“HAYATIN KENDİSİ PAZARLAMA”

“Beceri işi iyi yapmak değil artık iyi yaptığın işi, iyi satmak” diyen Banu Akın, ‘Delik Jeton’ kitabında günümüzde pazarlamanın olmazsa olmazı hâline gelen yaratıcılık kavramının önemini, ilham verici örnekler eşliğinde anlatıyor.

“Hayatın kendisi pazarlama” diyen Banu Akın’ın ‘Delik Jeton’ kitabı yaşamın her alanında kullanılabilecek güzel teknikler, Türk insanına özgü örnekler ve hikayelerle dolu. “Beceri işi iyi yapmak değil artık iyi yaptığın işi, iyi satmak” diyen Akın, kitabında her verilen örneğin son derece gerçekçi olması, deneyimlerle oluşturulması, son derece sade, anlaşılır bir dille yazılmış olmasına dikkat etmiş.
Yapboz Tamamlanıyor
Banu Akın, günümüzde pazarlamanın olmazsa olmazı hâline gelen yaratıcılık kavramının önemini, bu topraklara özgü icatlardan biri olan “delik jeton”dan yola çıkarak, ilham verici örnekler eşliğinde anlatan eğlenceli bir şekilde anlatmış. Akın, pazarlamanın püf noktalarını anılar ve keyifli örneklerle bir eğitim verircesine canlı, renkli ve vurucu bir şekilde aktarırken, pazarlamanın değişimini de gözler önüne seriyor. Kilit kelimeler toplanıyor, yapboz tamamlanıyor.
Akın kitabında şunları söylüyor: “Aslında satışın âlâsını biliriz biz, genlerimizde, tarihimizde var. Düşünürsek eğer, dünyadaki ve tarihteki ilk AVM’yi biz kurmuşuz. Sene 1455. İstanbul’daki Kapalı Çarşı, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. Tarihteki ilk örnektir. 30 bin metrekarelik bir alana yayılmıştır üstelik. Sırf İstanbul’da değil, pek çok ilimizde vardır “Kapalı Çarşı”lar.
İpek Yolu bizim topraklardan geçer ve yol üzerinde belirli noktalarda alışveriş ve ticaret merkezleri oluşturulmuştur. Birlikler, loncalar gene bizim memlekette görülür. Üstelik en önemlisi, ilk para da gene Anadolu topraklarında ortaya çıkmış. Dünyada ilk “sikke”yi Lidyalılar kullanmışlar. Aslında bizim dünyaya öğreteceğimiz çok şey var. O zaman ders başlasın… Şimdi eğitim salonunda olduğunuzu hayal edin ve siz de katılın dersime.”
“Bilgiye, tecrübeye ve normal bir akla sahip herkes yöneticilik yapabilir. Ancak herkes lider olamaz.” Diyen Banu Akın, Sağlık Dergisi’nin sorularını yanıtladı.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
TED Ankara Kolejinde ve Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünde okudum. Sonra da tamamen tesadüfen İstanbul’da bir borsa aracı kurumunda çalışmaya başladım. 13 sene bu sektörde çalıştım. 1990-2003 yılları arası oldukça hareketli ve krizlerle dolu yıllarda satış yaptım. 2003’den itibaren de işimi yani pazarlama ve satışı anlatarak çalışmalarıma devam ettim. Ayrıca 2005 yılında marka vekili oldum.
2009 yılında eğitimlerimden birine Elma Yayınevi’nin o dönemdeki genel müdürü Gaye Hanım katılmıştı. ‘Şu eğitimini anlattığın gibi bir kitap yazmalısın’ diyerek aklıma kitap yazma fikrini soktu. Daha doğrusu resmen ‘Kitap yaz’ diye tatlı tatlı baskı yapmaya başladı. İşime katkısı olacağını düşünerek yazmaya başladım. Aslında kitabımın son bölümünde neden bu kitabı yazdığımı çok net anlattım. Bu kısım bazı okuyanlar tarafından çok mantıklı bazıları tarafından ise fazla materyalist bulundu.
Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Kitabımda vermek istediğim mesaj adında yatıyor. Delik Jeton’ Türk insanının kıvrak zekasını anlatıyor. Ancak kıvrak zekanın yanı sıra sistemli ve tutarlı çalışamadığımız için doğru düzgün pazarlama yapmayı beceremediğimizi düşünüyorum. Günümüz dünyasında yaratıcılığın çok önemli olduğunu vurguladım. Bir de pazarlama yapabilmemiz için neler yapmamız gerektiğini eski ve yeni örneklerle besleyerek paylaştım. Tamamen Türk insanı örnek alınarak yazıldı kitap. Bu sebepten ötürü içinde çokça anılarım da var. Kitabımın son sayfalarında adı geçen kişiler, yerler ve şarkılar da anlatılıyor. Bu özellik benim daha önce hiç bir kitapta rastlamadığım bir şey. Bir ilk oldu ve biraz da anı kitabı halini aldı.
Devam kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?
Teknolojideki gelişmeleri takip eden, pazarlama-satış-marka konularında eğitim veren ve bu konularda yazan kadınlara ülkemizde çok rastlanmıyor. Evli, çocuk sahibi olup da bu işi yapmaya gönül vermiş bir eğitmen ve danışman olarak bir kitap daha yazabilir miyim bilmiyorum açıkçası. Bana pek çok kapı açtı “Delik Jeton”. Hala raflarda görünce heyecanlanıyorum. Umarım okuyan herkes de beğenir. Her ortamda yazar olmadığımı belirtiyorum çünkü, insanın aklındakileri kağıda dökmesi çok zor bir işmiş. Tüm yazarların önünde saygıyla eğiliyorum. Benim ‘yazar ‘ olabilmem için kırk fırın ekmek yemem lazım. Devam kitabını yazabilmem için biraz cesaret toplamalıyım.
Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
3 ay önce çıkan kitabımla ilgili tepkiler çoğunlukla olumlu. Bir tek teyzem Prof. Ferhunde Özbay ailemi asabi ve dayakçı gibi gösterdiğimi söyleyip bana kızdı. Bu durum beni epey güldürdü. Beni tanıyanlar ve öğrencilerim kitabımı okurken eğitimlerimden birinde gibi hissetmişler kendilerini. Oldukça kolay okunan, konuşma dilinde bir kitap.
Mutlaka herkesin okuması gereken kitap/ müzik/film sizce hangisi?

