SORU VE CEVAPLARLA KANSER

Kanser, günümüzde sık görülen ve en korkulan hastalıklarından biri ve tüm dünyada yaygın görülen bir hastalık olması nedeniyle de kamuoyu, kanseri çok merak ediyor. Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Zafer Akçalı,  Efil Yayınevinden çıkan “Soru ve Cevaplarla Kanser” kitabı hakkında bilgi verdi.
Kanser hakkında kulaktan dolma bilgiler, kanser tanısı almış ve tedavi görmekte olan hastaları ve hasta yakınlarını kaygılandırabiliyor.  Böyle durumlarda bilimsel ve doğru bilginin insanlara ulaştırılması daha da önem kazanıyor.  kitap, kanser konusunda halkı bilgilendirmeyi amaç edindi. Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Akçalı tarafından hazırlanan “Soru ve Cevaplarla Kanser kitabında, kanser bulaşıcı mıdır, çocuklarım da kanser olur mu ya da kemoterapi sonrası saç dökülmesi veya cep telefonu kanser yapıyor mu gibi pek çok konu, halkın anlayacağı bir dille ele alınıyor.

Ülkemiz, her açıdan sanayileşmiş toplumlara benzemeye başladığını dile getiren Prof. Dr. Akçalı,  “Gelişmiş ülkelerde, ölüm sebepleri arasında ikinci sırada gösterilen kanser, giderek birinci sıraya yükseliyor. Sebepleri tartışılabilir, sonuçta ülkemizde de kanser teşhisi konulan ve tedavisi verilen hasta sayısı giderek artıyor. Türkiye’de kanser konusunda yazılmış pek çok kitap bulunuyor. Bunların önemli bir kısmında, kanser olmamak için yapmamız gerekenler, çoğunda da diyetle ilgili konular anlatılıyor. Kanser olanlara yönelik kitaplar az ve hekimler hastalarını bu anlamda doğru bilgi için yönlendirmekte güçlük çekiyor” dedi.  

Prof. Dr. Zafer Akçalı, Efil Yayınevinden çıkan “Soru ve Cevaplarla Kanser” kitabı hakkında Esra Öz’ün sorularını yanıtladı.

Kanser hastaları için yeterli bilgilendirme yapılmakta mıdır?
Bu konuda yazılmış kitap sayısı çok az. Kitabın satış rakamlarını gördükten sonra bu durumun sebebinin biraz da satış kaygısı olduğunu düşündüm. Daha çok hastanelerde, ilgili bölümlerin hazırladığı broşürler, bilgilendirme kitapçıkları var. Ancak hastaların aklına haklı olarak o kadar çok soru geliyor ki, cevapları bu kitapçıklara sığdırmak mümkün değil. Bazı hasta ve hasta yakınları, özellikle yüksek okul mezunu, eğitimli kişiler, en iyi tedaviyi alabilmek için internette araştırma yapıyorlar. İnternette doğru ve yanlış bilgiyi ayırdetmek doktor olmayan birisi için çok zor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve Tıbbi Onkoloji Dernekleri’nin bilgilendirici yayınları ve internet sitelerinde halka yönelik Türkçe bilgiler var.

Kitapta sadece kanser hastaları için mi bilgiler var?
Efil Yayınevi’nden kanserle ilgili soru ve cevapları içeren bir kitap yazmam için teklif yapıldığında kabul ettim. Ben aslında, acelem olmamakla birlikte başka türlü bir kitap yazmayı düşünüyordum. Kemoterapiyi halka tanıtıcı amaçlı diğer kitabımı yazmak için bir süre daha beklemeye karar verdim. Kitaptaki bilgiler, sadece kanser hastalarına yönelik değil. Kanserle ilgili istatistikler, kanser sebepleri, korunmak için yapılabilecek konular da var. Ancak, eksikliğini gördüğüm ve hastaların bize sıklıkla sorduğu sorulara ağırlık verdim. Hasta yakınları internet sayesinde çeşitli bilgilere ulaşabiliyorlar. Onların da doğru bilgilere ulaşabilmeleri için Türkçe ve İngilizce içerikli önemli sitlere ve makalelere yer verdim. Türkçe olmayan terimleri de mümkün olduğunca az kullanmaya çalıştım. Doktorlar olarak, tıp fakültesindeki öğrenciliğimizden beri kullanmaya alıştığımız, çeşitli dilleri karıştırdığımız bir dil kullanıyoruz. Bu dil, hasta ve yakınlarının bizi anlamasını istemediğimiz, aramızda konuşurken işe yarıyor. Ancak şunu farkettim, hasta ve yakınlarını bilgilendirmek için konuşurken de bu yabancı kelimeler çok kullanılıyor.  Aslında hasta yakınları anlattığımız şeylerin bir kısmını hiç anlamıyorlar. Bazı örnekler vereyim: effective, guideline, aggressive, agent, remission, sensitivity, triple negative, vb. bu kelimelerin Türkçe telaffuzlarını, doktorlar olarak aramızda sıkça kullanıyoruz. Kitapta bu tür kelimelerden kaçındım.

