Teknolojinin ilerlemesine paralel olarak, oftalmolojide mikro cerrahi ile yeni teknik ve cihazlar ile farklı hastalıkların tedavisi mümkün oluyor. Oftalmik mikro cerrahide katarakt cerrahisinin yanı sıra son yıllarda vitreoretinal cerrahide de yeni tedavi yöntemleri keşfediliyor. Ülkemizde en çok vitrektomi yapılan merkezlerden biri olma özelliği taşıyan Ankara Numune Eğitimi ve Araştırma Hastanesi Göz Kliniği Retina birimi Türkiye’de ilk kez kullanılacak vitrektomi cihazını bünyesine kattı.
Birçok İlkler Bu Cihazda Var
Vitrektomi cihazlarının ulaştığı son nokta ise Constellation® kompakt cihazı olduğunu belirten Ankara Numune Eğitimi ve Araştırma Hastanesi Retina birimi sorumlularından Op. Dr. Mehmet Önen şunları kaydetti: “Cihazın kompakt olması; vitrektomi özelliği yanında ksenon ışık kaynağı, Purepoint® lazer ünitesi, Ozil® özellikli fakoemülsifikasyon ünitesi ve göz içi gaz tanklarının entegre olarak cihazda bulunmasından kaynaklanıyor. Yani bu cihazın bir avantajı bu üniteler diğer cihazlarda ayrı iken bu cihazda birlikte yer alıyor. Işık kaynağı ksenon özelliği taşıması ile 23 ve 25 gauge sütürsüz vitrektomi için gerekli doku aydınlatması sağlanıryor. Dokuda toksik ışık şiddetinin otomatik olarak algılanıp azaltılmasını sağlayıcı sensörler sayesinde eski cihazlarda görülen fototoksisite gibi ciddi bir komplikasyonun önüne geçiliyor.”
“Bu Cihazla Dakikada 5 Bin Kesi”
Benzerlerinde olmayan en önemli özelliklerinden birinin cerrahi sırasında göz içi basınç değerlerinin cihaz tarafından ölçülerek istenilen seviyelerde tutulabildiğini bildiren Op. Dr. Önen, kontrolsüz yüksek ya da düşük basınç değerlerinin yaratacağı olası problemlerin ortadan kaldırıldığını dile getirdi. Vitreus kesici hızı, bu cihazla dakikada 5000 kesi değerine ulaştığını kaydeden Op. Dr. Önen, “Böylece çok güvenli ve konforlu cerrahi yapma imkanı elde edildi. Böyle bir kesici (Ultravit®) ile retinaya çok yakın çalışılarak membran diseksiyonu ek vitreoretinal enstüraman gereksinimi olmadan tamamlanabilmekte ve olası retina hasarı riski en aza indiriliyor.
Vitrektomi Ameliyatı
Gözün merkezi kısmını dolduran, jel kıvamında şeffaf bir doku olan Viitreusta gelişen komplikasyonların tedavisi hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi veren Op. Dr. Önen, “Viiterusun, gözün hacminin büyük kısmını oluşturuyor ve gözün anatomik şeklinin oluşmasında katkı sağlıyor. Gözün arka segment hastalıkları için yapılan vitrektomi ameliyatları ile vitreus jelinin cerrahi olarak alınması yapılmaktadır. Vitrektomi sonrası vitreus jelinin yerine silikon veya gaz verilebilir. Silikon 6-3 ay sonra alınırken, gaz kendiliğinden emilir ve sonrasında hümor aköz adı verilen göz içi salgısal sıvı ile göz kendiliğinden dolar. Retina dekolmanı durumunda uygulanan en ileri cerrahi operasyon şekli olan vitrektomi ameliyatı, yani vitreus jelinin cerrahi olarak boşaltılması işlemi başarıyla gerçekleştiriliyor” dedi.
“Türkiye’ye 2010 Yılı İçin Bir Adet Kontenjan Ayrıldı”
Vitrektomi ameliyatının, sıvı, ışık ve kesicinin girdiği üç ayrı sklera kesisi ile yapıldığını dile getiren Op. Dr. Önen, “Constellation® ile, yeni teknolojisi sayesinde, eski teknolojiye oranla çok daha hızlı ve sütürsüz teknikle vitrektomi yapılabiliyor. Bu cihaz ile sütürsüz vitrektomi için kullandığımız 23 ve 25 gauge sistemleri en son teknoloji ile sunuluyor. Bu sayede hızlı cerrahinin yanında operasyon sonrası çok hızlı görsel rehabilitasyon elde ediliyor. Eski teknoloji ile çalışan cihazlarda göz içine verilecek gaz konsantrasyonu yardımcı personel tarafından hazırlanırken, Constellation® ile cihazın kendisi cerrahın belirlediği konsantrasyonu otomatik olarak veriyor. Bu sayede kişisel hata faktörü tamamen engelleniyor. Birçok kamu ve özel hastanenin sahip olmak için can attığı bu cihaz, dünyada sayılı sayıda üretiliyor. Türkiye’ye 2010 yılı için bir adet kontenjan ayrıldı. Bu kontenjan, hastanemizin prestiji, hastane yöneticilerinin ve göz kliniklerinin çabası ile ek maliyet getirmeksizin hibe yolu ile Ankara Numune Hastanesine ayrıldı. Vitreoretinal cerrahi için büyük bir adım olarak nitelendirilen bu cihaza Türkiye’de ilk kez ve sadece hastanemizin sahip oldu” diye konuştu.
