e-OGÜ OLMA YOLUNDA

Dijital kalem kullanımı ile Türkiye’de bir ilke imza atan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesinin Başhekimi Prof. Dr. Bülent Tünerir, yakın zamanda pack sisteminin de başlayacağını söyledi.

Bin 100 yatak kapasitesi ile günlük bin ila bin 500 poliklinik sayısına ulaşan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesinde yatak doluluk oranı yüzde 85 ile 100’ü buluyor. Bin 500 sağlık personeli, 750 yardımcı hizmetli personel, bin 200 öğretim üyesi ve araştırma görevlisi ile hizmet verdiklerini dile getiren Hastane Başhekimi Prof. Dr. Bülent Tünerir, hastanenin toplam 110 yatak kapasitesine ulaşan yoğun bakım üniteleri ile çevre illerin ihtiyacını da karşıladıklarını kaydetti. Modüler sistemle yapılmış olan hastane binasında hasta odalarının genellikle 2 veya 3 kişilik olduğunu, 100 adet özel odanın ise tek kişilik ve banyosu olduğunu ileten Prof. Dr. Tünerir, 160 yatak kapasiteli yeni 4 katlı ek binada ise her odanın tek kişilik ve banyolu olduğunu ifade etti.

Yataklı Onkoloji ve Radyoterapi Merkezi
Hastaneye bağlı olarak çalışan 150 yatak kapasiteli onkoloji merkezin de iki yıldır kanser hastalarına yataklı radyoterapi ve kemoterapi tedavileri başarıyla uygulandığını kaydeden Prof. Dr. Tünerir şunları söyledi: “Bölgesinde tek yataklı onkoloji merkezi olma özelliğiyle kısa süre içerisinde bu merkezimizin doluluk oranı yüzde yüzün üzerine çıkmış ve Türkiye’nin sayılı yataklı onkoloji merkezleri arasında yer almıştır. Bu da ESOGÜ hastanesini diğer hastaneler yanında ayrıcalıklı bir konuma getirmektedir. Yine Avrupa standartlarında hizmet veren Kardiyoloji ve Kalp cerrahisi Birimlerinde dünyada uygulanan en son kalp tedavi yöntemleri, kemik iliği, karaciğer ve böbrek transplantasyonları hastanemizde başarıyla uygulanmaktadır.”

Acil serviste ilkler (Dijital kalem Uygulaması)
2 yıldır başhekimlik görevi yapan Prof. Dr. Tünerir hizmet kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmalar yapmayı hedeflediklerini ve bu amaçla özellikle acil serviste bir takım reorganizasyonlar yaptıklarını vurguladı. Acil servisin anabilim dalı başkanlığı altında yönetildiği bilgisini veren Prof. Dr. Tünerir, acile gelen hastaların tümünün ilk başvuru sırasında A, B ve C grupları altında uluslar arası sınıflandırmaya göre , paramedik tarafından sınıflandırıldığını, böylece C grubunun hafif, B’nin orta ve A’nın ağır hasta olarak farklı birimlerde tedavi gördüklerini belirtti. Acilde hiçbir hastanın sıra beklemediğini söyleyen Prof. Dr. Tünerir, “Bir yıldır uygulanan bu modelin yanı sıra Türkiye’de ilk kez Djital kalem uygulaması başlatıldı. Bu kalem sayesinde yetkili olan doktorların her türlü istemi kaydediliyor ve tüm tıbbi bilgiler kalemin hafızasına alınıyor. Bilgisayara istenen tüm tetkikler anında aktarılıyor. Böylece kayıtlar daha güvenli, veri akışı son derece hızlı hale geliyor. Bu da hastaların acil servislerde bekleme ve tedavi sürelerini oldukça kısaltıyor. Bizim prensibimiz acile başvuran her hasta acildir. Çok acil hastalarda saniyeler önemlidir, dijital kalem ile ambulansta doktor muayene formlarını doldurup bluetoothlu bir cep telefonu üzerinden hasta bilgilerini gönderebilmektedir ve hasta daha ambulanstayken hastanın bilgileri acil servise ulaşmaktadır. Böylece hasta için gerekli hazırlıklar önceden yapılabilmektedir. Kullandığımız bu teknoloji henüz Amerika’daki sağlık merkezlerinde bile yok. Avrupa’da çok yeni geliştirildiğinden, sadece birkaç Avrupa ülkesinde kullanılmaktadır” dedi.

