15 AYDA ANKARA TIP BAMBAŞKA BİR YÜZE KAVUŞTU

Göreve geldiği günden bu yana borçların ödenmesinde büyük adımlar atan ve başarılı işlere yapan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlker Ökten, hastaneyi bambaşka bir yüze kavuşturmayı başardı.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde göreve geldiği günden bu yana geçen 15 ay içerisinde birçok başarılı çalışmaya imza atan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlker Ökten, geçen bu süreyi Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e değerlendirdi. Prof. Dr. Ökten, 29 ayın borcunu ödediklerini ve şu anda 2009 yılının Ocak ve Şubat aylarının borçlarını kapatmaya başladıklarını belirterek yoğun çalışma ve tasarruf tedbirleri sayesinde borç süresini 12 aya düşürdüklerini, hedeflerinin 6 ay olduğunu söyledi. Borçların yanı sıra yeni alımların da gerçekleştiğini kaydeden Prof. Dr. Ökten, 15 ayda 122 Milyon TL ödedikleri bilgisini vererek şöyle konuştu: “Yani borçlarımızı ödemenin yanı sıra yenilikler yapmaya devam ediyoruz. Mesela önümüzdeki günlerde ‘Aferez Ünite’sini tamamen yeniliyoruz. Uzun zamandır bekleyen Türkiye’nin en modern Yanık Ünitelerinden biri olan, merkezimizin eksiklikleri tamamlıyoruz. Çok masraflı bir merkez olduğu için açılması gecikmiş olsa da halkımıza en iyi şekilde hizmet vereceğiz. Devlet Planlama Teşkilatı’ndan alınan teşvik sayesinde, ‘Akraba Dışı Doku Bankası’ inşaatı yapıldı. Bina tamamlanınca hizmete girecek.”

“SGK Kesintileri Belirsizlikten Kurtulmalı”
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan kesintilerin bir an önce belirsizlikten kurtulması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ökten, “Ödemelerle ilgili bir belirsizlik durumu yaşanıyor. SGK’dan yüksek kesinti ile daha önce tahsil edilmiş 20 Milyon TL’ yi, geri ödedik. Mesela, Mart 2009 ‘a kadar SGK’ya 10 bin TL’lik fatura kestiğimizde, fatura inceleninceye kadar, bin TL’si bloke ediliyor. Kalan kısım da 60 gün içerisinde ödeniyor. SGK yetkilileri, faturaları incelendikten sonra, eğer kesinti miktarı yüzde 10’dan daha aşağı ise, kestiği miktar kadar parayı tekrar ödüyor. Kesinti yüzde 10’dan daha fazla ise, alacağınızdan mahsup ediyor. Kurum ile 2007 yılı başından, Eylül 2008 tarihine kadarki mutabakatlarımız sonuçlandı. Bunların hepsinde yüzde 10’dan fazla kesinti olduğu tespit edildi. O döneme ait, 2009’dan önceki döneme ait çok az bir kesinti borcumuz kaldı. Yakın zamanda 2009 öncesi döneme ait SGK kesintisi kalmayacak” dedi.


Tüm Çalışanlar SGK’ya Devredildi
Bir ayda 2 aylık borç ödediklerini vurgulaya Prof. Dr. Ökten şunları kaydetti:” 15 Ocak 2010’dan sonra bütün çalışanlar SGK’ya devredildi. Şu anda bütün memurlar ve 657’ye tabi çalışanları da bu kapsam içerisinde yer alıyor. Bizim çalışanlarımızın da tedavi masrafları artık SGK tarafından ödeniyor. SGK’ya gönderdiğimiz faturaları 60 gün içerisinde tahsil edeceğiz. Böylelikle ne zaman ne kadar para tahsil edeceğimiz ortaya çıkacak.”

“Tomografide Tümörün Yerini Belirleyip, Hastaya Verilecek Işını Veriyor”
İbn-i Sina hastanesinde bir tane dijital mamografi cihazı aldıklarını belirten Prof. Dr. Ökten, “Cebeci hastanesine de bir tane dijital mamografi cihazının ihalesi yapılıyor. Bunların ikisinin maliyeti 1 Milyon TL civarında olacak. Radyoterapi cihazımız çalışmıyordu. Ocak 2009 tarihinden yeniledik ve hizmet vermeye başladı. Günlük 60-70 hastaya, Ankara’daki en iyi radyoterapi cihazlarından biri ile hizmet veriyoruz. Ankara’daki 750 bin TL’ye alınan radyoterapinin planlayıcısı simülatör tek olma özelliği taşıyor. Bu cihaz tomografide tümörün yerini belirleyip, hastaya verilecek ışını sağlam dokulara en az zarar verecek şekilde ayarlıyor. Ayrıca hizmet veren lineer hızlandırıcı radyoterapi cihazımız da var. Hazırladığımız programımıza göre bu yılın sonuna kadar iki tane daha radyoterapi cihazı alacağız” açıklamasında bulundu.


