaya geldiğini söyleyerek şöyle konuştu: “ Önceden çocuk yollarında hasar olduğu tespit edilen hastaların döllenme sorunu oluyordu. ilk defa annenin üreme yolları dışında tüp bebek laboratuarında dölleme ile embriyo anne rahmine yerleştirilerek yapıldı” diyor. 1992’den sonra yeni bir bakış açısı kazanıldığını söyleyen Gürgan, mikro injeksiyon (ICSI) yöntemi ile sperm sorunu yaşayan erkeklere çözüm olduğunu hatta spermi bulunmayan erkeklere ait sprem bulunarak bu yöntem uygulandığını iletiyor. Teknolojinin büyük ilerleme kaydettiğini ve böylelikle 5 milyon çocuk dünyaya geldiğini belirten Gürgan konuşmasına şöyle devam ediyor: “Kadınların 35 yaş ve üstü yaşlarda olmalarıyla ya da daha erken yaşta yumurta rezervlerinin bitmesi sonucu gebeliklerinde zorluklar oluşmaktadır. Erkeklerde de spermlerin gelişme sorunu yaşanmaktadır. Böyle vakalarda sağlıklı sperm elde edilemediği için sağlıklı gebelik oluşturulamıyor” diyor. Gürgan 5-10 yıla kadar kök hücrenin umut vaad ettiğini ancak henüz somut bir başarı olmadığını sözlerine ekliyor. Prof. Dr.Timur Gürgan tüp bebek tedavisi uyguladıkları hastalarda yüzde 20 ile 60 arasında tedavi ettiklerini kaydediyor. Tüp bebek merkezlerinin iyi organize olmaları ve kaliteli sisteme sahip olmaları gerektiğini ileten Gürgan; uygulanan tedavilerin başarısının, tüp bebek merkezlerinin kullandıkları malzemelerin kalitesiyle eşdeğer olduğunu sözlerine ekliyor.

Çifte özel tedavi uygulaması
Prof. Dr. Timur Gürgan tüp bebek yöntemi ile ilgili yeni bakış açısını şöyle açıklıyor : “Çifte özel tedavi yöntemi uygulanmalıdır. Hastanın sosyal, psikolojik ve ekonomik durumu, geçirdiği hastalıklar değerlendirilmelidir. Kişilerin çift detaylı olarak değerlendirip kişiye özel tedavi uygulanmalıdır. Bu yöntem “Hasta Dostu” tedavi yönteminin temelini oluşturmaktadır. Hasta dostu tedavi yöntemiyle hastaya en az yan etki, en az maliyet ve en yüksek başarı sağlanmaktadır. Bilimsel uygulamaları, teknik gelişmelerle paralel bir şekilde yürütmek gereklidir” diyor.

Tüp bebek uygulamasından önce alternatif yollar denenmeli
Tüp bebek uygulaması ile ilgili olarak Prof. Dr. Gürgan : “Hastaların genetik incelenmesi ve bağışıklık sistemleri, rahim içi yapısı incelenerek teşhis ve tedavisi yapılmaktadır.Bu yöntemle tüp bebek adaylarına ön hazırlık uygulanmaktadır. Yapılan inceleme sonunda teşhis konmaktadır ve böylece tüp bebek tedavisinde başarı oranı yükselmektedir.“diyen Prof. Dr. Gürgan kadında kistleşme ve erkekte sperm sorunlarına göre tedavi uygulandığını dile getiriyor. Gürgan konuşmasına şöyle devam ediyor:” Ülkemizde bulunan 90 tüp bebek merkezi Bağkur’da çalışanların sağlık bakanlığındaki yönetmeliğe bağlı kalarak, ilaçların yüzde sekseni, tedavi masraflarının 3/1’i devlet tarafından karşılanmaktadır. Kanuni hakları olan hastaların raporları çıkartılmalıdır. Ülkemizde kaliteli tedavi uygulayan dünya standartlarında merkezler bulunmaktadır. Tüp bebek teşhisi konan hastaların ümitlerini gerçekleştirmek, sağlıklı çocuk dünyaya getirmelerini sağlamak hekimlerin görevidir. Bu uygulamaları geniş kitlelere yaygınlaştırmak gerekmektedir” şeklinde açıklayan Prof. Dr. Timur Gürgan , 3 milyon çiftin kısırlık sorunu yaşadığını belirtiyor. Kısırlık sorunu yaşayan her çifte tüp bebek tedavisi uygulanmadığını, özellikle daha az sorunu olan çiftelerin aşılama, yumurtlama gibi alternatif yolların denenmesi gerekebileceğini sözlerine ekliyor.

