HEKİMLER FARMAKOGNOZİ’Yİ BİLMİYOR

Tıbbi bitkilerin biyolojik etkileri üzerine Eczacılık Fakültelerinde Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim dallarının olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Orhan, fakat bu konu ile ilgili hekimlerin bu anabilimden habersiz olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Orhan, bu alanla ilgili ülkemizde ilk defa 18-22 Nisan 2010 tarihleri arasında 6. Uluslararası Güneydoğu Avrupa Ülkelerinin Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Kongresi’nin (6th CMAPSEEC) gerçekleşeceğini söyledi.

Uluslararası Güneydoğu Avrupa Ülkelerinin Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Kongresinin altıncısı bu yıl ilk defa Türkiye’de gerçekleştirecek. Hekimlerden eczacılara, ziraat mühendislerinden ilaç firmalarına birçok branşı ilgilendiren toplantıda, yeni keşfedilen bitkisel ilaçlardan endemik bitki türlerine birçok çalışma sunulacak. Merkezi Sırbistan’da bulunan Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Derneği (AMAPSEEC) adına düzenlenecek olan kongre 18-22 Nisan tarihleri arasında Antalya Kervansaray Lara Otel’de gerçekleştirilecek. Kongre Başkanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, tıbbi bitkilerin farmakolojik etkilerinden, yeni türlere kadar çeşitli alanlarda sözlü ve poster sunumları yapılacağını söyleyerek, “Eczacılar, hekimler, biyologlar, ziraat mühendisleri, kimyacılar ve peyzaj mimarları tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgileniyorlar. Amerika’dan gelecek olan NCI direktörü Dr. John Beutler ve FDA yardımcı direktörü Prof. Dr. Ikhlas Khan’ın da katılımıyla çok güzel sunumlar olacak. Ayrıca bu alanda önemli isimler olan Yoshinori Asakawa, Anna Rita Bilia, Maria-Aleth Lacaille-Dubois, Bilge Şener, Erdem Yeşilada, Çimen Karasu ve Hakkı Alma gibi davetli konuşmacılar var. Türk katılımcılara da kayıt ücretinde indirim yapılmaktadır” dedi.


“Türkiye’den Tek Partner Bizdik”Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği (FFD) üyelik koşulları hakkında bilgi veren Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, “Üyelik koşulları arasında eczacı olmak veya bu alanda çalışıyor olma zorunluluğu var. Dernek olarak geçen sene büyük bir AB projesine dahil olduk. “Long Life Health” konsepti altında halka bitkilerin sağlık amacıyla kullanımı ile ilgili olarak bazı konularda bilgi verilerek, beslenme ve obezite ile ilgili farklı alanlarda görev üstlenildi. Türkiye’den tek partner bizdik. Proje kapsamında bitkilerin yanlış kullanımı ile ilgili kitapçık hazırladık. Yabancı dilde bu tip kaynaklar mevcut ama ülkemizde pek yok. Türkiye’de Avrupa Farmakopesi öncesinde, Türk Farmakopesi vardı, ancak şu anda Avrupa Farmakopesi kurallarına bağlı kalınarak hareket ediliyor” şeklinde konuştu.