Kitabın içeriğini biraz anlatır mısınız?
Kitap önce bölümlere ayrılıyor:  Kanserle ilgili genel bilgiler, kanser sebepleri, teşhisle ilgili bilgiler, tedaviyle ilgili bilgiler, radyoterapi hakkında genel bilgiler, kemoterapi hakkında genel bilgiler, bazı kanserler ve tedavileri hakkında bilgiler ve kaynakça. Tüm kanserleri anlatan halka yönelik bir kitap yazmak çok zor. Ben son bölümde, sık görülen veya korunmak konusunda önlemli uyarıların olduğu, meme, akciğer, kalın bağırsak, prostat, rahim ağzı, karaciğer, mide kanserleri hakkında bilgi verdim. 

Her bölümde de sorular ve bazen bir paragraf, bazen bir kaç sayfa süren cevaplar var. Sorulara örnek vereyim:  Kanser önlenebilir bir hastalık mıdır?  Kanser ağrısı için kullanılan ilaçlar alışkanlık yapar mı? Hospis ne demektir? Biyopsi alınması, kanserin yayılmasına sebep olur mu? Kanserin aşısı var mıdır? Hamilelere kemoterapi verilebilir mi? Meme koruyucu cerrahi ne demektir? Radyoterapinin gecikmiş yan etkileri nelerdir? Sigara içmeyenlerde kanser neden oluyor?


Hastalar bazı konuları utandığı için, bazılarını da çok garip bulduğu için bize hiç sormayabiliyor. Çok az hasta cinsellikle ilgili bana soru sormuştur, kitapta bu konuya da yer verdim. Hastalar, ağızdan alınan ilaçların hangi saatte alındığını çok merak ederler. Bu konuya epeyce kafa yorarak ayrıntılı bir liste hazırladım. Bunun dışında bulantı, kusma, saç dökülmesi gibi tedavi sırasında görülen yan etkiler ve başa çıkma yöntemleriyle ilgili yazılar var. Tümör belirteçleri, Türkiye ve Dünya çapında kanser istatistikleri ile ilgili bilgiler verdim. Cep telefonları veya besinlerle ilgili konularda çok yorum yapmadan, bilimsel makalelerdeki verilere dayanarak bilgiler vermeye çalıştım. Kanser sebepleri ile ilgili bu tür bilgilerin zamanla değişebildiğini, hangi kaynakları takip etmek gerektiğini vurguladım.