Onkoloji’ye Türkiye’de ilk Olan Cihaz Geliyor
Onkoloji alanında da birçok yeni çalışmalar içerisinde olduklarını kaydeden Prof. Dr. Ökten, şöyle devam etti: “Türkiye’de bir ilk olacak bir cihaz getiriyoruz. İntra Operatif Radyoterapi Cihazı ile, hasta ameliyatta iken, tümör çıkartıldıktan sonra eğer etrafta bir tümör invazyonu varsa, tedavi edilecek. Bunlar daha çok meme, inoperable pankreas ve nüks rektum kanserlerinde kullanılıyor. Şu anda dünyada yaygın kullanım alanı meme koruyucu ameliyatlarında kullanılıyor. Bu cihaz, çıkarılamayan tümörlere veya kalıntılara radyo terapi uygulayarak, ameliyat esnasında nokta atışı yapılarak tedavi ediyor.”

Klostrofobisi Olanlara Özel Kapalı MR
İbn-i Sina Hastanesi’ne hizmet verecek Üç Tesla MR aldıklarını ve normale kıyasla daha geniş olan cihazı kapalı MR’a giremeyen hastalar için aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Ökten, açık MR’dan çok daha iyi görüntü verdiğini ve hastaların kapalı MR’da yaşadığı sorunlarla karşılaşmayacaklarına dikkat çekti. Cebeci hastanesine yeni CT cihazı aldıklarını dile getiren Prof. Dr. Ökten, “Ayrıca 16 dedektörlü tomografi cihazı monte ediliyor. Dört tane dijital röntgen makinesi alıyoruz. Bunlardan iki tanesi hizmete girdi. İki tanesi için de henüz alım aşaması sürüyor. 5 adet CR alarak, eski konvansiyonel röntgen makinelerimizi dijitalize ediyoruz. Önümüzdeki günlerde 5 tane de ultrason cihazı, Radyoloji bölümüne C kollu röntgen ve kalp merkezine koroner anjiyo cihazı alacağız” dedi.

Diyaliz Hastaları Evlerinden Alınıyor
Nefroloji kliniğinin tüm diyaliz cihazlarını yenilediklerini dile getiren Prof. Dr. Ökten şunları söyledi: “Hastanemizde tedavi edilmiş ve diyalize devam etmesi gereken hastalarla ilgili de bir taşıma ihalesi yaptık. Diyaliz hastalarını evlerinden alarak hastanemize getiriyoruz. İki yıl öncesine kadar hastalarımıza diyaliz ünitesi yeterli gelmediği için başka yerlerden hizmet alıyorlardı. Şimdi biz bu hastalarımızı hastanemizde diyalize sokuyoruz.”

Gelen Her Hasta Poliklinik Hizmeti Alıyor
1 Ocak 2010 tarihinden itibaren polikliniklerde randevu sistemini kaldırdıklarını açıklayan Prof. Dr. Ökten, bu sayede gelen her hastanın muayene olduğuna dikkat çekti. Daha önce günde 20 hastanın muayene edildiği bazı bölümlerin polikliniklerinde poliklinik sayısını arttırarak günde yaklaşık olarak 250 hastaya kadar muayenenin yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Ökten, hasta sayısının artmasının kaliteyi düşürmediğini vurguladı. Poliklinik hizmetlerinin paket program şeklinde olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ökten, bu durumdan zarar görmelerine rağmen halka hizmet vermek için, daha fazla sayıda hasta kabul ettiklerini dile getirdi. Özellikle Anadolu’dan gelen hastaların, aylarca sonrasına randevu alabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ökten, endokrinoloji bölümüne günlük bin hasta müracaat ettiği ve hastalar en yakın zamanın verildiğini söyledi.


Dijital Hastane
Üç bin kullanılıcılı bir sunucu server ve veri tabanı aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Ökten, “Yeni bir veri tabanı aldık. Bu da Mart ayı içerisinde hizmete girecek ve artık tam otomasyona geçeceğiz. PACS sisteminin ihalesini Nisan ayında yapacağız ve bu yıl sonunda hizmete girecek. Bu bizim hastanemizdeki hasta hizmetlerinin hızlandırılmasında, faturalandırmada kapasiteyi artıracak” şeklinde konuştu.