Türkiye’de satış alanında yazılmış kitaplar olmasına karşın pazarlama konusunda yazan çok yok. Birkaç usta hocamızın dışında bu konuya çok rastlanmıyor. İlgilenenler için Tom Peters, Seth Godin ve Martin Lindstrom’un kitaplarını öneririm. Rahmetli Arman Kırım’ın kitaplarını ve Güven Borça’yı da listeye eklemek isterim.
Belki bir kez daha ‘Günlerin Köpüğü’ nü veya ‘Tutunamayanlar’ı okuyup biraz da Tom Waits dinlemeli, bir parça Bach eşliğinde Cemal Süreya ve Edip Cansever ile zihnimi zenginleştirmeliyim. Bunları herkese tavsiye ederim
Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlık haberciliğinin çok zor bir iş olduğunu düşünüyorum. İnsanların en önem verdikleri 2 şeyden biri; canları ve paraları..Ben bunlardan ikincisi ile ilgilendim 13 yıl ve sağlığımı kaybettim bu sektörde. Borsacıların mutlaka hepsinde ya mide ya da kalp hastalığı olur. Elbette bende de kalıcı hasar bıraktı bu meslek. Bu nedenle sağlık haberlerini ilgiyle izlerim. Sağlık haberlerinde önem verdiğim konu mutlaka işin uzmanı tarafından anlatılıyor olmasıdır. Bir de benim yaptığım gibi konuşma dilinde anlatılması, meslek jargonuna çok yer verilmemesidir.
Ben sağlığımı şimdi yaptığım iş ile korumaya çalışıyorum. Yani sevdiğim işi yaparak, sevdiğim işi yaşayarak şifa buluyorum. Herkesin bir gün benim gibi sevebilecekleri bir işte çalışmalarını diliyorum
ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR!

Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler:

Blogu izlemeye almak ( yan tarafta siteye katıl yazan yere tık)

Facebook sayfamı beğenmek (kullanmayanlar için zorunlu değil)

– Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.
26 Şubat Pazar günü saat 23:00’a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 21 Şubat Pazartesi sabahı buradan duyurulacaktır.

