GEÇMİŞTEN GELEN GÜÇLÜ ATILIM: “DRAEGER”

Siemens ile yollarını birleştiren ve 2008 yılında “Bilgi teknolojilerinin çözüm ortağıyız” sloganı ile yoluna devam eden Drager Medical’in başarısını Bölge Müdürü Cemil Akın ile konuştuk.

Esra Öz: Firmanızı kısaca tanıtabilir misiniz?
Cemil Akın:
Drager Medikal çok köklü ve 120 yıllık geçmişe sahip bir firmadır. Dünya’daki ilk anestezi cihazını üreterek anestezide tarihi yazan bir kuruluş olmuştur. Kuruluşumuz geçmişten bugüne kendini yenileyerek, kalitesinden ödün vermeyerek ilerlemeye devam etmektedir.

E.Ö.:Firmanızda çalışan personel sayınız nedir?
C.A.:
Drager, dünyada 190’dan fazla ülkede temsil ediliyor. Dünya çapında 7 bin çalışanı var. Türkiye’de ise 100 ‘e yakın çalışanımız ile hizmet vermekteyiz.

E.Ö.: Drager’in diğer firmalardan ayıran özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
C.A.:
Türkiye’de de kendi altyapısını kuran firmamız, “Drager Türkiye” adı altında hizmet sunmaktadır. Firmamız distribütörlük sistemi ile çalışmamasından dolayı sağlık sektörü için önemli bir yer tutuyor. TÜYAP Expomed 2008 fuarında bazı firmaları bir daha ki fuarda göremeyebiliriz. Bunun ana nedenini sistemlerini tam oturtmamalarına bağlıyoruz. Bu anlamda Drager çok avantajlı bir yerde. En büyük avantajları arasında Türkiye’de bulunmasını sayabiliriz. Türkiye’de bulunduğu için müşteri bazında çok daha iyi çözümler sunuyor. Müşteri karşısında her zaman ciddi bir muhatap bulabiliyor.
Drager’in merkez ofisi İstanbul’da bulunuyor. Ankara, İzmir ve Adana’da bölge müdürlükleri var. Firmamız kendi bayi altyapısını da kurdu. Yurt dışında yetişmiş ve eğitim almış kadromuzla Türkiye genelinde teknik destek vermekteyiz. Drager, müşteriye tam bir çözüm sunmayı hedefler. Müşteriye sadece bir cihaz satmak istemeyiz, komple bir çözüm sunmak düşüncesiyle hareket ederiz.

E.Ö.: Siemens ile ortak olmanız firmanıza ne gibi avantajlar sağladı?
C.A.:
3 sene önce Siemens ile bir güçbirliği yapıldı. Şirket Türkiye’de şu anda Drager and Siemens Company anılıyor. Bu güç birliğinden sonra anahtar teslimi hastane projelerinde Drager çok daha büyük bir güç kazandı. Kurulma aşamasındaki yada revize aşamasındaki hastanelere finansmandan cihazına kadar komple bir çözüm sunabiliyoruz. Bu çok önemli bir rahatlık, müşteri, tek bir muhatapla tüm problemlerine çözüm bulabiliyor.

E.Ö.: Drager’in ürün yelpazesinde neler bulunuyor?
C.A:
Drager deyince ilk akla gelen anestezi olsa da artık güvenlik ve medikal grubunda da hizmet sunuyor. Güvenlik grubunda profesyonel itfaiye istasyonları kuruyor, NASA’ya gaz sensörleri yapıyor, Boeing ve Airbus firmalarına ani hava basınçları için maskeler hazırlıyor. Balık adam kıyafetleri yapıyor. Bugün Emniyet Müdürlüğünün de kullandığı alkolmetreleri de yüzde 60 oranında Drager satıyor.
Medikal grubunda ise, Drager’in en güçlü olduğu konu bilgi teknolojileri çözümüdür. Sadece cihaz satmıyoruz. Artık tek bir anestezi cihazı, tek bir monitör bir şey ifade etmiyor. Önemli olan çağın getirdiği gibi mobilitedir. Yani doktorların her yerden istedikleri bilgiye erişebilmelerini sağlıyoruz. Drager olarak, bu IT çözümü ile birlikte cep bilgisayarlarından veya internet cafeden hastaların her türlü bilgisine ulaşabilmesini sağlıyoruz. Çekilen radyolojik görüntülere de her yerden ulaşılma rahatlığını sunuyoruz.
Drager, acil servislerden ve acil müdahale odalarındaki cihazlardan transport, vantilatör, suni solunum cihazları monitörlerden itibaren yenidoğan yoğun bakım, yetişkin yoğun bakım, kardiyoloji yoğun bakım, ameliyathane yani tüm bakım alanlarına hitap edecek çözümler sunuyoruz. Bu anlamda müşterilerimizin tercih ettiği firmayız.

