Kadınlarda en sık vajinal enfeksiyonların görüldüğünü kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş, “Kaşıntı, yanma hissi, kötü kokulu ve koyu renkli akıntı, idrar yaparken yanma ve cinsel ilişki sırasında ağrıya yol açan vajina enfeksiyonları vajinal ortamı değiştiriyor ve spermin canlı kalma süresini kısaltıyor. Vajina enfeksiyonları mantarlar, bakteriler ya da bazı parazitler sonucu oluşabiliyor. Kadından erkeğe de bulaşabilen vajina enfeksiyonları erkekte sperm canlılığı ve hareketliliğini etkileyerek infertiliteye yol açıyor” dedi.
İnfertilite Sorunu Yaşayan Çiftlerde En Sık Görülen: “Klamidya Enfeksiyonları”
Cinsel temas yoluyla geçen hastalıklardan en sık görülen ve en önemlilerinden biri “ Klamidya Enfeksiyonları” olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tıraş, “Bu enfeksiyonlar kadınlarda kokusuz sarı renkli akıntı, adet dönemi ortasında kanama ve cinsel ilişki sırasında kanama belirtileri verebileceği gibi kimi zaman hiçbir bulguya yol açmayabiliyor. Bu durum daha da tehlikeli sonuçlar veriyor. Çünkü hastalık ilerleyerek tüplerde tıkanıklık ve infertiliteye neden oluyor. Erkeklerde peniste beyaz renkli akıntıya neden olan Klamidya Enfeksiyonları, idrar yaparken yanma ve sızıya neden oluyor. Çocuğu olmayan çiftlerin mutlaka Klamidya Enfeksiyonu yönünden değerlendirilmesi gerekiyor. Hastalık tespit edilirse antibiyotikle tedavisi uygulanıyor. Kadınlarda ilerlemiş vakalarda laparoskopi ile tüplerde tıkanıklık tespit edilirse de “ tüp bebek” tedavisi önerilebiliyor” diye konuştu.
“Üreoplazma ve Mikroplazma Enfeksiyonları Düşüklere Yol Açıyor”
Prof. Dr. Tıraş, Üreoplazma ve Mikroplazma enfeksiyonlarının düşüklere yol açtığına dikkat çekti. Kadında ve erkekte genellikle hiçbir bulgu vermeyen bu mikroorganizmalar düşüklere yol açtığını belirten Prof. Dr. Tıraş, laboratuvar testleri ile tespit edilebilen mikroorganizmaların antibiyotiklerle tedavi edilebildiğini söyledi.
“Aktif Herpes Virüsü Taşıyan Annede Mutlaka Sezaryen Tercih Edilmeli”
Gonore’nin cinsel temasla geçen en önemli enfeksiyonlardan biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tıraş şunları kaydetti: “Kadınlarda bazen hiç belirti vermeyeceği gibi kimi zaman vajinal akıntı, adet düzensizliği, bel ağrısı gibi yakınmalara yol açıyor. Erkeklerde renkli uretral akıntı, idrar yaparken yanma gibi belirtiler veren bu enfeksiyon, tüplerde tıkanıklık ve yapışıklıklara yol açarak sperm geçişini engelliyor ve kısırlığa yol açıyor.”
Uçuk virüsü olarak da bilinen Herpes virüsünün vajinal ortamı değiştirerek cinsel birleşmeyi ve dolayısıyla gebeliği imkansız hale getirebildiğini hatırlatan Prof. Dr. Tıraş, gebelik oluşsa bile aktif Herpes virüsü taşıyan anne bebeğin sağlığını tehlikeye atmamak için mutlaka sezaryen doğum yapması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Tıraş, Frengi ( sifilis)’de ise enfeksiyon erken dönemde tanı alıp tedavi edilmediği takdirde, kalp, beyin gibi hayati organları etkileyerek hayatı tehdit edebildiğini dile getirdi.
“Enfeksiyonlar Her Zaman Belirti Vermeyebilir Düzenli Kontroller Çok Önemli”
Prof. Dr. Tıraş, genital enfeksiyonların her zaman belirti vermeyebileceğinin altını çizerek, bu nedenle düzenli kontrollerin çok önemli olduğunu kaydetti. Yapılacak testlerle erken dönemde tespit edilen enfeksiyonların genellikle antibiyotiklerle tedavi edildiğini belirten Prof. Dr. Tıraş, aksi halde ilerleyen enfeksiyon tablosunun üreme organlarında kalıcı hasarlara yol açacağını söyledi.
“ Enfeksiyon Riskini Artıran Durumlardan Kaçınmak Önemli”
Çok eşliliğin en önemli risklerden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tıraş, “Bunun yanı sıra, vücudun ve yaşanılan çevrenin temizliğine dikkat etmek gerekiyor. Genital bölgenin temizliğinde aşırıya kaçmamak ve kimyasallardan uzak durmak gerekiyor. Genital bölgeye deodorant sıkılması, kokulu pedler ve tamponlar kullanılması sakıncalı sonuçlara yol açabiliyor. Yine bu bölgenin nemli kalmaması ve dar kıyafetlerden kaçınılarak pamuklu çamaşır kullanılması da alınabilecek önlemler arasında” dedi.