Hekimler İçin Farmakognozi ve Fitoterapi Kitabı
11 yıldır faaliyet gösteren Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği tarafından ‘Tedavide kullanılan bitkiler-FFD Monografları’ isimli kitabın çıkartıldığını söyleyen Prof. Dr. Orhan şöyle konuştu: “Tıbbi bitkiler açısından çok önemli olan referans kitap olan Avrupa Farmakopesi’nde yaklaşık 200 bitki monografı var ve giderek artıyor. Bu, bir bitkinin tıbbi olarak kullanılması için bütün şartları ve özellikleri, test yöntemleri, miktar tayinini saklama şartlarına kadar gösteren kaynak bir kitap. Bitkisel monografların Avrupa Farmakopesi gibi bir referans kitapta olması bizim için çok önemli. Bitkisel ilaçların önemli diğer referans kitaplarda tanınıyor olması da çok önemli. Avrupa Farmakopesi, ESCOP, WHO monografları herkesin ulaşması zor kaynaklardır ve Türkçe değildir. Bu sebeple, bu alanda Türkçe kaynak kitap sıkıntısı vardı. Derneğimiz tarafından çıkartılan “FFD monografları” kitabı, Avrupa farmakopesi ve ESCOP’un birebir çevirisi değil ama onların da parametreleri göz önüne alınarak hazırlanmış bir kitap. İlk kitapta 40 bitki monografı var. Bitkinin yayılışı, Türkiye’de halk arasındaki kullanılışı, botanik özellikleri, kimyasal bileşimi, farmakolojik endikasyonları, kontrendikasyonları, ilaç etkileşmeleri, veriliş yolları ve dozu, toksisitesi, farmakokinetik özellikleri, klinik güvenlik sınırları ve eczanelerde satılan preparat isimleri gibi bilgiler yer alıyor. Hekimlerin yazdıkları ilaçlarla etkileşimlerine bakabileceği kaynak başvuru kitabı olma özelliği taşıyor. Her bitki için ayrı hazırlanan monograflar editoryal olarak uzun zaman harcanarak titizlikle incelendi. Fitoterapi içinde çok gerekli bilgilerin yer aldığı kitabın ikinci cildi de yayına hazırlanıyor.”


“Türkiye’de 8 Bin Endemik Tür Var”Kitapta ülkemizde yetişen ve tıbbi kullanıma sahip olan bitkilerin de yer alabileceğini, çünkü ülkemizde yetişen yaklaşık 12 bin bitki türünün yüzde 30’unun endemik olduğunu kaydeden Prof. Dr. Orhan, sahip olduğumuz biyolojik zenginliğin farkına varılması gerektiğine dikkat çekti. Avrupa’da 8 bin endemik bitki türü varken, Türkiye’nin tek başına bundan daha fazla bitki türü zenginliğine sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Orhan, halka yönelik kitap çıkarılmasından önce doktor ve eczacıların bu konu hakkında bilgi edinmesi gerektiğinin önemine işaret etti.