E.Ö.:Firmanız hangi kalite belgelerine sahip?
C.A.:
Drager, merkezi gaz yönetim sistemi yapıyor. Dünyada bu yönetim sistemi ile ilgili DİN standartlarını ilk olarak Drager firması yazmış. Bunu kimse bilmez. Dünya’daki diğer firmalar da bu DİN standartlarını kullanıyor. Bu işin standartlarını biz belirlediğimiz için de en güzel şekilde biz yapıyoruz. Ekipmanlarımız dünyada 8.5 şiddetindeki depreme dayanıyor. Yani sistemler bu şiddetteki depremde bile yerinden sökülmüyor. Bunu belgeleyebilen ve depreme dayanıklı olduğunu açıkca ilan eden tek firma Drager’dir. Kullanılan tıbbi gazlar da Avrupa’da Farmokobi Derneği tarafından ilaç olarak değerlendiriliyor. Buradan ilaç olarak yetkisini almış tek firma Drager’dir. Biz bunu bilimsel olarak yapan tek firmayız.

E.Ö.: Drager olarak 2008 hedefleriniz neler?
C.A.:
Biz sadece cihaz satan firma değiliz. Bizim bu sene asıl vurguladığımız şey, “Biz sizin çözüm ortağınızız” sloganı. IT, yani bilgi teknolojileri çözüm ortağınızız. Drager, kağıtsız hastane çözümleri sunabilen bir firma konumundadır. Ameliyathanelerdeki, yoğun bakımlardaki en zor konu, o işi dökümante edebilmektir. Dökümante ederken çok ciddi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için tüm değerlerin toplandığı ve bilgisayara aktarıldığı, bunların uzun yıllar muhafaza edildiği bir sistem sunuyoruz.

E.Ö.: TÜYAP Expomed 2008 fuarı beklentilerinizi karşıladı mı?
C.A.:
Fuarda beklentilerimize her sene ulaşıyoruz. Hatta bu sene beklediğimizin üstünde bir ilgi var. Fuarlarda çok kısa sürede çok fazla insana kendimizi anlatma imkanı buluyoruz. Çok fazla insana cihazları gösterebiliyoruz. Fuarlara, kongrelerin dışında hem doktorlar, hem de yatırım yapmak isteyen işadamları geliyor. Bu stantlar bizlerin vizyonunu temsil ettiği için çalışacakları firmaları tanıma imkanı buluyorlar.

E.Ö.: Türkiye’de pazar payınız ne durumda?
C.A.:
Drager’in Türkiye’deki pazar payı şu anda yüzde 35’lerde. Bizim hedefimiz daha yüksek. Türkiye’de bu anlamda lokal üretici sayısı çok fazla. Son yıllarda Uzak Doğu ve Çin mallarına çok fazla rağbet gösteriliyor. Ancak bir Drager cihazı aldığınız zaman 10-15 yıllık bir yatırım yapıyorsunuz. Çin ve Uzak Doğu malları biraz ucuz olsa da kaliteden ödün veriyorsunuz. Çin malı alanlar memnun kalmadıkları için daha sonra Drager ürünlerini aramaya başlıyorlar ve bir işe iki defa para ödemiş oluyorlar.

E.Ö.: İhalelerde yaşadığınız sorunlar neler?
C.A.:
Hastanelerin geri ödemeleri çok değişken. Bazı hastanelerin geri ödemeleri gayet muntazamken, bazılarının ki oldukça gecikebiliyor. Bu ciddi oranda sıkıntıya sebep oluyor. Drager kendisi Türkiye’de bulunduğu için gecikme finansmanını kendi bünyesinden karşılayabiliyor. Ancak yerel ve distribütör firmalar gerçekten çok zorlanıyorlar. Döviz fiyatlarının değişken olduğu bir ortamda hastanelerin 1 yılı bulan ödemeleri firmaları zor durumda bırakıyor.