İLERLEMİŞ PROSTAT KANSERİNE 4 YENİ İLAÇ MÜJDESİ

10. Üroonkoloji Kongresi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Üroonkoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Haluk Özen “Bir müjde vermek gerekirse, ileri evrede saptanan, teşhisi gecikmiş hastalar için FDA onaylı 4 ilaç yıl içinde kullanıma başlandı. Ancak Türkiye’deki hastaların bu ilaca ulaşmaları için en az iki sene beklemeleri gerekiyor” dedi.
Üroonkoloji Derneği tarafından düzenlenen 10’uncu Üroonkoloji Kongresi Antalya Belek’te yapıldı. Kongreye Türkiye’den 75, yurtdışından 15 davetli yabancı konuşmacı katıldır. 18 oturum, 6 kurs ve 3 uydu sempozyumunun yapıldığı kongreye katılan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Özen, prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu söyledi.
“Türkiye’de Prostat Kanseri Yüz Binde 35”
Akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türünün prostat kanseri olduğunu söyleyen Üroonkoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Haluk Özen, Sağlık Bakanlığı’nın izni ile Üroonkoloji Derneği tarafından Türkiye genelinde gerçekleştirilen ve 6 bin 693 kişinin incelendiği saha çalışmasından elde edilen verilere göre, Türkiye’de prostat kanserinin yüz binde 35 oranında görüldüğünü kaydetti.
Bu değerin özellikle Akdeniz bölgesi Avrupa ülkelerine çok yakın bir düzeyde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özen, “Türkiye’de yapılan çalışmalarda, Akciğer Kanserinden sonra erkeklerde görülen 2. Sıklıktaki kanser. Bir kan tetkiki var adına “PSA” diyoruz. PSA ile yılda bir kere bir ürolog tarafından muayene edilmesi gerekiyor” dedi.
Bir Yılda 4 Yeni İlaç
Prof. Dr. Özen, ileri evrede saptanan, teşhisi gecikmiş hastalar için ABD’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı 4 ilacın yıl içinde kullanımına başlandığını müjdeledi. Bir yılda aynı hastalığa ilişkin 4 yeni ilacın geliştirilmesinin pek olağan bir şey olmadığına da değinen Özen, “İleri evre prostat kanseri insanlarımız için çok umutlu sonuçlar var. Bu ilaçlarla onların ömrünün uzatıldığı ortaya kondu. Geciken ve tedavisi başarısız olanlarda bile son bir yıldaki gelişmeler onlar adına fevkalade umut verici” diye konuştu.

“Türkiye’de Ruhsatlandırmada Problem Var”
Söz konusu ilaçların özellikle ilerlemiş prostat kanseri hastaları için olduğunu ve erken tanı ve tedaviyle bu ilaçlara ihtiyaç olmayacağının da altını çizen Prof. Dr. Özen, ilaçların Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) geri ödeme sistemi içinde yer almasının daha uzun bir sürece ihtiyacı olduğunu söyledi. FDA onaylı bu ilaçların henüz ruhsatlandırılmadığını belirten Prof. Dr. Özen, şöyle konuştu: ” Bu 4 ilaç 4 ü de vücuda ve kemiklere yayılmış prostat kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar. Türkiye’de ruhsatlandırmada ciddi bir problem var. 400 civarında molekül ruhsatlandırmayı bekliyor Yeni çıkan ilaçların hepsi yüksek teknoloji gerektiren ve dolayısıyla pahalı ilaçlar. Büyük ihtimalle ruhsatlandırma iki üç sene alacak.”
 
“Dünyada Her Yıl Yaklaşık 330 Bin Yeni Mesane Kanseri Olduğu Tespit Ediliyor”
Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sümer Baltacı, ürolojik tümörler arasında prostat kanserinin ardından en sık görülen kanser türünün mesane kanseri olduğunu söyledi. Mesane kanserinde ölüm riskinin prostat kanserine oranla bir miktar daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Baltacı, erkeklerin kadınlara oranla mesane kanseri riskinin 3 – 4 kat daha fazla taşıdığını söyledi. İzmir ve yöresinde yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre ise erkeklerin 10 kat daha fazla risk altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Baltacı, “Prostat kanseri gerek dünyada gerek ülkemizde ürolojik tümörler içerisinde ilk sırada görülüyor ama Mesane Kanseri de hemen bunun ardından gelen 2. en sıklıkla görülen kanser. Ve dünyada her yıl yaklaşık 330 Bin yeni mesane kanseri olduğu tespit ediliyor ve bunun 130 binden fazlası maalesef ölümle sonuçlanabiliyor. Dolayısı ile prostat kanserinden ölüm riski bu kanserler içerisinde ne kadar azsa, maalesef mesane kanseri bunların arasında biraz daha fazla. Erkeklerde bu kanseri bayanlara göre 3 veya 4 kat daha fazla görüyoruz. Hatta bizim ülkemizdeki İzmir yöresinden bir çalışmada 10 kat daha fazla görüldüğü bildirildi” dedi.
“Her Yıl Yaklaşık 10 Bin Kişiden Biri Böbrek Kanseri Oluyor”
Dernek İkinci Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal ise her yıl yaklaşık 10 bin kişiden birinin böbrek kanserine yakalanmakta ve 30 bin kişiden birinin de bu hastalıktan öldüğünü söyledi. Erken evrede teşhisle, hastaların yüzde 90’ından fazlasında 10 yıla varan hastalıksız sağlamlık sağlanabildiğini belirten Çal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böbrek kanserlerinin çoğu kalıtsal sebeplerden değil kansere neden olan kimyasalların ya da dış etkenlerin etkisi ile meydana gelmektedir.”
Çal, sigara kullanımının böbrek kanseri riskini yüzde 40 oranında artırdığına dikkat çekti.
“E Vitamini ve Selenyum, Prostat Kanserini Artırıyor”
Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Levent Türkeri ise çok fazla faydası olduğu iddia edilen bitkisel kökenli ilaçların hemen hemen hiçbirinin etkinliğinin bilimsel olarak kanıtlanamadığını söyledi. Bir dönem neredeyse hekimlerin bile hem fikir olduğu ’E vitamini ve selenyum prostat kanseri gelişiminde etkili olduğu’ değerlendirmesinin son yapılan çalışmayla altlıksız olduğunun ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Türkeri, “Araştırma bırakın engellemeyi, görülme sıklığını artırdığını gösterdi” dedi.