“FİLİM ADAMLARINDAN KURTULUP BİLİM ADAMLARINA KAVUŞULMALI”

Eczacılar, hekimler ve halk için kaynak kitap olma özelliği taşıyan  Tıbbi Bitkiler Atlası’nı hazırlayan Uzman Eczacı ve Dilbilimci Anooshirvan Miandji, “Bir bilim adamını yaptığı çalışma, doğrudan veya dolaylı olarak sokaktaki vatandaşa faydası yoksa, o bilim adamı değil, filim adamıdır” dedi.
Bitkisel ilaçlar normal ilaçların yüzde 25’ini oluşturuyor. Diğer ilaçların ham maddesinin fikir babası yüzde 95 bitkilerden oluşuyor. Tıbbi bitkilerin resimleri bulunmayan “Tıbbi Bitkiler Atlası”nı yazan Uzman Eczacı ve Dilbilimci Anooshirvan Miandji, kitabın 100 tıbbi bitkiden oluştuğunu kaydetti. Kitabın bitkiler ve hastalıkların ayrı olarak iki bölümde alfabetik sırayla anlatıldığını söyleyen Miandji, sadece Türkiye’de 600 kadar endemik tıbbi bitki türü olduğunu ve bunları ürüne çevrilmesi gerektiğini dile getirdi. Miandji, eczacıların ilaç danışmanlığı görevini yerine getirmeleri gerektiğini vurgulayarak, eczacılık ile ilgili şunları söyledi: “Halka yansımayan çalışmaları yapan bilim adamlarına “filim adamı” diyorum. Bilimin, vatandaşın anlayabileceği dilden anlatılmalı ve onlara faydası olması gerekir. Hazırladığım kitapta bitkilerin resmini kullanmadım. Bitki resmi fitoterapi kitabında olmaz. Bitki resmi olursa botanik kitabı olur. Kitabı okuyan bitkiyi toplamayacak. Bitkilerin insan sağlığı üzerine etkilerine yer verildi. Referansları bilgilerin altında yer verildi. Bitkilerin yan etkileri ve etkileşimleri anlatıldı. Sarı kantaron serotonin miktarını artırır, çok önemli bir antidepresan çünkü seçicidir. Çok başarılıdır, yan etkisi de yoktur. Ancak monoaminooksidaz ikinci grup antidepresanlarla beraber alamazsınız. Etkileri birbiriyle karışır. Sarı kantoron kapsülü alındığında etkisini bilmek gerekir. Bu kitap eczacılar için kaynak olacak.
Bir Eczacının Eczanesinden Havan Sesi Gelmeli
Bir eczacının eczanesinden havan sesi gelmiyorsa yani majistral yapmıyorsa iyi bir eczanecidir. Yoksa bakkaldan farkı yoktur. Biz burada Japonlar için ilaç yapıyoruz. Sedef, egzama için ilaçlar hazırlıyoruz. Sürekli literatür okuyoruz. Hem ilaç yapıyoruz hem eczacılık üzerine kitaplar yazıyoruz hem akademik kariyerimiz var hem de sürekli insanları bilgilendiriyoruz. Bu iş sürekli okumak ve araştırmakla olur. Eczanelerde hastalara bilgi vermek için kütüphane olması gerekir.
Tıbbi Bitkiler 150’yi Geçmez
Tedavide kullanılan bitki sayısı geleneksel Çin tababeti de dahil 6 bin bitki tedavi amaçlı kullanılıyor. İn-vivo (hayvan ve insanda yapılan deneyler) ve in-vitro .(laboratuar ortamında yapılan deneyler) yapılmış, kanıtlanmış, yan etkileri bilinen, literatüre giren tüm bilimsel basamakları aşan tıbbi bitki sayısı 150’yi geçmez.
Bilimin Sınırları Var
Albert Einstein, “Ben dahi değilim ben vazgeçmeyen bir meraklıyım” demiş. Deha ile cehaletin farkını sorduklarında “dehanın bir sınırı var, cehaletin sınırı yok” demiş. Her bitkiyi insanlara veremezsiniz, bitkisel tedavi çok ciddi bir durumdur. Bilimin sınırları var. Farmakognozi alanında eczacılık fakültelerinde verilen ders ile güncel hayatta uygulanan bitkisel tedavi arasında paralellik yok. Bu konudaki sıkıntı ağır teorik bilginin içinde güncel bilgiler yok ve mezun olan eczacı fitoterapi yapamıyor.
İskandinav Ülkelerindeki Çocukların Neden Boyu Uzun?
Tıbbi bitkilerin yetiştiği toprağın içerdiği minerallerden, hava koşullarına, toplanması, ambalajlanması ve saklanma koşullarına kadar standardize hale gelmeli. İyi üretim uygulamaları ve iyi eczacılık uygulamalarının standartları belirlenmeli. Eczacılar teorik aldıkları bilgileri uygulayamıyor, aktarlar istedikleri gibi yapıyor. Ortaya büyük bir sorun çıkıyor. Bitkisel ilaçlara standart gelmeli, uygulanabilir, güncel ve pratik olması gerekiyor. Türkiye’de hiç vitamin almamış çocuklar var. İskandinav ülkelerindeki çocukların neden boyu uzun hepsine düzenli balık yağı içiriyorlar.”

