DİZİ SETLERİNDEN ORGAN BAĞIŞINA TAM DESTEK!

Sağlık Bakanlığı ve AB’nin ortaklaşa yürüttüğü “Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi” kapsamında, “Ulan İstanbul”, “Arka Sokaklar”, “Kaçak”, “Hayat Yolunda” ve “Kocamın Ailesi” setlerinde Türkiye’deki organ bağışı ve nakillere ilişkin bilgi verilerek ziyaret edildi. 

Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Birliği (AB) tarafından ortaklaşa yürütülen “Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi” kapsamında dizi setlerine yapılan ziyaretlerde, yapımcı, yönetmen ve oyuncularla bir araya gelindi.

Avrupa Birliği (AB) Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi  Takım Lideri Dr. Lajos Kovacs,  Türkiye’de organ bağışının artırılmasını amaçladıklarını vurgulayarak, “Sağlık personelinin dışında bağış ve nakil konusunda toplumda da bilgi ve farkındalığın artırılması gerekiyor. Bu konuda sizlerden de destek bekliyoruz” diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, yapımcı, yönetmen, oyuncu ve diğer teknik ekibe yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaklaşık 25 bin kişinin organ nakli beklediğini, yeterli bağış olmadığı için yaklaşık her yıl 2 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Organ bağışı konusundaki farkındalığın artırılmasının önemini vurgulayan Kapuağası, bu konuda kanaat önderlerine sorumluluk düştüğünü  dile getirdi. Kapuağası, sanatçıların da bu konuda yol gösterici olabileceğine dikkati çekerek, “Bakanlık yetkilileri olarak farkındalığın artırılması için çalışmalar yürütüyoruz ancak ne yaparsak yapalım biz her haneye giremiyoruz. Oysa, sizler, değerli sanatçılarımız, oyuncularımız, diziler ve filmler aracılığıyla bir anda milyonların evine girebiliyorsunuz. Bu nedenle sizlerin vereceği bir mesaj organ bağışında farkındalığın artırılabilmesi için çok çok önemli” dedi.

Dizi ve filmlerde organ bağışının işlenmesinin, bir kişinin bağışlanan organla tekrar yaşama döndüğünün gösterilmesinin önemli olduğunu belirten Kapuağası, bu konuda katkı sağlayan senarist, yapımcı ve oyunculara teşekkür etti.

Proje Koordinatörü ve Organ Nakli Birim Sorumlusu Mehmet Ali Aydın, duygusal bir yanı olan bu konuyu en iyi oyuncuların hissettirebileceğini vurguladı. Aydın, şöyle konuştu: “Organ bağışı hayattır. Ölümün ardından organların bir başka bedene can vermesine fırsat tanımaktır. Bu, kimi zaman bir anne, kimi zaman bir çocuk, kimi zaman genç bir delikanlı olabilir. Yaşama şansı isteyen bir kişinin duygularını en iyi sizler anlatabilirsiniz. Bu yüzden sizlere ihtiyacımız var.”


Arka Sokaklar Dizisinden Şevket Çoruh Tam Destek Verdi
Kimi bölümlerinde senaryo gereği organ mafyasını da işleyen diziler arasında yer alan Arka Sokaklar dizisinin başrol oyuncularından Şevket Çoruh, dikkatli bakıldığında herkesin çevresinde organ bağışına ihtiyacı olan kişilerin olduğunu görebileceğini söyledi.
Türkiye’de mutlaka bağışların artırılması gerektiğine inandığını söyleyen Çoruh, “Organlarımızı başkasına vermemiz, bir başkasına da yaşama şansı sağlayacak. O yüzden Türkiye’deki tüm insanları organ bağışına davet ediyoruz. Organ bağışı güzel bir şeydir” dedi.


Dizinin sevilen kahramanı Hüsnü komiser Özgür Ozan da herkesin bir gün organa ihtiyaç duyabileceğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Kimilerinde ‘acaba organlarımı bağışlamış olursam ölmeden alırlar mı’ şüphesi var. Öncelikle bu yanlış algının düzeltilmesi, insanların aydınlatılması gerekiyor. İnsanlar, böylesi bir cehalet içerisindeler. İnsanların kendilerine emanet edilen organlarına iyi bakarak, kendilerinden sonra da fayda sağlamaları gerekir.”
Kendisinin de 9 yaşında bir çocuğu olduğunu anlatan Ozan, organ bağışının konu alındığı bir rolün zor olabileceğini belirtti. Ozan, “Bir baba düşünün ki evladını kaybetmiş; bir baba düşünün ki oğlunun yaşaması için organa ihtiyacı var. Bir taraf acı içinde, diğer taraf evladına organ bulmanın sevinci içerisinde. İki zıt duygu. Ben ikisini de istemezdim ama organa ihtiyacı olan bir babayı sadece ve sadece oynamak isterdim” diye konuştu.