Sistemik Hastalıklar En Sık Vitreoretinal Cerrahi Uygulanan Grup
‘Vitreoretinal cerrahi’ olarak bilinen gözün arka segmentini, yani vitreus ve retinayı ilgilendiren cerrahi yöntemleri hakkında bilgi veren Op. Dr. Önen şunları söyledi: “Günümüzde retina dekolmanı, intraoküler tümörler, ciddi göz travmasına bağlı arka segment hasarları yanında diyabet, hipertansiyon ve orak hücre anemi gibi sistemik hastalıkların göz komplikasyonlarının tedavisi de başarı ile yapılabiliyor. Ayrıca maküla hastalıklarına bağlı görme kayıpları da bu özel cerrahi ile düzeltilebiliyor. Diyabet ve hipertansiyon gibi sistemik hastalıklar en sık olarak vitreoretinal cerrahi uygulanılan grubu oluşturuyor. Diyabetik retinopati, vasküler yapıyı bozarak, hücre kaybına yol açar. Damar geçirgenliğinin bozulmasına, maküla (sarı nokta) bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde damarı tıkayarak beslenmeyen retina alanlarının ortaya çıkmasına neden olur. Retinada kendiliğinden kanayabilen yeni damarlar oluşur. Retinanın önünde ve içinde oluşan kanamalar gözün arka boşluğuna sızabilir. Retinada damarlı zarlar oluşur ve sonuçta ciddi görme kayıpları, ağrılı göz tansiyonu yükselmelerine neden olur. Kan şekerinin düzenlenmesi ile lazer ve ilaç tedavisine rağmen ilerleyen hastalar vitreoretinal cerrahiye adaydırlar. Günümüzde retina hastalıklarının cerrahi endikasyonları son yıllarda giderek artıyor.”
Retina Yırtığı ve Dekolmanı Olguları Tedavide Yüz Güldürücü
Retina hastalılarının belirtileri ne kadar erken fark edilir ve hekime başvurur ise o denli iyi tedavi edildiğini hatırlatan Op. Dr. Önen, başlıca yakınmaların ise; ani veya yavaş görme kaybı, kırık-eğri görme, ışık çakmaları, sinek uçuşmaları, göz önünde dolaşan cisimler, görüşün perdelenmesi, gelip geçici ve kısa süreli görme kaybı, görüş alanında karanlık bölgeler oluşması şeklinde olduğunu kaydetti. Bu yakınmalar ile gelen hastanın retina muayenesi yapıldığını dile getiren Op. Dr. Önen, özellikle erken tespit edilen retina yırtığı ve dekolmanı olgularında tedavilerin yüz güldürücü sonuçlar verdiğine dikkat çekti.
“Vitreoretinal Cerrahisinde Dikiş Gerekmez ve Skleraya Uygulanan Cerrahi İnsizyon Kendiliğinden İyileşir”
Yapılan cerrahi kesi uzunluğunun milimetrik boyutlarda olduğunu ve ameliyatın göze uygulanan üç delikten yapıldığını dile getiren Op. Dr. Önen, “Her bir kesi gözün arkasına ulaşmak için bir port vazifesi görüyor. İlk portun görevi boşalan vitreusu doldurmak için özel salin solüsyon enjeksiyonu yapılıyor. Ameliyat esnasında devreye giren bilgisayar kontrolündeki vitrektomi ünitesi göz basıncında düşüklüğünü fark ederek göz içine port aracılığıyla otomatik olarak solüsyon veriliyor. İkinci port göz içini aydınlatmak ve cerraha görüş sağlamak için fiber optik ışık kaynağı içeriyor. Üçüncü port ise cerrahi işlemi gerçekleştiren adına prob uç ile standart vitrektomi cerrahisinde 20 gauge uç kullanılıyor. Bu yöntemde kesi her ne kadar milimetrik de olsa dikiş atılması gerekiyor. Hastanemizde uyguladığımız ve sadece 0.5 mm delik gerektiren 23 veya 25 gauge yönteminde dikiş gerekmez ve skleraya uygulanan cerrahi insizyon kendiliğinden iyileşir” diye konuştu.
“Vitreoretinal Cerrahiyi Araç Kullanmaya Benzer”
Op. Dr. Önen, retina ameliyatlarının büyük sterilizasyon önlemleri ile yüksek teknolojinin kullanılmasını gerektirdiğine dikkat çekerek, aksi taktirde sonucunun görme kaybına varabileceğini işaret etti. Vitreoretinal cerrahiyi araç kullanmaya benzettiğini belirten Op. Dr. Önen, aracın teknolojisi ne kadar üstün ve yeni ise o kadar güvenli yol alındığını hatırlatarak, vitrektomi cihazlarının ulaştığı son noktanın ise Constellation® kompakt cihazı olduğunu söyledi.