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Aslen Azeriyim ve 95’den beri Türkiye’de yaşıyorum. Bilkent üniversitesinde, Farsça filoloji dersleri veriyorum, bu konu üzerinde New York’ta basılmış kitaplarımız var. Eczacılık Eğitimi aldıktan sonra Farmasötik Kimyada dereceyle uzmanlık aldım. Dilbilim ve felsefe üzerinde eğitimlerim ve çalışmalarım var.
Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Bakın herkes, her şeyin değişmesini istiyor, eczacıların sorunları var, herkesin onları anlamalarını bekliyorlar ancak, asıl sorun göz ardı ediliyor. İnsanın kesin değiştirebileceği tek şey var, o da kendisidir. 25 bin eczacı ve kaç bin akademisyen, düşünce düzeyinde ne üretiyor, bu üretilenin neyini başka milletler örnek alıyor veya bizim ürettiğimiz bilimsel bir şey varsa dünyada itibar görüyor mu? Bu soruyu ciddi olarak herkes kendisine sormalı.
Devam kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?
Bir eczacılık öğrencisi mezun olduğunda ilk sınıfta okudukları artık eskiyor, dünya logaritmik gelişiyor, kitabı zaman aşımına karşın güncellememiz gerekecek. Zaten kendisini güncellemeyen birey kaybetmeye mahkumdur.
Kitapta vermek istediğiniz mesaj nedir?
Öncelikle sadece anlaşılır bir kitap yazılabilir, sonra meslek sahipleri meydanı boş bırakırsa, bir gömlek bir kravat bulan çıkıp konuşur. Türkiye’de eğer bitkisel ilaçlarla ilgili bir sorun varsa, bundan birinci derece sorumlu olan, bu konunun uzmanı olan eczacılardır.
Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

 Tünelin sonunda ışık yok, tünelde sizisiniz, ışıkta sizsiniz. Kimse imkânsızlık, fırsatsızlık veya diğer tipik gerekçeleri öne sürerek tembellik yapmasın. Hintli veya Rus bilim adamları 100 dolar maaşla neler yaptılar inanamasanız. Herkes çalışsın, üretsin sonrada tüketsin.

Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
İnsanlar anladıkları şeyleri severler. İlkokul düzeyinde kitap hazırladık, çok sade, pratik ve anlaşılır. Kitabın baskısı ilk sene bitti.
Kitabınız yazar olarak size neler kazandırdı?
Neler kattığını anlatamam, kitabı yazarken hiçbir şey bilmediğimi defalarca hatırladım. Çok önemli kaynakları okuma fırsatım oldu ve en önemlisi “ bilimin sınırlı olduğunu anladım” “ palavra ise sınırsızdır ve vaatlerle doludur”
Yazdığınız kitaplar arasında en çok etkilendiğiniz kitabınız hangisi?
En çok etkilendiğim kitaplarım kafamda olup, senelerce orada çevirip yazıp ve bir türlü bitiremediğin eserlerdir.
Mutlaka herkesin okuması gereken kitap/ müzik/film sizce hangisi?
Wilhelm Reich “Dinle Küçük Adam” kitabı, müzik olarak, Hans zimmer Inception filminden “Time” ve film olarak “ A Beautiful Mind” önerebilirim.
Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Çok önemli bir meslek ve gittikçe önemi aratacak. Doğru sağlık bilgilerini insanlara aktarmak, onlara yapılacak çok büyük bir iyiliktir.
Türkiye’deki çalıştığınız alandaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son senelere de eleştiriler arttı bu olumlu bir gelişme. Ekonomik güç arttıkça Ar-Ge çalışmaları da artıyor. Ama en önemlisi, bilim felsefesi üzerine ciddi tartışmalar yapılmalı. Felsefe üniversitelerde daha uzak. Felsefe kelime olarak da “bilimi-sevmek” demektir, dikkatinizi çekerim.
Kendinizi bulunduğunuz alanın neresinde görüyorsunuz? Bütün istediklerini gerçekleştirmiş, hayatından memnun bir yazar mısınız?
Ben daha yolun başındayım. Bunca inceleme ve okumaya rağmen kendimi bile zor tanımlıyorum, düşünün ki başkalarını ne zaman tanıyacağım ve ne zaman tanışacağız. Bunlar önemli sorular. Mevlana’ya sormuşlar bu kadar şey okudun hoca, ne biliyorsun? Cevap vermiş: haddimi biliyorum!
Hâlâ planlayıp gerçekleştiremediğiniz projeniz var mı?
Ömür biter proje bitmez. İnsanın nihai amacı kendisini tamamlamaktır, daha bunun için çok yolumuz var.

ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR!

– Blogu izlemeye almak ( yan tarafta siteye katıl yazan yere tık)

Facebook sayfamı beğenmek (kullanmayanlar için zorunlu değil)

– Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız ve mail adresi olmayan yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.
9 Şubat Perşembe günü saat 23:00’a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 10 Şubat Cuma sabahı buradan duyurulacaktır.

ÇEKİLİŞİ Selçuk Tunç KAZANDI. ADRESİNİ İLETTİĞİNDE KİTABI GÖNDERECEĞİM