Vurgulamak istediğiniz şeyler var mı?
Yaygın olarak kullanılan bazı cümleleri yanlış buluyorum. Örneğin “Kanser önlenebilen bir hastalıktır” ifadesi, insanları kanserden korunmak için bir şeyler yapmaya zorluyor. Ancak kanser olmuş kişiler için de zararlı bir cümle. Sigara içmeyen, beslenmesine, yaşam tarzına dikkat eden, check-up testleri yaptıran ama gene de kanser olmuş hastalar var. Hastalar zaten kendilerini suçlama eğilimindedirler. İnsanları, kendisine iyi bakıp kanser olmayanlar ve kötü yaşayıp kanser olanlar gibi gruplara ayırmamak gerekir.  “Kanseri yendi”, “Kanserle olan savaşını kaybetti”  gibi cümleler de bana biraz ters geliyor. Bu ifadelerde amaç belki, hastaları tedavi için yüreklendirmek, morallerini yüksek tutmak. Ancak, bu cümleleri duyan, kanser hastalığı ilerlemiş hastalar, kendilerini bir savaşta güçsüz oldukları için mağlup olmuş kişiler olarak göreceklerdir. Aslında çoğu zaman hastalık bir matematiksel formüle göre ilerlemektedir. Hastaların çoğunluğunun nasıl seyredeceği bellidir. Elimizdeki ilaçların etki ve yan etkilerini bilmekteyiz. Yani çoğu hastamızın iyileşmesi veya hastalığının tedaviye bir süre yanıt verip sonra tekrarlaması bizi şaşırtmamaktadır. Takip ettiğim bir hastada hastalığın ilerlemesi çoğu zaman, tümör tipinin verdiğimiz ilaçlara direnç kazanmasıdır. Bizim tahmin edemediğimiz şey, karşımızdaki hastada hastalığın nasıl seyredeceğidir. Karşımdaki hastada işler hiç beklemediğim kadar iyi veya kötü seyredebilir. Kötü olan durumlar için hastamı suçlayamam.

Prof. Dr.Zafer Akçalı kimdir?
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum.  Gazi Üniversitesi’nde İç Hastalıkları ve ardından 2000 yılında Tıbbi Onkoloji yan dal ihtisasını tamamladım. Başkent Üniversitesi’nde ve İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalıştım. Şubat 2012’den beri, Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’nda Prof. ünvanıyla öğretim üyesi olarak çalışıyorum.  Evli ve 1 çocuk babasıyım. http://zaferakcali.wordpress.com/ 
ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR! 



Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler: 


– Blogu izlemeye almak 


– Facebook sayfamı beğenmek 


– Bu yazının altına yorum yazmak


Adsız yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.


14 Kasım Perşembe günü saat 23:00’a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 15 Kasım Cuma sabahı buradan duyurulacaktır. 


Çekilişi İmge Hanım kazandı, adresini ilettiğinde kitabı göndereceğim.

SORU VE CEVAPLARLA KANSER

Kanser, günümüzde sık görülen ve en korkulan hastalıklarından biri ve tüm dünyada yaygın görülen bir hastalık olması nedeniyle de kamuoyu, kanseri çok merak ediyor. Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Zafer Akçalı,  Efil Yayınevinden çıkan “Soru ve Cevaplarla Kanser” kitabı hakkında bilgi verdi.
Kanser hakkında kulaktan dolma bilgiler, kanser tanısı almış ve tedavi görmekte olan hastaları ve hasta yakınlarını kaygılandırabiliyor.  Böyle durumlarda bilimsel ve doğru bilginin insanlara ulaştırılması daha da önem kazanıyor.  kitap, kanser konusunda halkı bilgilendirmeyi amaç edindi. Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Akçalı tarafından hazırlanan “Soru ve Cevaplarla Kanser kitabında, kanser bulaşıcı mıdır, çocuklarım da kanser olur mu ya da kemoterapi sonrası saç dökülmesi veya cep telefonu kanser yapıyor mu gibi pek çok konu, halkın anlayacağı bir dille ele alınıyor.

Ülkemiz, her açıdan sanayileşmiş toplumlara benzemeye başladığını dile getiren Prof. Dr. Akçalı,  “Gelişmiş ülkelerde, ölüm sebepleri arasında ikinci sırada gösterilen kanser, giderek birinci sıraya yükseliyor. Sebepleri tartışılabilir, sonuçta ülkemizde de kanser teşhisi konulan ve tedavisi verilen hasta sayısı giderek artıyor. Türkiye’de kanser konusunda yazılmış pek çok kitap bulunuyor. Bunların önemli bir kısmında, kanser olmamak için yapmamız gerekenler, çoğunda da diyetle ilgili konular anlatılıyor. Kanser olanlara yönelik kitaplar az ve hekimler hastalarını bu anlamda doğru bilgi için yönlendirmekte güçlük çekiyor” dedi.  

Prof. Dr. Zafer Akçalı, Efil Yayınevinden çıkan “Soru ve Cevaplarla Kanser” kitabı hakkında Esra Öz’ün sorularını yanıtladı.

