“50 YAŞINDAN GENÇ İNSANLARDA KALP KRİZİNİN EN SIK GÖRÜLDÜĞÜ ÜLKE TÜRKİYE”

“22 Avrupa ülkesinde yapılan “Euroaspire III” adlı araştırmaya göre 50 yaşından genç insanlarda kalp krizinin en sık görüldüğü ülke Türkiye” diyen Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, “Türkiye’de kalp ve damar hastalıkları nedeniyle 2020 yılına doğru yılda 400 bin civarında ölüm beklenmektedir” dedi.


30. Ulusal Kardiyoloji Kongresi’nde düzenlenen basın toplantısına, Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Engin Bozkurt, Genel Sekreter Prof. Dr. Adnan Abacı, Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Enver Atalar, Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin ile yönetim kurulu üyeleri Prof. Dr. Necla Özer ve Prof. Dr. Sinan Aydoğdu katıldı.

Türkiye’de her iki ölümden birinin kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını söyleyen Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu,  “Ülkemizde kalp ve damar hastalıkları nedeniyle 2020 yılına doğru maalesef yılda 400 bin civarında ölüm beklenmektedir. Kalp ve damar hastalıkları, Türkiye’de her iki ölümün birinden sorumludur.” dedi.

Ülkemizde kalp-damar hastalıklarına Avrupalılara göre daha genç yaşta yakalanıldığını ve daha erken ölüm olayları ile karşılaşıldığını dile getiren Prof. Dr. Tokgözoğlu , “Bizim de katıldığımız 22 Avrupa ülkesinde yapılan “Euroaspire III” adlı araştırmaya göre 50 yaşından genç insanlarda kalp krizinin en sık görüldüğü ülke Türkiye. Çünkü yurdumuzda her 10 ölümden 4’ünün nedenini hala kalp ve damar hastalıkları oluşturuyor” diye konuştu.

Sigara ve Hareketsizlik En Önemli Risk Faktörleri
Tokgözoğlu, Türkiye’deki kalp damar hastalıklarının diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha fazla olmasının nedenini sigara ve tütün ürünleri tüketiminin yüksek olmasına bağladı. Ayrıca giderek artan kilo alımı, hareketsizlik ve sağlıksız beslenmenin de bu hastalıkları tetiklediği kaydedildi. Kalp-damar hastalıklarına yol açan nedenleri kısmen önlemenin ve geciktirmenin mümkün olduğunu ifade eden Tokgözoğlu, “Finlandiya’da sınırlı bir bölgede sigara, hipertansiyon ve kolesterol kontrolü ile 20 yılda ölüm oranları yüzde 70 düşmüştür, yani başarı örnekleri mevcuttur” diye konuştu. 
2025 Yılına Dek Kalp Damar Hastalıklarında Ölüm Oranı Yüzde 25 Azaltılacak
Ülkemizde diğer ülkelere kıyasla yüksek olan ölüm oranlarını düşürmek için yapılan girişimler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tokgözoğlu, “Bu salgını kontrol altına almak için Birleşmiş Milletler’de 2011 yılında yapılan bir toplantıda 25’e 25 diye adlandırılan bir proje kabul edilmiş ve bütün ülkeler tarafından imzalanmıştır. Bu projede amaç 2025 yılına dek kalp damar hastalıklarından ölümleri yüzde 25 azaltmak olarak belirlendi” diye konuştu. Projeye imza atan ülkelerde bunu sağlayacak sağlık politikalarının geliştirilerek uygulanacağını belirten Tokgözoğlu, yapılacaklar arasında tuz, sigara ve hareketsizliği azaltma, şişmanlık ve şeker hastalığındaki artışı önleme, temel ilaç ve tedavilerin kapsamını artırma gibi hedefler olduğunu söyledi. 


Kadınlarda Spazm Riski Fazla
2014 yılında hazırlanan kalp-damar hastalıkları ile ilgili eylem planı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tokgözoğlu, “Kadınlarda en önemli ölüm nedenlerinden biri kalp- damar hastalığı; bu hastalıklardan ölüm oranı meme kanserinden daha yüksektir. Kadınların kalp damarları erkeğinkine göre daha ince bu nedenle spazm geçirme riskleri fazla. Her yıl kadınların yüz de 55’i kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybediyor. Kadınlarda hastalığın seyri erkeklere göre daha kötü ve hastalığa bağlı ölümler de daha fazla görülüyor. Kadınlarda kalp hastalıkları erkeklere göre 10 yıl geç ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu. 

Kadınlar, Bulguları Fazla Ciddiye Almıyor
Kadınların en sık göğüs ağrısı şikâyetiyle hastaneye başvuruda bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, şunları söyledi: “Koroner kalp hastalığı, kadınlarda erkeklere göre daha ileri yaş döneminde geliştiğinden kalp krizi semptomları, diğer hastalıklar tarafından maskelenebiliyor. Bu gibi nedenlerle kadınlar, bulguları fazla ciddiye almıyor. Hatta kadınlarda hiçbir şikâyet olmadan kalp krizi de gelişebiliyor. Bu krizler erkeklerle kıyaslandığında kadınlarda daha sık görülüyor. Ayrıca, diyabet öyküsü olan kadınlarda kalp-damar hastalıklarına bağlı ölüm oranı da artıyor.”

