Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER), Rekabet Kurumu ile “rekabetin medikal sektördeki önemi” üzerine eğitim toplantısı düzenledi. Rekabet Uzmanları Derneği’nin katkılarıyla yapılan eğitime yurt düzeyinde katılım gerçekleşti. Toplantıya katılan sektör temsilcileri yaşadığı sorunları anlatarak, uzmanlar tarafından çözüm önerilerini öğrendi. Katılımcılara katılım belgesi verilmesinin yanı sıra medikal sektör temsilcileri böyle toplantıların devam etmesini istedi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan SADER Yönetim Kurulu Başkanı Engin Arel, “Doğal olarak zaman zaman rekabetle ilgili çalışmalarda sorunlar yaşanabiliyor. Bunlarla ilgili de mağduriyetler olabiliyor. Bu toplantıyla biz Rekabet Kurumunun çalışmalarını bir nebze anlayıp, öğrenmeye çalışacağız. İnanıyorum ki sektörü ve bizleri tanıyarak yanlış yapıyorsak bunların hangi şartların altında yapıldığını kendilerine burada ifade edebileceğiz” dedi.
“Tıbbi Cihaz Sektörünü 4. ve 6. Madde İlgilendiriyor”
Rekabet Uzmanları Derneği Başkanı Hakan Suat Ölmez, “Rekabet Hukuku” üzerine yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Rekabet Uzmanları Derneği olarak sektördeki bilinçsizlikle yapılan bazı hususları dile getirmek istiyorum. Bu hataların tekrarlanmaması ve düzeltilmesi yönünde çeşitli önerilerimiz olacak. 4054. sayılı kanun denilen “Rekabet Kanununun” amacı, kanunda geçen “Mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır.” Anlaşma karar ve uygulamalar ile hakim durumun kötüye kullanılması. Uygulama maddelerimizden 4. madde tıbbi cihaz sektörüne daha uygun, “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar rekabet kanununa aykırıdır.” Hakim durumun sürdürülmesinden dolayı tıbbi cihaz sektörüne daha uygun 4. maddedir. 6. madde ise “Piyasada hakim olan teşebbüsü kötüye kullanması” hakim durumda bir teşebbüsün olması gerekiyor. İlgili pazarın ne olduğu önemlidir. Tıbbi cihaz pazarnda, hakim durumda olmayan bir teşebbüs sadece “diyagnostik” denildiğinde hakim olabilir, “kan testi” denildiğinde hakim durum olmayabilir. Bazı şikayet ve ihbarlarda böyle bir durum söz konusu olabiliyor. Bazen sadece tek bir ihale dahi ilgili pazar olabiliyor. Pazarın çerçevesinin çizilmesi ve hakim durum tanımı yapılıp yapılmaması ile alakalı bir durum oluşuyor. 5. maddede ise “Muafiyet belirli bir süre için verilebileceği gibi, muafiyetin verilmesi belirli şartların veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir” dediği gibi başvuruda bir zorunluluk yok.”