Kanser hastaları için yeterli bilgilendirme yapılmakta mıdır?
Bu konuda yazılmış kitap sayısı çok az. Kitabın satış rakamlarını gördükten sonra bu durumun sebebinin biraz da satış kaygısı olduğunu düşündüm. Daha çok hastanelerde, ilgili bölümlerin hazırladığı broşürler, bilgilendirme kitapçıkları var. Ancak hastaların aklına haklı olarak o kadar çok soru geliyor ki, cevapları bu kitapçıklara sığdırmak mümkün değil. Bazı hasta ve hasta yakınları, özellikle yüksek okul mezunu, eğitimli kişiler, en iyi tedaviyi alabilmek için internette araştırma yapıyorlar. İnternette doğru ve yanlış bilgiyi ayırdetmek doktor olmayan birisi için çok zor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve Tıbbi Onkoloji Dernekleri’nin bilgilendirici yayınları ve internet sitelerinde halka yönelik Türkçe bilgiler var.

Kitapta sadece kanser hastaları için mi bilgiler var?
Efil Yayınevi’nden kanserle ilgili soru ve cevapları içeren bir kitap yazmam için teklif yapıldığında kabul ettim. Ben aslında, acelem olmamakla birlikte başka türlü bir kitap yazmayı düşünüyordum. Kemoterapiyi halka tanıtıcı amaçlı diğer kitabımı yazmak için bir süre daha beklemeye karar verdim. Kitaptaki bilgiler, sadece kanser hastalarına yönelik değil. Kanserle ilgili istatistikler, kanser sebepleri, korunmak için yapılabilecek konular da var. Ancak, eksikliğini gördüğüm ve hastaların bize sıklıkla sorduğu sorulara ağırlık verdim. Hasta yakınları internet sayesinde çeşitli bilgilere ulaşabiliyorlar. Onların da doğru bilgilere ulaşabilmeleri için Türkçe ve İngilizce içerikli önemli sitlere ve makalelere yer verdim. Türkçe olmayan terimleri de mümkün olduğunca az kullanmaya çalıştım. Doktorlar olarak, tıp fakültesindeki öğrenciliğimizden beri kullanmaya alıştığımız, çeşitli dilleri karıştırdığımız bir dil kullanıyoruz. Bu dil, hasta ve yakınlarının bizi anlamasını istemediğimiz, aramızda konuşurken işe yarıyor. Ancak şunu farkettim, hasta ve yakınlarını bilgilendirmek için konuşurken de bu yabancı kelimeler çok kullanılıyor.  Aslında hasta yakınları anlattığımız şeylerin bir kısmını hiç anlamıyorlar. Bazı örnekler vereyim: effective, guideline, aggressive, agent, remission, sensitivity, triple negative, vb. bu kelimelerin Türkçe telaffuzlarını, doktorlar olarak aramızda sıkça kullanıyoruz. Kitapta bu tür kelimelerden kaçındım.

Kitabın içeriğini biraz anlatır mısınız?
Kitap önce bölümlere ayrılıyor:  Kanserle ilgili genel bilgiler, kanser sebepleri, teşhisle ilgili bilgiler, tedaviyle ilgili bilgiler, radyoterapi hakkında genel bilgiler, kemoterapi hakkında genel bilgiler, bazı kanserler ve tedavileri hakkında bilgiler ve kaynakça. Tüm kanserleri anlatan halka yönelik bir kitap yazmak çok zor. Ben son bölümde, sık görülen veya korunmak konusunda önlemli uyarıların olduğu, meme, akciğer, kalın bağırsak, prostat, rahim ağzı, karaciğer, mide kanserleri hakkında bilgi verdim. 

Her bölümde de sorular ve bazen bir paragraf, bazen bir kaç sayfa süren cevaplar var. Sorulara örnek vereyim:  Kanser önlenebilir bir hastalık mıdır?  Kanser ağrısı için kullanılan ilaçlar alışkanlık yapar mı? Hospis ne demektir? Biyopsi alınması, kanserin yayılmasına sebep olur mu? Kanserin aşısı var mıdır? Hamilelere kemoterapi verilebilir mi? Meme koruyucu cerrahi ne demektir? Radyoterapinin gecikmiş yan etkileri nelerdir? Sigara içmeyenlerde kanser neden oluyor?