ÇEKİLİŞİ blackdaisy KAZANDI. ADRESİNİ İLETTİĞİNDE KİTABI GÖNDERECEĞİM

“HAYATIN KENDİSİ PAZARLAMA”

“Beceri işi iyi yapmak değil artık iyi yaptığın işi, iyi satmak” diyen Banu Akın, ‘Delik Jeton’ kitabında günümüzde pazarlamanın olmazsa olmazı hâline gelen yaratıcılık kavramının önemini, ilham verici örnekler eşliğinde anlatıyor.

“Hayatın kendisi pazarlama” diyen Banu Akın’ın ‘Delik Jeton’ kitabı yaşamın her alanında kullanılabilecek güzel teknikler, Türk insanına özgü örnekler ve hikayelerle dolu. “Beceri işi iyi yapmak değil artık iyi yaptığın işi, iyi satmak” diyen Akın, kitabında her verilen örneğin son derece gerçekçi olması, deneyimlerle oluşturulması, son derece sade, anlaşılır bir dille yazılmış olmasına dikkat etmiş.
Yapboz Tamamlanıyor
Banu Akın, günümüzde pazarlamanın olmazsa olmazı hâline gelen yaratıcılık kavramının önemini, bu topraklara özgü icatlardan biri olan “delik jeton”dan yola çıkarak, ilham verici örnekler eşliğinde anlatan eğlenceli bir şekilde anlatmış. Akın, pazarlamanın püf noktalarını anılar ve keyifli örneklerle bir eğitim verircesine canlı, renkli ve vurucu bir şekilde aktarırken, pazarlamanın değişimini de gözler önüne seriyor. Kilit kelimeler toplanıyor, yapboz tamamlanıyor.
Akın kitabında şunları söylüyor: “Aslında satışın âlâsını biliriz biz, genlerimizde, tarihimizde var. Düşünürsek eğer, dünyadaki ve tarihteki ilk AVM’yi biz kurmuşuz. Sene 1455. İstanbul’daki Kapalı Çarşı, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. Tarihteki ilk örnektir. 30 bin metrekarelik bir alana yayılmıştır üstelik. Sırf İstanbul’da değil, pek çok ilimizde vardır “Kapalı Çarşı”lar.
İpek Yolu bizim topraklardan geçer ve yol üzerinde belirli noktalarda alışveriş ve ticaret merkezleri oluşturulmuştur. Birlikler, loncalar gene bizim memlekette görülür. Üstelik en önemlisi, ilk para da gene Anadolu topraklarında ortaya çıkmış. Dünyada ilk “sikke”yi Lidyalılar kullanmışlar. Aslında bizim dünyaya öğreteceğimiz çok şey var. O zaman ders başlasın… Şimdi eğitim salonunda olduğunuzu hayal edin ve siz de katılın dersime.”
“Bilgiye, tecrübeye ve normal bir akla sahip herkes yöneticilik yapabilir. Ancak herkes lider olamaz.” Diyen Banu Akın, Sağlık Dergisi’nin sorularını yanıtladı.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
TED Ankara Kolejinde ve Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünde okudum. Sonra da tamamen tesadüfen İstanbul’da bir borsa aracı kurumunda çalışmaya başladım. 13 sene bu sektörde çalıştım. 1990-2003 yılları arası oldukça hareketli ve krizlerle dolu yıllarda satış yaptım. 2003’den itibaren de işimi yani pazarlama ve satışı anlatarak çalışmalarıma devam ettim. Ayrıca 2005 yılında marka vekili oldum.
2009 yılında eğitimlerimden birine Elma Yayınevi’nin o dönemdeki genel müdürü Gaye Hanım katılmıştı. ‘Şu eğitimini anlattığın gibi bir kitap yazmalısın’ diyerek aklıma kitap yazma fikrini soktu. Daha doğrusu resmen ‘Kitap yaz’ diye tatlı tatlı baskı yapmaya başladı. İşime katkısı olacağını düşünerek yazmaya başladım. Aslında kitabımın son bölümünde neden bu kitabı yazdığımı çok net anlattım. Bu kısım bazı okuyanlar tarafından çok mantıklı bazıları tarafından ise fazla materyalist bulundu.
Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Kitabımda vermek istediğim mesaj adında yatıyor. Delik Jeton’ Türk insanının kıvrak zekasını anlatıyor. Ancak kıvrak zekanın yanı sıra sistemli ve tutarlı çalışamadığımız için doğru düzgün pazarlama yapmayı beceremediğimizi düşünüyorum. Günümüz dünyasında yaratıcılığın çok önemli olduğunu vurguladım. Bir de pazarlama yapabilmemiz için neler yapmamız gerektiğini eski ve yeni örneklerle besleyerek paylaştım. Tamamen Türk insanı örnek alınarak yazıldı kitap. Bu sebepten ötürü içinde çokça anılarım da var. Kitabımın son sayfalarında adı geçen kişiler, yerler ve şarkılar da anlatılıyor. Bu özellik benim daha önce hiç bir kitapta rastlamadığım bir şey. Bir ilk oldu ve biraz da anı kitabı halini aldı.
Devam kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?
Teknolojideki gelişmeleri takip eden, pazarlama-satış-marka konularında eğitim veren ve bu konularda yazan kadınlara ülkemizde çok rastlanmıyor. Evli, çocuk sahibi olup da bu işi yapmaya gönül vermiş bir eğitmen ve danışman olarak bir kitap daha yazabilir miyim bilmiyorum açıkçası. Bana pek çok kapı açtı “Delik Jeton”. Hala raflarda görünce heyecanlanıyorum. Umarım okuyan herkes de beğenir. Her ortamda yazar olmadığımı belirtiyorum çünkü, insanın aklındakileri kağıda dökmesi çok zor bir işmiş. Tüm yazarların önünde saygıyla eğiliyorum. Benim ‘yazar ‘ olabilmem için kırk fırın ekmek yemem lazım. Devam kitabını yazabilmem için biraz cesaret toplamalıyım.
Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
3 ay önce çıkan kitabımla ilgili tepkiler çoğunlukla olumlu. Bir tek teyzem Prof. Ferhunde Özbay ailemi asabi ve dayakçı gibi gösterdiğimi söyleyip bana kızdı. Bu durum beni epey güldürdü. Beni tanıyanlar ve öğrencilerim kitabımı okurken eğitimlerimden birinde gibi hissetmişler kendilerini. Oldukça kolay okunan, konuşma dilinde bir kitap.
Mutlaka herkesin okuması gereken kitap/ müzik/film sizce hangisi?

