MEME BİLİMİNDE YENİ BİR SOLUK: SENATURK AKADEMİ

Ülkemizde meme hastalıkları üzerine farklı bir prensip ile yola çıkan SENATURK Akademi hakkında bilgi veren Fakülte Sekreteri Dr. Cem Yılmaz, “SENA Projesi’nin 4 önemli hedefi var. senolog ve meme hemşiresi yetiştirebilmek, “meme okulu” ve akredite meme üniteleri ve merkezleri kurmak” dedi. 

Senoloji alanında uzun zamandır alt yapı çalışmalarını sürdüren SENATURK Akademi ekibi, geçtiğimiz aylarda merkezin açılışıyla faaliyetlerine hız kazandırdı. Önemli projeleri hayata geçirmek için çalışan ekipten SENATURK Akademi Fakülte Sekreteri Dr. Cem Yılmaz, Med-Index’in sorularını yanıtladı. 

Senoloji nedir?
Türkiye’de yaygın olarak kullanılmasa da, senoloji; meme bilimi demek. Avrupa’da son 20 yılda yaygınlaşan bir branş. Almanya, İtalya, Avusturya ve diğerlerinde hızla Senoloji Merkezleri ve Enstitüleri görülmeye başlandı.

SENATURK hakkında bilgi verir misiniz?
2011 yılında SENA Projesi’nin resmi eğitim bölümü olan, SENATURK resmen kuruldu, tüzük oluşturuldu. Uluslararası sözleşmeler ve master plan ortaya konuldu. Çok kısa bir süre içerisinde, onkoplastik cerrahi kurs harekat planı, kalite ve akreditasyon süreç yönetimi hazırlıkları, meme hemşiresi eğitim planı, halka dönük “meme okulu” projesi, mobil yazılımımız; i-meme, SENATURK e-bülten hazırlandı ve hayata geçirildi. En son olarak da eğitimlerin verileceği modern donanımlı ve ADA standartlarına göre tefriş edilmiş, Meme Merkezi’miz, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı Hastanesi Academic Hospital içerisinde faaliyete başladı. Tüm bunlar 18’i yabancı, 70 öğretim üyesi bulunan SENATURK yönetimi tarafından hızla ortaya çıkarıldı.

SENA Projesi’nin hedefleri nelerdir? 
SENA Projesi’nin 4 önemli hedefi var. İlki senolog yetiştirecek yolu açabilmek, ikincisi meme hemşiresi yetiştirebilecek yolu açabilmek, üçüncüsü “meme okulu” ve muadili hizmetlerle toplumu bilinçlendirmek ve sonuncu ve nihai hedef de, uluslararası standartlarda akreditasyona hazır meme üniteleri ve merkezleri kurmak.

Bunun en önemlisi de şu an içinde bulunduğunuz alan. Gerek Kuzey Amerika ve gerekse de Avrupa’da meme merkezlerinde kadının meme kanseri tanısının konulması ve tedavisinin planlanmasına çok önem veriliyor.

Meme Merkezinin standardı nedir?
Müfredat ve akış şemaları yazılı ve halihazırda uygulanmakta. Örneğin şu an oturma grubunun yerleşim şekli ve masanın açısı, muayene masasının özellikleri bile bir standarda sahip. Hasta kayıt sisteminden, arşivlemeye, hasta hikayesinin alındığı forma kadar geniş yelpazede. Hepsi denetlenebilme, şeffaflık, hasta konforu, tanıyı kolaylaştırma, hatayı azaltma, süreci hızlandırma ve en az psikolojik hasar temelinde şekillenmiş ve her gün güncellenen yasalar aslında.

Masanın ne önemi var?
Doktor masası, ülkemizde yaygın olarak bir makam aracı olarak kullanılıyor. Muayene alanlarında batı bundan kurtulmak üzere. Katılımcı masa adı verilen bu yaklaşımla muayene alanında hastanın demokratik ve şeffaf bir şekilde sürece katkısı sağlanmış.

Merkezde farklı olarak neler olacak?
SENA Meme Merkezi’nde hedefimiz, Türkiye’de genç Senolog adaylarına, örnek teşkil edecek oda şeklini, kayıt sistemini ve iletişim tekniklerini gösterebilmek. Bunun için de bir uygulama merkezine ihtiyaç duyduk. Bu fikri açtığımızda, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı Yönetimi, bizi gönülden destekledi, hepsine ayrı ayrı şükran borçluyuz.

Ne zaman açılıyor ve hizmet verecek?
SENA Meme Merkezi, şu an altyapı süreçlerini, cihaz ve personel yatırımlarını tamamladı. Academic Hospital içerisinde, hastanenin bir parçası olarak büyüme ve gelişme yönünde bir karar alındı. Ve hemen akabinde, hasta kabulüne başlandı. Şu anda, hemşire ve cerrah eğitimi için eğitim altyapısı için gerekli teçhizat temini yapılıyor.

Kimler bu merkezde eğitim alabilir?
SENA Meme Merkezi, SENATURK tarafından düzenlenen ve Avrasya Meme Birliği ve Avrupa Meme Bilimleri Akademisi’nin akredite ettiği eğitimlere katılmış olan Türk, yabancı hemşire ve cerrahlara pratik eğitim verecek. İlk etapta, SENATURK ve Marmara Üniversitesi arasındaki protokolle eğitimlerine başlanan “Meme Hemşiresi” adayları eğitimlerini alacak. Ardından önümüzdeki sene de, Avrupa Meme Bilimleri Akademisi ile birlikte Düsseldorf ve Milano’da düzenlenecek eğitimlerden geçen meme cerrahı adayları da eğitimlerinin bir kısmını burada alacaklar.

