Hücrelerin belli bir ritimle hareket ettiğini ve hücrelerin bu ritminde devamlılık olması halinde hastalıkların oluşmadığı gibi tedavi sürecinin de kısaldığını belirten Dr. Ulrich G. Randoll, keşfettiği tekniği birçok hastada uygulayarak, kısa sürede sonuç aldığını kaydetti.
Çene cerrahisi bölümünde çalışırken karşılaştığı bazı hastalara bir üniversite hastanesinin sahip olduğu tüm tıbbi imkanları kullanmalarına rağmen yardım edemediklerini (örneğin, tüm cerrahların bildiği bir problem olan, operasyon sonrası iyileşmeyen yara problemi gibi) görünce, hücre biyolojisi bazındaki araştırmalarına başladı ve 10 seneden daha uzun süren bu araştırma döneminden sonra, yeni bir tedavi yöntemi geliştirdi. Dr. Randoll, temellendirdiği bu yeni yöntemde tedavi edilmek istenen dokuya dışarıdan bir “mekanik titreşim” uygulayarak, çok kısa tarif edilmek istenirse, bağdokudaki mikrosirkülasyonun tekrar harekete geçmesinin sağlanmasıyla, kas spazmları, doku sertlikleri, kapanmayan yaralar, gerilimli baş ağrısı, gibi çok geniş yelpazedeki hastalıkların tedavisinde yardımcı olduğunu söyledi.
“Matrix Ritim Tedavisi ile hücrelere sağlıklı oldukları zamanki titreşimi hatırlatıyoruz”
Dr. Randoll, “Özellikle tümör tedavisi, ağrı ve yara tedavisi konusunda elimizde bulunan imkanlarla hastalara yardım edemediğimizi görüyordum. Bu arada ilk çalışmalarıma da başladım. Ameliyat ederek kendilerine yardım etmeye çalıştığımız hastalarımız, ameliyat etmediklerimizden daha kısa süre yaşadıklarını tespit ettim. Hastalarımı gözlemlerken ağrıyı araştırmaya başladım. Uzun yıllar hücre biyolojisi konusunda çalıştım ve anladım ki makroskobik olarak baktığımızda, hastalık şikayetleri; hücre biyolojisinde hep aynı ve aslında adını hastalık olarak koyduğumuz durum vücudun kendi kendini düzeltmeye çalışması. Matrix Ritim Tedavisi ile sorun yaşanan hücrelere normal seyirde olan titreşimi dışarıdan mekanik olarak uyguluyoruz. Böylece bağ dokusundaki sıvı akışı normale dönerek iyileşme için ilk impuls (uyarı) verilmiş oluyor” dedi.
“Bağ Dokumuzun İçerisindeki Sıvının Kalitesini Matriks Belirliyor”
Yaptığı araştırmalarda birçok rahatsızlığın, dokunun stres altına girdiğinde meydana geldiğini tespit ettiğini kaydeden Dr. Randoll, bu stresi meydana getirici faktörler ile ilgili çalışmalarının derinleştirdiğini ifade etti: “Hücrenin içerisinde bulunduğu çevre ile ilgili çalışmalar yapmaya başladım. Hücrelerimizin tümü, hücre dışı bölge olan matrixte, bağ dokusu sıvısı içerisinde yüzmektedir. Nasıl akvaryum içerisindeki balıkların yaşadıkları çevrenin kalitesini akyaryumun suyu belirliyorsa, bağ dokumuzun içerisindeki sıvının kalitesini de matriks belirliyor. Bunu tespit ettikten sonra, hücrelerin sağlıklı olması için bağ dokusunu sürekli hareket halinde tutmak gerektiğini gördüm. Bağ dokusunu sürekli hareket halinde tutmak, hücrelerin beslenebilmesini ve sağlıklı kalabilmesini sağlıyor.” şeklinde konuştu.
Hücrelerin kontraksiyon konumuna gelmelerinin sebebinin; hücrelerin herhangibir şekilde “rahatsızlık duyması”nın sonucu olduğunu söyleyen Dr. Randoll, kontraksiyon halinin pasif olarak gerçekleştiğini, hücrenin esnemesi ve sertliğinin çözülmesinin aktif olduğunu belirtti. Yaptığı çalışmalar sonunda hücrelerin kontraksiyon durumunu kontrol altına alarak tedavi etmenin kolaylaşacağını tespit ettiğini kaydeden Dr. Randoll, hastalara makroskopik olarak bakıldığına, ancak tüm hastalıkların temelinde mikro sirkülasyonun devamlılığının sağlanamamasının yattığına dikkat çekti.