“Hekimler hastalarınızı uyarın: Fitoterapi alternatif tıp değildir!”
Eczacılık Fakültelerinde fitoterapi ile ilgili anabilim dallarının olduğunu ve aktif olarak çalıştığını dile getiren Prof. Dr. Orhan, pozitif bir bilim dalı olan fitoterapinin modern tıbbın bir parçası olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Fitoterapi ile halk tababetinin ve geleneksel tıbbın karıştırılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Orhan, “Fitoterapi allopatik bir tedavi şeklidir. Alternatif tıp değildir, modern tıbbın bir parçası ve ona yardımcı olarak görülmeli. Hekimlerin tıbbi bitkilerin kullanışlarıyla ilgili eğitim görmemesi ve soğuk bakması nedeniyle, uzman olmayan ve eğitimsiz kişilerin halkı yanlış bilgilendirmesini önlemek gerekiyor. Hekimlerin bu konuda etkin olması çok önemli ki yanlış uygulamalar olmasın. Bitkisel ilaçların birçok ilaçla etkileşimi olduğu iyi bilinen bir gerçek ve bu nedenle konu daha da önem kazanıyor. Ayrıca, derneğin danışmanlığında “Modern Fitofarmakoterapi ve Doğal Farmasötikler” adlı ve 3 ayda bir yayınlanacak olan bilimsel tabanlı dergimiz var. Dergide; bitkisel İlaç ve doğal kaynaklı ilaçların doğru şekilde kullanımı, fitofarmakoterapötik, doğal farmasötik, fitokozmetik, vitamin-mineral kullanımı ile ilgili doğru ve sağlıklı bilgiler ve bilimsel çalışmaları, bu alandaki klinik çalışmalar ve meta analizleri ile ilgili yazılar yer alıyor. Dergimiz bu konuda hekim ve eczacıları bilgilendirmek üzere hazırlandı. Eczacılık fakültelerinin farmakognozi anabilim dalları, doğal kaynaklardan yeni doğal bileşiklerin izolasyonu ve yapı aydınlatılması ile uğraşırken, Farmasötik Kimya Anabilim dalları bu bileşiklerin sentezlenmesi ile ilgilenirler. Türkiye’deki Farmakognozi Anabilim dalları, bugüne kadar bine yakın yeni bitkisel kökenli saf bileşiği dünya bilim literatürüne ve insan sağlığına sunmuştur” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Orhan’a ÖdülOsmanlı imparatorluğu zamanında, 1600’lü yıllarda halk arasında kullanılan bitkileri kaydeden bir Osmanlı hekiminin kayıtlarından unutkanlık ve hafızayı güçlendirme amacıyla halkın kullandığı 3 bitkiyi (Salvia fruticosa-adaçayı, Melisa officinalis-oğul otu, Teucrium polium-mahmude otu), hem fareler üzerinde hem de in vitro olarak test ettiklerini ve adaçayı ile mahmude otu ekstrelerinin oldukça ümitkar sonuçlar verdiğini belirten Prof. Dr. Orhan, impakt faktörü 2.6 civarında olan “Journal of Ethnopharmacology” adlı uluslararası dergide yayınladıklarını ve İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği tıp alanındaki makale yarışmasında da bu makale ile finalist olduklarını söyledi. Eczacılık Fakültelerinde bu alanda yapılan bu tip bilimsel çalışmalardan kamuoyunun ve hekimlerin haberdar edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Orhan, hekimlerle ortak çalışmalar yapılmasının fitofarmakoterapinin Türkiye’de hak ettiği konuma gelmesinde ve ehil olmayan kişilerin elinden kurtarılmasına daha çok katkısı olacağını da sözlerine ekledi.
Kongre ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.6thcmapseec.org
Dernek ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.ffd.org.tr

HEKİMLER FARMAKOGNOZİ’Yİ BİLMİYOR

Tıbbi bitkilerin biyolojik etkileri üzerine Eczacılık Fakültelerinde Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim dallarının olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Orhan, fakat bu konu ile ilgili hekimlerin bu anabilimden habersiz olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Orhan, bu alanla ilgili ülkemizde ilk defa 18-22 Nisan 2010 tarihleri arasında 6. Uluslararası Güneydoğu Avrupa Ülkelerinin Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Kongresi’nin (6th CMAPSEEC) gerçekleşeceğini söyledi.

Uluslararası Güneydoğu Avrupa Ülkelerinin Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Kongresinin altıncısı bu yıl ilk defa Türkiye’de gerçekleştirecek. Hekimlerden eczacılara, ziraat mühendislerinden ilaç firmalarına birçok branşı ilgilendiren toplantıda, yeni keşfedilen bitkisel ilaçlardan endemik bitki türlerine birçok çalışma sunulacak. Merkezi Sırbistan’da bulunan Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Derneği (AMAPSEEC) adına düzenlenecek olan kongre 18-22 Nisan tarihleri arasında Antalya Kervansaray Lara Otel’de gerçekleştirilecek. Kongre Başkanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, tıbbi bitkilerin farmakolojik etkilerinden, yeni türlere kadar çeşitli alanlarda sözlü ve poster sunumları yapılacağını söyleyerek, “Eczacılar, hekimler, biyologlar, ziraat mühendisleri, kimyacılar ve peyzaj mimarları tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgileniyorlar. Amerika’dan gelecek olan NCI direktörü Dr. John Beutler ve FDA yardımcı direktörü Prof. Dr. Ikhlas Khan’ın da katılımıyla çok güzel sunumlar olacak. Ayrıca bu alanda önemli isimler olan Yoshinori Asakawa, Anna Rita Bilia, Maria-Aleth Lacaille-Dubois, Bilge Şener, Erdem Yeşilada, Çimen Karasu ve Hakkı Alma gibi davetli konuşmacılar var. Türk katılımcılara da kayıt ücretinde indirim yapılmaktadır” dedi.