Hastalar bazı konuları utandığı için, bazılarını da çok garip bulduğu için bize hiç sormayabiliyor. Çok az hasta cinsellikle ilgili bana soru sormuştur, kitapta bu konuya da yer verdim. Hastalar, ağızdan alınan ilaçların hangi saatte alındığını çok merak ederler. Bu konuya epeyce kafa yorarak ayrıntılı bir liste hazırladım. Bunun dışında bulantı, kusma, saç dökülmesi gibi tedavi sırasında görülen yan etkiler ve başa çıkma yöntemleriyle ilgili yazılar var. Tümör belirteçleri, Türkiye ve Dünya çapında kanser istatistikleri ile ilgili bilgiler verdim. Cep telefonları veya besinlerle ilgili konularda çok yorum yapmadan, bilimsel makalelerdeki verilere dayanarak bilgiler vermeye çalıştım. Kanser sebepleri ile ilgili bu tür bilgilerin zamanla değişebildiğini, hangi kaynakları takip etmek gerektiğini vurguladım.


Vurgulamak istediğiniz şeyler var mı?
Yaygın olarak kullanılan bazı cümleleri yanlış buluyorum. Örneğin “Kanser önlenebilen bir hastalıktır” ifadesi, insanları kanserden korunmak için bir şeyler yapmaya zorluyor. Ancak kanser olmuş kişiler için de zararlı bir cümle. Sigara içmeyen, beslenmesine, yaşam tarzına dikkat eden, check-up testleri yaptıran ama gene de kanser olmuş hastalar var. Hastalar zaten kendilerini suçlama eğilimindedirler. İnsanları, kendisine iyi bakıp kanser olmayanlar ve kötü yaşayıp kanser olanlar gibi gruplara ayırmamak gerekir.  “Kanseri yendi”, “Kanserle olan savaşını kaybetti”  gibi cümleler de bana biraz ters geliyor. Bu ifadelerde amaç belki, hastaları tedavi için yüreklendirmek, morallerini yüksek tutmak. Ancak, bu cümleleri duyan, kanser hastalığı ilerlemiş hastalar, kendilerini bir savaşta güçsüz oldukları için mağlup olmuş kişiler olarak göreceklerdir. Aslında çoğu zaman hastalık bir matematiksel formüle göre ilerlemektedir. Hastaların çoğunluğunun nasıl seyredeceği bellidir. Elimizdeki ilaçların etki ve yan etkilerini bilmekteyiz. Yani çoğu hastamızın iyileşmesi veya hastalığının tedaviye bir süre yanıt verip sonra tekrarlaması bizi şaşırtmamaktadır. Takip ettiğim bir hastada hastalığın ilerlemesi çoğu zaman, tümör tipinin verdiğimiz ilaçlara direnç kazanmasıdır. Bizim tahmin edemediğimiz şey, karşımızdaki hastada hastalığın nasıl seyredeceğidir. Karşımdaki hastada işler hiç beklemediğim kadar iyi veya kötü seyredebilir. Kötü olan durumlar için hastamı suçlayamam.

Prof. Dr.Zafer Akçalı kimdir?
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum.  Gazi Üniversitesi’nde İç Hastalıkları ve ardından 2000 yılında Tıbbi Onkoloji yan dal ihtisasını tamamladım. Başkent Üniversitesi’nde ve İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalıştım. Şubat 2012’den beri, Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’nda Prof. ünvanıyla öğretim üyesi olarak çalışıyorum.  Evli ve 1 çocuk babasıyım. http://zaferakcali.wordpress.com/ 
ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR! 



Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler: 


– Blogu izlemeye almak 


– Facebook sayfamı beğenmek 


– Bu yazının altına yorum yazmak


Adsız yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.


14 Kasım Perşembe günü saat 23:00’a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 15 Kasım Cuma sabahı buradan duyurulacaktır. 


Çekilişi İmge Hanım kazandı, adresini ilettiğinde kitabı göndereceğim.