Regülasyon Çığlıkları
Tüm hastalıkların, temelini hücre biyolojisinin oluşturduğu mikro sirkülasyonun tekrar “düzenlenmesi” (readapte edilmesi) sayesinde tekrar normale dönebilecekleri “regülasyon çığlıkları” olarak anlaşılmaları gerektiğini belirten Dr. Randoll, vücutta hangi ritimlerin olduğunu ve bu mekanizmayı neyin aktif hale getirdiğini araştırmaya başladığını ifade etti. Dr. Randoll şöyle konuştu: “Kalp ritmi nedir? Nefes ritmi nedir? İmmün sistemimizin de bir ritmi var. Eğer bu ritim sağlıklı olursa vücudumuz bunu sağlıklı bir şekilde “düzenleyecektir”. Bir hücrenin içinde bulunduğu ortamın asidotik veya alkalik mi olduğu (yani pH değerinin durumu), o yöredeki oksijen basıncının ne olduğu, bunlar çok önemli hususlardır. Tedavi için hücre bazında çalışıldığında bazı tümörlerin küçüldüğünü, hastaların ağrıların azaldığını ve tedaviye yanıt vermeye başladığını gördüm ve çalışmalarımı derinleştirdim. Sıcakkanlı canlıların kaslarının kendilerine özgü bir titreşimleri olduğunu keşfettim. Bu kasların titremesine doğal bir örnek olarak ateşli hastalıkları verebiliriz. Bayılma halinde de titrenir. Vücudumuz bunu, vücut sıvılarını ihtiyaç duyulan yerlere gönderebilmek için, sentralize etmek üzere yapmaktadır. Kaslarımız sadece makroskopik vücut hareketlerimizi sağlamaz, vücut sıvılarımızın da hareket etmesini sağlar. Mesela, bacağımızda bir şişlik var, ödem olmuş, bu şişliğin inmesi için genelde uygulanan metotlardan biri de hastaya infüzyon veriyor. Bu uygulamanın sebebi, verdiğimiz infüzyon ile tıkanıklığın “arkadan itilerek” çözülebilecek olduğunu düşünmemizdir. Ancak bu düşüncenin yanlış olduğunu ve böyle bir durumda “yolun önden açılarak” akışın sağlanması gerektigini, bu işlemi yapan tek organımızın da kas sistemimiz olduğunu anladım. Bu işlemi gerçekleştirmek üzere, Matriks Ritim Tedavisini uyguladığımda da bazı hastaların 5,5 ay gibi bir süre içerisinde düzelebildiğini gördüm. Daha önce sonuç alınamayan hastalardan sonuç almaya başladığımı gördüm ve tedavi için özellikle en kötü durumda olan hastaları tercih ettim. Matrix Ritim Tedavisi uygulanarak kas nakli yapılmış olan bir hastanın kasında meydana gelen ödem giderildi ve bu yörenin tekrar kanlanması sağlandı. Böylece yabancı olan kas o bölgeye adapte olarak hatta hareket etmeye başladı. Kronik, iyileşmeyen yaranın da iyileşmesi sağlandı. Bütün ağrıların ne olursa olsun hepsinin sebebi aynıdır. İlkönce mikro sirkülasyondaki metabolizma kötüleşir, ondan sonra oradaki hücre membranları depolarize hale gelir, ondan sonra orada kontraksiyon olur ve kasların tonusu artar. Bu da o yörede ağrı hissedilmesine sebep olur. Bu bir kısır döngüdür. Bunun sonucunda da ağrı oluşur. Sıkışmış bir kası makroskopik hareketlerle esnetmeye başlamadan önce mikroskopik olarak, derinden esnetmek gerekir. İşte bu esnetmeyi Matrix Ritim Tedavi cihazı ile çok etkili bir şekilde yapıyoruz.”
Matrix Ritim Tedavi Metodu
Dr. Randoll, “Bu tedavi yöntemini sadece klinik ve muayenehanelerimize her gün gelen hastalık tablolarında uygulamakla kalmıyor, aynı zamanda Sporculara da uyguluyoruz. Şu anda Türkiye’de Beşiktaş Spor Kulübü, Manisa Spor Kulübü Matrix Ritim Tedavisi metodunu sporcularında hem tedavi amaçlı hem de sakatlanmayı önlemek amacı ile başarıyla kullanıyorlar. Ankara ve İstanbul’da bu metodu kullanan Fizik Tedavi merkezleri var. Özellikle bel-boyun fıtıklarında, kas spazmlarında, duruş bozukluklarında, doku ve eklem sertliklerine bağlı hareket kısıtlılıklarında, akut ve kronik ağrılı durumlarda, farklı sebepleri olan iyileşmeyen yaralarda, diabet hastalarının yaralarının iyileştirilmesinde kullanılıyor. Kısacası Fizik Tedaviyi gerektirecek her hastalıkta, diğer modaliteler ile birlikte kombine edilebiliyor. Matrik Ritim Tedavisi doktor ve fizyoterapistlerimizin zaten en iyi şekilde bildiği manüel tedavi metotları ve diğer esnetici fizik tedavi ajanları ile birlikte kullanıldığında çok çabuk ve kalıcı olumlu sonuçlar alınıyor. Ayrıca spastik çocuklarda, kasların gevşetilmesinde ve bu gevşemenin kalıcılığını arttırmak için kullanılıyor. Hatta spastik çocuklarda karın bölgesine yapılan uygulamalar bu çocuklarda çok sık görülen kabızlık sorununa da iyi geliyor. Bu yeni sistemin felsefesi ve pratikte kullanımı, sertifika programları kapsamında öğretiliyor. Türkiye’de bu konunun organizasyonunu Dizem Sağlık Hizmetleri Şirket’i (www.matrixcenterturkiye.com ) başarı ile yürütüyor” dedi.