Çok fazla embriyo başarısızlık kriteri
Yeni bazı tedavilerin, erkek kısırlığı olan veya kadında yumurtaya bağlı sorunları olan çiftlerde lazer etkili oluyor. Spermlerin büyütmeli mikro injeksiyon, lazer, co-kultur , ilaçsız tüp bebek gibi teknikler ve özellikle üç boyutlu ultrasonların laboratuarlarda kullanılmasıyla bazı özel hasta gruplarında daha başarılı olunduğunu söyleyen Prof Dr. Gürgan sözlerine şöyle devam ediyor: “ Tüp bebek tedavisi bir bütündür, hastaya uygulanacak tedavi yönteminin seçiminden ilaç uygulamalarına kadar her çalışmanın iyi değerlendirilmesi gerekir. Döllenmenin başarılı olması ve kaliteli embriyo gelişiminin oluşturulması hayati önem taşımaktadır. Kaliteli embriyonun gelişmesi için laboratuarlarda çifte özel organizasyonlar yapılmaktadır. Özellikle kaliteli embriyo geliştikten sonra çok fazla embriyonun rahim içine konulmasıyla elde edilen çoğul gebelikler de önemli sorun yaratmaktadır. Özellikle üçüz gebelikler başarıdan ziyade bir başarısızlık kriteri olarak görülmektedir. Çünkü bu gebeliklerde erken doğumlar olmakta ve bunda dolayı çocuk kaybı oranları yüksektir.Çok fazla embriyo transferi tercih edilmemektedir” diyor.

Doç. Dr. Aygül Demirol: “Doğru hastaya doğru tedavi”
Clinic Kadın Sağlığı, İnfertilite ve Tüp bebek merkezi Medikal Direktörü Doç. Dr. Aygül Demirol tüp bebek uygulamalarında son dönemlerde yeni ve çok farklı yöntemlerin kullanıldığını ifade ediyor. Tedavi uygulamalarında en önemli nokta doğru hastaya doğru tedavi yöntemi seçimi olduğunu belirten Doç. Dr. Aygül Demirol tedavi çeşitleri hakkında bilgi veriyor. Güncel tedavi yöntemlerinden olan Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) , uygulamasının kadının yaşlanmasıyla yumurtalarının da yaşlanıyor olması ve yumurtalarında genetik sapmalar meydana gelmesi sonucu oluşan hastalıklarda tercih edildiğini belirtiyor. Dr. Demirol anne adayı gebe kalmadan önce embriyolarından genetik yapılarının incelendiğini söylüyor. Bu uygulama sonucun embriyolarından genetik olarak sağlıklı olanı anneye transfer edildiğini açıklıyor. Embriyo lazerle alınıp, embriyoya bu uygulama ile zarar verilmediğini ve bu yöntemle genetik rahatsızlık olan embriyolar saptandığını açıklıyor. Demirol ayrıca gen lokusu tepit edilmiş hastalıkların belirlendiğini, ailede genetik hastalıkları olanlarda ya da 38 yaş üzeri adaylarda bu yöntem uygulandığını sözlerine ekliyor.

Lazer farklı işlevlerde kullanılıyor
Lazer yönteminin farklı şekillerde uygulandığını belirten Demirol ilk olarak; embriyodan genetik analiz için blastomer çıkarır iken lazer kullanımı üzerinde duruyor. Bu yöntemle embriyonun zarar görmesinin önlendiğini belirtiyor. Diğer bir yöntemin de embriyo traşlama, diye de bilinen Assısted Hatchıng olduğunu sözlerine ekliyor, Dr. Demirol bu uygulamanın rahme embriyonun implantasyonunu artıran bir faktör olduğunu belirtirken hasta seçim kriterlerinin önemli olduğuna ve ileri yaş ve tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan hastalarda kullanılabileceğine işaret ediyor. Lazerin kullanıldığı diğer çok yeni bir uygulama ise seçilmiş vakalarda mikroenjeksiyon sonucu dejenerasyonu azaltmak ve daha kaliteli embriyo elde etmek için işlem öncesi yumurta zarında ufak bir delik açılarak, spermin yumurta içine daha az travmatik şekilde yerleştirilmesidir ki; bu teknikle özel hasta grubunda yüksek gebelik elde ettiklerini ifade ediyor.