Uluslararası toplantılar düzenleyecek misiniz?
Halihazırda SENATURK, yılda ortalama 20’ye yakın toplantı düzenliyor ve bunların zaten en az üçü uluslararası katılımlı oluyor. Geçtiğimiz Haziran ayında da, Türkiye’deki meme cerrahı adayları için, İngiliz Kraliyet Cerrahi Akademisi ile birlikte onkoplastik cerrahi eğitimlerimizi başarıyla tamamladık.

Yurt dışı ile ortak çalıştığınız merkezler var mı?
SENA Meme Merkezi, Avrupa’da, Avrupa Meme Bilimleri Akademisi’ne bağlı 320 meme merkezi ile aynı misyon ve vizyonla hareket ediyor. Çok yakın bir süre sonra, uluslararası kanser akreditasyon belgesi vermeye yetkili, örnek eğitim ve meme merkezi belgesi alabilmek için hazırlıklarımızı bitirmek üzereyiz. Bu konuda ilk denetim ve toplantımızı da Ekim 2013’te Alman çözüm ortaklarımızla gerçekleştireceğiz.

Sosyal sorumluluk projeleriniz neler?
“Meme okulu” ile başlayan süreçte 5 il ve 2 yabancı ülkede topluma eğitim verdik. Bir yılda toplam 82 eğitim verdik. Meme Okulu popülarize olduktan sonra bunu sanatçılarımızın katılımıyla genişletmek istedik ve “Her Ayın 10’u 10 Dakika Hareketi” doğdu. 12 aktörümüzün desteğini alarak 2014 yılında çok daha farklı ve geniş katılımlı bir toplumsal hareketin içinde olacağız.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ankara’da eğitimimi gördüm. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum ve ardından da, Türkiye’nin ilk meme kliniklerinden biri olan Ankara Numune Hastanesi 2.Cerrahi Kliniği’nden ihtisas aldım.
İhtisastan sonra devlet hizmet yükümlülüğü ile Rize Ardeşen ve Mardin Nusaybin’de görevler yaptım. Memleketimi tanıma fırsatı buldum, candan insanlar tanıdım ve insani olarak gelişimime çok katkısı oldu. O nedenle mecburi hizmet olarak anmıyorum o hizmeti, hep güzel hatırlayacağım. Ardından askerlik ve sonrasında da, kendimi geliştirme isteğiyle yurtdışı planları yaptım. Milano’da Avrupa Onkoloji Enstitüsü’nde kurslara katıldım. Kısa bir kurstu ama hayatımı değiştirdi diyebilirim, orada ilk defa tanıdığım insanlar şu anda aile dostlarım.

Avrupa Meme Bilimi Akademisi’ne Giden Yol
İtalya’daki kursta, Umberto Veronesi ile tanıştım eşinin Türk olması bana sempati ile bakmasına neden oldu. Düsseldorf Almanya’da bir eğitim merkezi açtıklarını, başında Mahdi Rezai’nin olduğunu ve oraya gidersem teorik ve pratiğime çok katkısı olacağını belirtti. Bir süre sonra kendimi Düsseldorf’ta, MahdiRezai’nin kliniğinde buldum. Avrupa Meme Bilimi Akademisi’nde teorik eğitimlere başladım.

Teorik ve pratik eğitimlere katıldım. Arada teorik eğitimler tamamlandığında, Haziran 2010’da, savunmamı yaptım ve Avrupa Meme Bilimi Akademisi – European Academy of Senology’ye öğretim üyesi olarak kabul edildim. Ardından yeniden ileri cerrahi teknikler, görüntüleme teknolojileri, iletişim teknikleri, kanser merkezi kurma ve yönetme, kalite, akreditasyon ve finans eğitimlerine tabi tutuldum.

Düsseldorf’ta öğretim üyeliği sonrası verilen yönetici eğitimlerinde bir uluslararası işbirliği projesi yazmam istendi. Türkiye’de kamu veya özel zincir bir grubu içine alan, eğitim, akreditasyon, sertifikasyon ve dönüşümü içeren geniş çaplı bir projeydi ve SENA Projesi, Prof.Dr.Bahadır Güllüoğlu’nun katkılarıyla ortaya çıktı. O dönemin, büyük gruplarından birinin genel müdürüne gönderdim projeyi, hala saklarım onun mailini, sonrasında facia olsa da, bugünümü, o güne borçluyum. Bir anda aşka gelip projeyi hızla yazdım, onaya sundum, Umberto ve Mahdi’den onay aldım ve memlekete döndüm.

En büyük desteğim hep Bahadır Güllüoğlu Hocam oldu. Ardından tabi SENA Projesi’nin tüm desteği Avrupa’dan gelmeye başladı.
2010 yılı sonuydu, Umberto, sırf bizi desteklemek ve destek almak üzere, EURAMA’yı (Avrasya Meme Cemiyeti) İstanbul’da kurmaya geldi. Bahadır Hoca yönetime seçildi. Birkaç ay içerisinde Bahadır Güllüoğlu Hoca, Zafer Cantürk Hoca, AbutKebudi Hoca ve yol arkadaşlarım Ahmet Erkek ve Sertaç Ata Güler ile yapılanmayı tamamlamıştık.

Uluslararası dergiler dahil, birisi “BreastCare” mesela, 3 yayın organı içinde aktifiz şu anda, 2 yılda 28 eğitimde yer almışız ve neredeyse her ay bir uluslar arası toplantıda ya oturum başkanlığı, ya da konuşmacı olarak yerimiz var. Hepsi Hocalarımın itibarı sayesinde oldu.