Türkiye’de satış alanında yazılmış kitaplar olmasına karşın pazarlama konusunda yazan çok yok. Birkaç usta hocamızın dışında bu konuya çok rastlanmıyor. İlgilenenler için Tom Peters, Seth Godin ve Martin Lindstrom’un kitaplarını öneririm. Rahmetli Arman Kırım’ın kitaplarını ve Güven Borça’yı da listeye eklemek isterim.
Belki bir kez daha ‘Günlerin Köpüğü’ nü veya ‘Tutunamayanlar’ı okuyup biraz da Tom Waits dinlemeli, bir parça Bach eşliğinde Cemal Süreya ve Edip Cansever ile zihnimi zenginleştirmeliyim. Bunları herkese tavsiye ederim
Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlık haberciliğinin çok zor bir iş olduğunu düşünüyorum. İnsanların en önem verdikleri 2 şeyden biri; canları ve paraları..Ben bunlardan ikincisi ile ilgilendim 13 yıl ve sağlığımı kaybettim bu sektörde. Borsacıların mutlaka hepsinde ya mide ya da kalp hastalığı olur. Elbette bende de kalıcı hasar bıraktı bu meslek. Bu nedenle sağlık haberlerini ilgiyle izlerim. Sağlık haberlerinde önem verdiğim konu mutlaka işin uzmanı tarafından anlatılıyor olmasıdır. Bir de benim yaptığım gibi konuşma dilinde anlatılması, meslek jargonuna çok yer verilmemesidir.
Ben sağlığımı şimdi yaptığım iş ile korumaya çalışıyorum. Yani sevdiğim işi yaparak, sevdiğim işi yaşayarak şifa buluyorum. Herkesin bir gün benim gibi sevebilecekleri bir işte çalışmalarını diliyorum
ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR!

Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler:

Blogu izlemeye almak ( yan tarafta siteye katıl yazan yere tık)

Facebook sayfamı beğenmek (kullanmayanlar için zorunlu değil)

– Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.
26 Şubat Pazar günü saat 23:00’a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 21 Şubat Pazartesi sabahı buradan duyurulacaktır.

ÇEKİLİŞİ blackdaisy KAZANDI. ADRESİNİ İLETTİĞİNDE KİTABI GÖNDERECEĞİM