İnme: Kalp Ritim Bozukluğu Hastalarının Korkulu Rüyası 
Kalbin ritim bozukluklarının hastaların korkulu rüyası olan ‘inme’ye de neden olabildiğini vurgulayan Tokgözoğlu, korunma ve tedavi yöntemlerini şunları söyledi: “Bugünkü bilgilerimize göre kalp damar hastalıklarına yol açan nedenlerin çoğu önlenebilirdir. Kalıtsal eğilimlerle kalp damar hastalığı olanlarda bile hastalığı geciktirmek mümkündür. Kalbe ve beyine giden damarların yapısını bozup, daralıp tıkanmasına yol açan risk faktörlerinin başlıcaları sigara tüketimi, kan basıncının yüksek seyretmesi yani hipertansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarından özellikle LDL kolesterol (yani kötü kolesterolün) yüksek olması, özellikle karın bölgesinde kilo fazlalığı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşamdır.  Kalp hastalıkları ve inme sebepli erken ölümlerin büyük çoğunluğu, sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, tütün dumanından kaçınma ve mevcut risklerin tedavisi yoluyla önlenebilmektedir. Bireyler kendi kalp ve damar hastalığı risklerini düzenli fiziksel aktivite yaparak, tütün kullanımından ve pasif içicilikten kaçınarak, meyve ve sebzeden zengin bir diyet seçerek, yağ, tuz ve şekerden zengin gıdalardan kaçınarak, Batı tipi diyet dediğimiz hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak ve sağlıklı bir vücut ağırlığını muhafaza ederek azaltabilirler.”

En Önemli Misyonumuz Bilimsel Araştırmaların Teşvik Edilmesi
Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu “Türk Kardiyoloji Derneği’nin en önemli misyonu, bilimsel araştırmaların teşvik edilmesi ve ülkemizdeki genç kardiyologların önünü açmaktır. Onlara eğitim, araştırma ve kendini geliştirmek için olanaklar yaratmak için var gücümüzle çalışmamız ve onlara örnek olmamız her zaman önceliğimiz olacaktır. Kongremiz vesilesiyle oluşan bilimsel uluslararası platform sayesinde, güçlenen ülkeler, kurumlar ve akademisyenler arası ilişkilerin de bu bağlamda kısmen katkısı olacaktır” dedi.


Dünyada 85 Bin Civarında Hastanın Kalbine Bu Şekilde Giriliyor
TKD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Engin Bozkurt, ameliyat edilemeyen hasta grupları için kasıktan ya da koldan girilerek, kalp damarlarını ve kapaklarını değiştirmeye başladıklarını dile getirerek, “Bu yöntem dünyada giderek kabul edildi. Dünyada 85 bin civarında hastanın kalbine bu şekilde giriliyor.  Ülkemizde de giderek artıyor. Geçen yıl 450 kişi bu şekilde ameliyat edildi” diye konuştu.

Eriyen Stentler Geliştirildi
Genel Sekreter Prof. Dr. Adnan Abacı da gerek normal stentlerde, gerekse ilaçlı stentlerde, damara konulan stendin ömür boyu damarda kaldığını belirterek, artık bunun için eriyen stentlerin geliştirildiğini belirtti. Aynı zamanda ilaç da salgılayan bu stendin 1-2 yıl içinde kaybolduğunu aktaran Abacı, şu bilgileri verdi: “Vücut o stendi kaybediyor. Dolayısıyla damarında metal kalmadan hastanın damarını açmış oluyorsunuz. Bu koroner hastalıklar açısından çok önemli bir gelişme. Şu anda bu tedavi her damara uygulanamıyor. Belirli seçilmiş damarlara uygulanabiliyor. Ama bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Stentler çok daha iyi hale getiriliyor. Pahalı olmakla beraber zamanla ucuzlayacak ve yaygın olarak kullanılan bir tedavi haline gelecektir.”

Üç Dakikada Bir Kişi Kalp Krizinden Ölüyor
Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Enver Atalar,  herkesin korktuğu güncel konulardan birinin ebola salgını olduğunu, ancak eboladan Türkiye’de ölen kimsenin olmadığını söyledi. Asıl korkulması gerekenin koroner arter hastalığı ve kalp krizi olduğunu belirten Atalar, “Türkiye’de özellikle kadınlarda olmak üzere, kalpten ölümlerde Avrupa’da birinci sıradayız. Üç dakikada bir Türkiye’de bir vatandaşımız kalp krizinden ölmektedir. Kalp krizi sırasında ölmeseler bile kadınların dörtte biri, erkeklerin de beşte biri bir sene sonrasına kadar ölüyorlar. Hala önümüzde önemli bir sorun olarak koroner arter hastalığı ve kalp krizi duruyor. Eboladan korkuyoruz ama daha çok kalp krizinden korkmamız lazım” dedi.