Ko-kültür uygulamaları gelişerek devam ediyor
Ko-Kültür uygulamasını açıklayan Dr. Demirol konu hakkında şöyle konuşuyor: “Anne rahminden endometrial hücreler alınarak yada çok daha yeni bir yöntem olarak yumurta çevresindeki granulosa hücrelerinden elde edilen ek bir kültür vasatıdır. Embriyo laboratuarda özel sıvılar içerisinde geliştirilmektedir. Ko-kültür vasatı ek bir besi ortamı olarak embriyonun gelişimine salgıladığı büyüme faktörleri ile katkıda bulunmaktadır. Bu yöntem ile daha kaliteli embriyolar elde edilerek gebelik oranı seçilmiş vakalarda daha yukarıya çekilmektedir”.

Blastosist transferi uygun vakalarda başarıyı getiriyor
Embriyo transferi yumurta toplanmasından sonra genellikle 3. gün yapılmakla birlikte uygun vakalarda gebelik oranını artırmak için transfer daha ileri döneme alınarak 5. gün seçilerek gelen blastosistlerin transferinin kaliteli laboratuar şartlarına sahip merkezlerde gebelik oranını artırdığını ve bunun için dikkatli laboratuar izlemin gerektiğini Dr Demirol belirtiyor ve blastosis transferi ile birlikte endometrial senkronizasyonun daha iyi şekilde yakalandığını sözlerine ekliyor.

Mikroenjeksiyonda büyük büyütmeli sistem en son yeniliklerden
Gürgan Clinic’de uygulanan yeni tekniklerden bir diğeri de büyük büyütmeli mikroenjeksiyon yöntemi. Bu teknikle sperm ve yumurta yüzlerce kez daha fazla büyütülerek yapısal incelemeleri daha iyi yapılıyor ve daha kaliteli olanlar seçiliyor. Sonuçta daha kaliteli embriyo ve yüksek gebelik oranları hedefleniyor. Bu tekniğin bir çığır açacağını Sayın Demirol vurguluyor. Tüm bu tekniklerin uygulanımı yurtdışından periyodik aralıklarla Gürgan Cliniğ’e gelen çok değerli bir embriyolog olan Monsef Benkhalifa tarafından organize edildiğini ve kendisi ile birebir yakın çalıştıklarını sözlerine ekliyor.

Embriyo transferinde kullanılan kateter kalitesi tedavinin başarısını direk etkiliyor
Tüp bebek uygulamalarında transfer tekniğinin çok önemli olduğunu vurguluyor Demirol, işlemin son aşaması olan embriyo transferinin yapılmasında kateter kalitesinin tedavi başarısını direk etkilediğini kaydediyor. Rahim yapısı incelenen hastanın durumuna göre kateter seçimi ve üç boyutlu ultrason kullanımı başarı oranı yüksek gebelikle sonuçlanmasına yol açacağını ifade ediyor.

İlaçsız tüp bebek (In-vitro maturasyon) bazı hastalar için iyi bir seçenek
Demirol ayrıca ilaçsız tüp bebek yöntemi ile ( IVM) anne adayının yumurtalıklarından çok sayıda olgunlaşmamış yumurtaların alınıp, uygun laboratuar koşullarında olgunlaştırıldığını söylüyor ve bu yöntem sayesinde hormon iğneleri uygulanmadığı için yan etkileri olmayan ve seçilmiş hasta grubunda rahat bir seçim olduğunu iletiyor. Bu yöntemin dünyanın sayılı merkezlerinde uygulanan ve kaliteli laboratuar şartları gerektiren bir yöntem olduğunu ve hasta seçim kriterlerinin son derece önemli olduğununun altını çiziyor.
Tüp Bebek uygulanamaz hastaların içinde olanları Demirol şöyle sıralıyor; menapoza girmiş olanlar, yumurtalıkları çalışmaz durumda olanlar, doğuştan rahmi olmayanlar, ilerleyici kanserlerden gebeliğin hastalık üzerine negatif etkisi olan hastalar ve erkek faktörü içerisinde ise mikroTESE ( mikroskop altında detaylı testis biyopsisi) dahil yapılmasına rağmen hiç sperm bulunamayan ağır azospermi vakaları.