“PROTEİNLERİ YOK EDEN RNA’LAR”

Endometriozis hastalığında tercih edilen en yeni tedavi yöntemleri hakkında Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e bilgi veren Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyelerinden Doç. Dr. Emre Seli, “Endometrial dokunun yok edilmesi için immün sistem çalışırken ters etki yapıyor. Endometrial dokunun büyümesini önlemek için bu proteinleri yok eden RNA’lar bulmaya çalışıyoruz. Hayvan deneylerinde bunu başardık” dedi.

Endometriozis, kadınların rahim içi dokusunun karın boşluğuna yerleşmesi ile oluşuyor. Yale Üniversitesi’nde yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Doç. Dr. Emre Seli, Türk doktorlarının, endometriozis hastalığının anlaşılmasında çok büyük katkıları olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Seli, bu hastalığın mutlak tanısının ancak cerrahi yöntemlerle alınan örneklerin laboratuarda analizi ile konulabileceğini kaydetti. Endometriozisin en önemli iki klinik bulgusunun infertilite ve pelvik ağrı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Seli, hastanın endometriozisin klinik bulgularının tedavisinde kullanılabilecek çok yöntem olduğunu ve hastaya göre tedavi seçilmesi gerektiğini vurguladı.

1929 yılından bu yana endometriozisin meydana gelişinde en önemli sebep, adet sırasında endometrium adı verilen rahim içi dokunun tüplerden karın boşluğuna geçerek oraya yerleşmesi olarak açıklanıyor. Üreme çağındaki kadınlara tedavi seçenekleri arasında en etkin olanı GnRH benzeri ilaçlar geçici ve suni menopoz olduğu açıklanıyor. Diğer bazı hormonal yaklaşımlar gibi, GnRH’ler rahim içi dokusunun büyümesi azaltıyor ve adet ile ilgili kanamayı da azaltarak endometriozisin büyümesini engelliyor. Buna ek olarak, endometriozis de bu ilaçlar alındığı sürece geriliyor.
Kombine Oral Kontraseptifler Endometrial Dokuyu Suprese Ediyor

Hormonal yaklaşımların bu konudaki etkinliğinin kesinlik kazandığını dile getiren Doç. Dr. Seli, “Kadınların rahim dokusu ve östrojen, progesterona cevaben büyüdüğü için kadınların bu hormonları yapmasını önleyen yaklaşımlar ağrıyı azaltıyor. Bunları yapabilmek için aralıksız oral kontraseptifleri hastanın alması fayda sağlıyor. Kombine oral kontraseptiflerin duraksamadan kullanılmasında hem östrojen hem progesteron olduğu için progesteron etkisiyle endometrial doku suprese edilip ağrının azaldığı gösterildi. Hapların içerisindeki progesteron verilmesiyle endometrial kanser riski de azalmış oluyor” dedi.

Progesteron İçeren Rahim İçi Araçlar

Progesteron içeren rahim içi araçlarında tedavi seçeneklerinden biri olduğunu kaydeden Doç. Dr. Seli, “Rahim içi dokunun büyümesini önlemek, o dokunun endometriozis yapmasını önlemeye yardımcı oluyor. Rahim içi araç “T” şeklinde olup, yerleştirildikten sonra 5 yıl ve daha uzun bir süre etkili oluyor. Bu durum rahim içi dokunun atrofiye uğramasına sebep oluyor. Kanama azalıyor hatta durabiliyor. Hem kanama azaldığı için rahimden, rahim dışına doku geçişi azalıyor ve buna paralel olarak ağrı da azalıyor. Özellikle Türk kadınları için çok iyi bir seçenek. Çünkü Türkiye’de cinsel yol ile bulaşan hastalıklar Avrupa ve Amerika’ya göre daha az görülüyor. Amerika’da çok partnerli kadınlarda rahim içinde araç varken enfeksiyon kapması çok sakıncalı oluyor; aynı durum tek partnerli bir bayan için çok daha nadir oluyor. Lokal ve yan etkisinin az olması, Türkiye’de tercih edilebilmesini arttırıyor. Amerika’da ve Avrupa’da endometriozis için spesifik kullanımı yeni başladı” diye konuştu.