“Yeni SUT Zarar Ettiriyor”
Yoğun Bakım, reanimasyon hizmetlerinin SUT uygulamalarında zarar ettirdiğini belirten Prof. Dr. Ökten, “Yeni SUT uygulamasında itirazlarımızı bildirdik. Yeni SUT uygulamalarında bizim gibi fakülte hastanelerinin maliyetlerinin altında ödemeler yapılıyor. Mesela Kardiyolojide poliklinik paketi içerisine alındı, eskiden EKO paket dışındaydı. Biz bu uygulama ile poliklinik hizmetlerinin, hepsinden zarar edeceğiz. Yeni SUT uygulamasında, bazı özel tetkiklerin paket dışına çıkartılmalıdır. Ayrıca SUT uygulamalarında üniversite hastaneleri için ayrı bir çarpanının olması lazım. Yoğun bakım uygulamaları da pakete girdiği için, bazen tahsil ettiğimiz para o hastaya kullandığımız ilaç için harcadığımız parayı bile karşılamıyor. Yoğun bakımdaki hastaların hepsi zarar ettiriyor. Bizim yoğun bakım yatağımız, toplam yatağımızın yüzde 8’i oranında. Bir araştırmaya göre, eğer yoğun bakım yatağı hastanenin genel yatak toplam oranının yüzde 3’ünü geçerse, bu hastane kaynaklarının büyük kısmının yoğun bakıma ayrılması gerektiğini gösteriyor. SUT uygulamalarında mutlaka, yoğun bakım yataklarında tedavi edilen hastalar için bazı tedavi amaçlı kullanılan enstrümanların paket dışına alınması şart” diye konuştu.

Hastanemizi Tam Gün’e Hazırlıyoruz
Hastaneyi Tam Gün uygulamasına hazırladıklarını dile getiren Prof. Dr. Ökten, “Özellikle dönecek cerrah arkadaşlarımızın ameliyathanede sıra sıkıntısı çekmemeleri için ameliyathaneyi çift vardiya çalıştıracağız. Bizim programımıza göre ameliyatlar sabahtan başlayacak, özellikle merkezi ameliyathanelerimizi, saat 4’ten sonra çalışacak şekilde ikinci bir vardiya ile çalıştıracağız. Üç hastanede toplam 52 tane ameliyat salonumuz var. Poliklinik hizmetlerinde de eğer provizyon alabilirsek, bu konuda herhalde bir düzenleme getirilecek. Hastası fazla olan poliklinikleri Cumartesi günleri de açmayı düşünüyoruz. Performans almak isteyen hekimlerimiz buralarda görev yapacaktır. Hastanemizde tam günle ilgili hiçbir sıkıntı olmayacak, gerekli düzenlemeleri yapıyoruz” dedi.

“Özel Odalar Artık Her Şekliyle Özel Oluyor”
Türkiye’nin yatak sayısı açısından en büyük tedavi kurumu oldukları belirten Prof. Dr. Ökten, şöyle devam etti: “Şu anda 2 bin 200’ün üzerinde yatağımız bulunuyor. Akreditasyon için bazı odalardaki yatak sayıları düşürüldü. Eğer yatak ihtiyacımız olursa, genişleyebilecek fiziki imkana sahibiz. Özel odaların hepsinin yataklarını yeniliyoruz. Mart ayı içerisinde, televizyonu, buzdolabı, refakatçi kanepesi ve telefonu olmayan özel oda kalmayacak. Maliye Bakanlığının talimatları doğrultusunda otelcilik hizmetleri için 25, 50 ve 75 lira alıyoruz. Özel Odalar Artık Her Şekliyle Özel Oluyor.”

“Özel Muayenelerden Fark Kalktı, İşimiz Zorlaştı”
Dönerleri tavandan vermeye başladıklarını dile getiren Prof. Dr. Ökten, “Bizde fazladan istihdam edilen personel vardı. Ama ciromuzu artırarak personel maliyetini düşürdük. İşten çıkarma yerine daha fazla ciroyu hedefledik. Eskiden yüzde 70’lere varan personel maliyeti bugün itibarıyla çok düştü ve yüzde 30’un üzerinde bir ciro artışı sağladık. Eylül ayında sanal performans sistemine geçeceğiz. Yani her bölüm, performans uygulamasına başlanıldığı zaman ne kadar döner sermaye alabilecek veya alamayacak, onun hesabını kendilerine bildireceğiz. Bu şekilde, kliniklerimiz daha verimli nasıl çalışır, onun hesabını yapacağız. Tam gün yasası ile birlikte bizim ciromuz artacak. En önemli gelir kalemimiz olan, özel muayeneden döner sermayeye olan gelirlerimiz ortadan kalkıyor. Bunu da ciroyu artırarak karşılamamız gerekiyor. Özel muayenelerden artık ücret alınmayacak. 2009 yılında bizim döner sermayemiz, özel muayenelerden 11 milyondan fazla bir gelir elde etti. Bu yıl üniversitelerden alınan hazine kesintisi yüzde 5’ten, yüzde 3’e düştü. 2011 yılında da yüzde 1’e düşecek ama oradaki kesinti miktarı bizim kaybımızı tam olarak karşılamıyor, o nedenle bir sıkıntımız olacak. Mesai sonrası ve Cumartesi hizmetleri ile ciromuzun daha da artacağını tahmin ediyoruz. Tam gün ile çalışanlarımızın mağdur olmayacağını tahmin ediyoruz” dedi.