“Türkiye’den Tek Partner Bizdik”Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği (FFD) üyelik koşulları hakkında bilgi veren Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, “Üyelik koşulları arasında eczacı olmak veya bu alanda çalışıyor olma zorunluluğu var. Dernek olarak geçen sene büyük bir AB projesine dahil olduk. “Long Life Health” konsepti altında halka bitkilerin sağlık amacıyla kullanımı ile ilgili olarak bazı konularda bilgi verilerek, beslenme ve obezite ile ilgili farklı alanlarda görev üstlenildi. Türkiye’den tek partner bizdik. Proje kapsamında bitkilerin yanlış kullanımı ile ilgili kitapçık hazırladık. Yabancı dilde bu tip kaynaklar mevcut ama ülkemizde pek yok. Türkiye’de Avrupa Farmakopesi öncesinde, Türk Farmakopesi vardı, ancak şu anda Avrupa Farmakopesi kurallarına bağlı kalınarak hareket ediliyor” şeklinde konuştu.

Hekimler İçin Farmakognozi ve Fitoterapi Kitabı
11 yıldır faaliyet gösteren Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği tarafından ‘Tedavide kullanılan bitkiler-FFD Monografları’ isimli kitabın çıkartıldığını söyleyen Prof. Dr. Orhan şöyle konuştu: “Tıbbi bitkiler açısından çok önemli olan referans kitap olan Avrupa Farmakopesi’nde yaklaşık 200 bitki monografı var ve giderek artıyor. Bu, bir bitkinin tıbbi olarak kullanılması için bütün şartları ve özellikleri, test yöntemleri, miktar tayinini saklama şartlarına kadar gösteren kaynak bir kitap. Bitkisel monografların Avrupa Farmakopesi gibi bir referans kitapta olması bizim için çok önemli. Bitkisel ilaçların önemli diğer referans kitaplarda tanınıyor olması da çok önemli. Avrupa Farmakopesi, ESCOP, WHO monografları herkesin ulaşması zor kaynaklardır ve Türkçe değildir. Bu sebeple, bu alanda Türkçe kaynak kitap sıkıntısı vardı. Derneğimiz tarafından çıkartılan “FFD monografları” kitabı, Avrupa farmakopesi ve ESCOP’un birebir çevirisi değil ama onların da parametreleri göz önüne alınarak hazırlanmış bir kitap. İlk kitapta 40 bitki monografı var. Bitkinin yayılışı, Türkiye’de halk arasındaki kullanılışı, botanik özellikleri, kimyasal bileşimi, farmakolojik endikasyonları, kontrendikasyonları, ilaç etkileşmeleri, veriliş yolları ve dozu, toksisitesi, farmakokinetik özellikleri, klinik güvenlik sınırları ve eczanelerde satılan preparat isimleri gibi bilgiler yer alıyor. Hekimlerin yazdıkları ilaçlarla etkileşimlerine bakabileceği kaynak başvuru kitabı olma özelliği taşıyor. Her bitki için ayrı hazırlanan monograflar editoryal olarak uzun zaman harcanarak titizlikle incelendi. Fitoterapi içinde çok gerekli bilgilerin yer aldığı kitabın ikinci cildi de yayına hazırlanıyor.”


“Türkiye’de 8 Bin Endemik Tür Var”Kitapta ülkemizde yetişen ve tıbbi kullanıma sahip olan bitkilerin de yer alabileceğini, çünkü ülkemizde yetişen yaklaşık 12 bin bitki türünün yüzde 30’unun endemik olduğunu kaydeden Prof. Dr. Orhan, sahip olduğumuz biyolojik zenginliğin farkına varılması gerektiğine dikkat çekti. Avrupa’da 8 bin endemik bitki türü varken, Türkiye’nin tek başına bundan daha fazla bitki türü zenginliğine sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Orhan, halka yönelik kitap çıkarılmasından önce doktor ve eczacıların bu konu hakkında bilgi edinmesi gerektiğinin önemine işaret etti.