GnRH Agonisti Suni Menapoza Sokan En Güçlü İlaç

3-6 aylığına kadınları suni menopoza sokan bir iğne olan GnRH agonistlerinin suni menopoza sokan en güçlü ilaç olduğunu belirten Doç. Dr. Seli şunları söyledi: “Bu ilaç tamamen hormon üretimini durduruyor ve endometriozis geriliyor. İlaç çok efektif olmasına rağmen 6 aydan fazla kullanılması halinde kadınlarda kemik erimesi görülebiliyor. Ancak ağrı eşiği çok yüksek olup hastanın dayanamayacağı noktaya geldiğinde veriyoruz. 6 ay sonra atak devresi ve seyir devresinde yanında östrojen ve progesteron hormon başlıyoruz.

Tedavi Kişiye Özel Seçilmeli

Tedavi seçenekleri karşılaştırıldığında bu derece sert bir ilaca gerek yok. Sürekli kullanılan doğum kontrol hapları veya rahim içi araçlar aynı derece etkili, bir bayan aşırı ağrıyla ve endometriozisli geldiğinde bu üç yaklaşım kabul edilebilir. Üçüncü yaklaşımın biraz daha fazla yan etkisi var. Tedaviyi seçerken hastaya göre davranılması gerekiyor. Hastanın isteklerine, sosyal statüsü ve cinsel hayatına göre karar veriliyor.
Endometriozis hastalarında infertilite olabiliyor. İnfertilitesi olanlarda karın boşluğundaki hastalık odaklarının kaldırılması ile ağrı azaltılabiliyor. Cerrahi sonrasında da bu üç tedavi yöntemden bir seçiliyor. Ancak genelde en sık en kolay olanı yani doğum kontrol hapları tercih ediliyor.”

Proteinleri Yok Eden RNA’lar için Hayvan Deneyleri Yapıldı

Endometriozis ile ilgili yeni araştırmaları hakkında Doç. Dr. Seli şu bilgileri verdi: “İmmün sistemin asıl görevi korumaktır. Endometrium dediğimiz rahim içi dokusu karın boşluğuna gelince hastanın kendi immun hücreleri endometriuma saldırıyor ve ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu esnada immun hücreler bir takım maddeler salgılıyor. Salgılanan maddelerin amacı yeni akyuvarlar ve lökositleri yardıma çağırmak. Ne yazık ki bu durum endometriozis hastalığını yok edeceğine besliyor ve büyümesine yol açıyor. Endometrial doku kültür ortamında büyütüldüğünde ve salgılanan maddeleri eklediğinizde daha hızlı büyüme gözleniyor.

“Mutant Hücre Yaratılıyor”

Hücrelerde gen ekspresyonu yapılırken DNA’dan RNA’lar, sonra da RNA’lardan da proteinler üretiliyor. Bizim grubumuz, endometriozise sebep olan proteinlerin sentezlenmesini sağlayan RNA’lari hedef alan ve yıkımlarını sağlayan proteinleri kontrol ederek hastalığa alternatif bir tedavi getirmeyi amaçlıyor. Teoriyi ispatlamak için endometrium dokusunun içerisinde hedef RNA ve proteinlerin az veya çok üretmesini sağlayan genetik değişimler yapıyoruz. Lenti virüsler kültürdeki rahim dokusunun DNA’sına entegre olup bizim istediğimiz durumu endometrial dokuda yapıyor. Mutant hücre yaratılıyor. Bu yöntemlerle endometrial dokunun immun hücre ve molekülleri nasıl etkilediği başarıyla araştırıldı. Bir takım moleküllerin ki bunlar sitokinler ve büyüme faktörleri azaltılması başarıldı.”