“3. Basamak Hizmetleri Döner Sermayeyi Eritiyor”
Üniversite hastanelerinin sadece sağlık hizmeti sunmadığını, aynı zamanda Tıp Fakültelerinin bünyesinde ülkeye pratisyen hekim, uzman hekim ve akademisyenler yetiştirdiğini de hatırlatan Prof. Dr. Tünerir, hastane döner sermayelerinden eğitime de kaynak ayırmak zorunda olduklarını ifade etti. 3. basamak sağlık hizmeti sunan üniversite hastanelerine diğer sağlık kuruluşlarından risk grupları yüksek hastaların sevk edilmekte olduğunu ve bu grup hastaların tedavi maliyetlerinin tüm Dünyada çok yüksek olduğunu belirtti. Paket fiyat ödemesi adı altında ödeme kurumları tarafından 2. basamak devlet hastanelerine yapılan ödemenin aynısını üniversite hastanelerine de yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Tünerir, “Ancak devlet hastanelerinde bir hastalığın tedavi masrafı bir birim kabul edildiğinde , üniversite hastanelerinde aynı hastalığın tedavisi 1.7 birime mal oluyor. Bunun nedeni risk grubu yüksek hastaların tıp fakültesi hastanelerine sevk edilmesinden kaynaklanıyor. Ancak maliyetlerin karşılanamaması nedeniyle bu masraflar döner sermayelerin erimesine neden oluyor. Üniversite Hastaneleri yeni yatırımlar yapılamaz hale geliyor. Üniversite Hastanelerinin bir sıkıntısı da sözleşmeli personelinin maaşlarını döner sermayeden ödüyor olmasıdır. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı hizmetin sunumunda nasıl devlet hastanelerini 2. basamak ve üniversite hastanelerini 3. basamak olarak nitelendirmişse, geri ödeme kurumu olan SGK’nın da fiyatlandırmada bu basamakları göz önüne alarak farklı fiyatlandırma yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Dijital Hastanecilik
Dijital hastanecilik sistemine geçmeyi hedeflediklerini kaydeden Prof. Dr. Tünerir, Sağlık Bakanlığının bu alandaki projelerinin Sağlıknet olarak adlandırıldığını, bu projeleri kurum olarak desteklediklerini, böylece sağlık sisteminin daha kaliteli ve istatistiklerin daha doğru olmasının sağlanacağını ifade etti. Sağlık politikalarını belirlemede daha doğru kararlar alınmasına yardımcı olacağını işaret eden Prof. Dr. Tünerir, dijital dosya sistemi ile pack sistemine yakın zamanda başlanacağını kaydetti.

Kalibrasyon Laboratuarı
Prof. Dr. Tünerir şöyle konuştu: “Türkiye’de TÜKAK’tan akredite olmuş tek kamu Kalibrasyon laboratuarı bizim hastanemiz bünyesinde bulunmaktadır. Tıbbi cihazların kalibrasyonlarının düzenli olarak yapılması çok önemli olup, sağlıkta kalitenin olmazsa olmazıdır.Yine hastane enfeksiyonlarıyla mücadelede modern sterilizasyon ünitesinin çalışmaları ve tüm hastane birimleri Enfeksiyon Kontrol Komitesi tarafından sürekli olarak izlenmekte ve hastane enfeksiyon sonuçları raporlanmaktadır.”