“Hekimler hastalarınızı uyarın: Fitoterapi alternatif tıp değildir!”
Eczacılık Fakültelerinde fitoterapi ile ilgili anabilim dallarının olduğunu ve aktif olarak çalıştığını dile getiren Prof. Dr. Orhan, pozitif bir bilim dalı olan fitoterapinin modern tıbbın bir parçası olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Fitoterapi ile halk tababetinin ve geleneksel tıbbın karıştırılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Orhan, “Fitoterapi allopatik bir tedavi şeklidir. Alternatif tıp değildir, modern tıbbın bir parçası ve ona yardımcı olarak görülmeli. Hekimlerin tıbbi bitkilerin kullanışlarıyla ilgili eğitim görmemesi ve soğuk bakması nedeniyle, uzman olmayan ve eğitimsiz kişilerin halkı yanlış bilgilendirmesini önlemek gerekiyor. Hekimlerin bu konuda etkin olması çok önemli ki yanlış uygulamalar olmasın. Bitkisel ilaçların birçok ilaçla etkileşimi olduğu iyi bilinen bir gerçek ve bu nedenle konu daha da önem kazanıyor. Ayrıca, derneğin danışmanlığında “Modern Fitofarmakoterapi ve Doğal Farmasötikler” adlı ve 3 ayda bir yayınlanacak olan bilimsel tabanlı dergimiz var. Dergide; bitkisel İlaç ve doğal kaynaklı ilaçların doğru şekilde kullanımı, fitofarmakoterapötik, doğal farmasötik, fitokozmetik, vitamin-mineral kullanımı ile ilgili doğru ve sağlıklı bilgiler ve bilimsel çalışmaları, bu alandaki klinik çalışmalar ve meta analizleri ile ilgili yazılar yer alıyor. Dergimiz bu konuda hekim ve eczacıları bilgilendirmek üzere hazırlandı. Eczacılık fakültelerinin farmakognozi anabilim dalları, doğal kaynaklardan yeni doğal bileşiklerin izolasyonu ve yapı aydınlatılması ile uğraşırken, Farmasötik Kimya Anabilim dalları bu bileşiklerin sentezlenmesi ile ilgilenirler. Türkiye’deki Farmakognozi Anabilim dalları, bugüne kadar bine yakın yeni bitkisel kökenli saf bileşiği dünya bilim literatürüne ve insan sağlığına sunmuştur” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Orhan’a ÖdülOsmanlı imparatorluğu zamanında, 1600’lü yıllarda halk arasında kullanılan bitkileri kaydeden bir Osmanlı hekiminin kayıtlarından unutkanlık ve hafızayı güçlendirme amacıyla halkın kullandığı 3 bitkiyi (Salvia fruticosa-adaçayı, Melisa officinalis-oğul otu, Teucrium polium-mahmude otu), hem fareler üzerinde hem de in vitro olarak test ettiklerini ve adaçayı ile mahmude otu ekstrelerinin oldukça ümitkar sonuçlar verdiğini belirten Prof. Dr. Orhan, impakt faktörü 2.6 civarında olan “Journal of Ethnopharmacology” adlı uluslararası dergide yayınladıklarını ve İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği tıp alanındaki makale yarışmasında da bu makale ile finalist olduklarını söyledi. Eczacılık Fakültelerinde bu alanda yapılan bu tip bilimsel çalışmalardan kamuoyunun ve hekimlerin haberdar edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Orhan, hekimlerle ortak çalışmalar yapılmasının fitofarmakoterapinin Türkiye’de hak ettiği konuma gelmesinde ve ehil olmayan kişilerin elinden kurtarılmasına daha çok katkısı olacağını da sözlerine ekledi.
Kongre ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.6thcmapseec.org
Dernek ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.ffd.org.tr