Ulan İstanbul Dizisinin Senaryosuna Bilinçlendirme Bölümleri Eklenecek
En sevilen aksiyon dizileri arasında yer alan Ulan İstanbul dizisinin yönetmeni Murat Onbul, dizilerde konunun genellikle organ mafyası şeklinde işlendiğini belirterek, bunun korkuya yol açabildiğine dikkati çekti. Onbul, “Suç gerektiğinde bunları kullanmak zorunda kalabiliyoruz. Oysa bunları yaparken de bu işin olması gereken tarafını da anlatabilirsek, eminim çok faydalı olacağız. Dizilerde organ bağışının işlenmesi için senaristlerimizle konuşarak, suç unsurunun yanı sıra aynı zamanda bilinçlendirme için de kısımlar bulmalıyız. Ulan İstanbul ekibi olarak, bu konuyla ilgili ciddi bir şeyler yapmaya çalışacağız, senaristimizle görüşeceğim. Ben de organlarımı bağışlamayı düşünüyorum, gerekli müracaatları yapacağım” dedi.

Başrol oyuncu Uğur Polat da organ bağışının çok fazla dizide işlendiğine şahit olmadığını belirterek, “Bunun bir kültür haline gelmesi, bunun için de konunun mutlaka dizilerde işlenmesi gerektiğini, herkesi bu konuda sorumluluğa davet ettiğini” bildirdi.
Kendisinin bugüne kadar organ bağışını içeren bir rol oynamadığını ifade eden Polat, “Organ bağışında bulunan ya da bağışlanan organla hayata dönen bir kişiyi seve seve oynardım” diye konuştu.


Başrol oyuncularından Şebnem Bozoklu da konunun, sevilen dizi, köşe yazıları ve program aracılığıyla aydınlatılması gerektiğini dile getirerek, “Organ bağışının sanatçılar, yazarlar gibi kanaat önderleri aracılığıyla halkın hücrelerine kadar yayılması çok önemli” dedi.
Kendisinin de organ bağışçısı olmayı istediğinin altını çizen Bozoklu, “Bunu en kısa zamanda yapacağım” diye konuştu.


Kaçak Dizisinden Haluk Bilginer: Ben, Bir Organ Bağışçısıyım
Kaçak dizisinin yönetmeni Serkan Birinci, kendisinin de organ bağışında bulunmayı düşündüğünü belirterek, bunun ne şekilde yapılacağının da tam olarak bilinmediği eleştirisinde bulundu.

Konunun, dizilerde işlenebilmesi için bir hikayeye dayandırılması gerektiğini, bu konuda da senaristlere görev düştüğünü ifade eden Birinci, “Eşim de senarist. O’na yazdığı senaryolarda bunu işlemesini rica edeceğim. Ayrıca kendim ve yapımcım adına, senaristimizle konuşma sözünü verebilirim” diye konuştu.


Usta oyuncu Haluk Bilginer, herkesin organlarını bağışlaması gerektiğini düşündüğünü ifade ederek, “Öleceğini bilen tek yaratık insan. Bir gün nasıl olsa öleceğiz. Öldükten sonra başkasının yaşamasına katkıda bulunmak için mutlaka organlarımızı bağışlamamız gerekiyor. Ben, bir organ bağışçısıyım mesela” diye konuştu. Bilginer, bu konuyu işleyen iyi yazılmış bir senaryoda her rolü oynayacağını söyledi.


Memati olarak ünlenen dizinin oyuncularından Gürkan Uygun da dizilerde bu tür bir yönlendirmenin yapılabileceğini ifade ederek, “Her şeyden önce bu bir oyuncunun değil vatandaşlık görevidir. Ancak popüler insanlar olan sanatçıların bağışçı olması olumlu etkiyi artıracaktır. Ancak, dizilerin içerisinde rol modellere bunu yaptırmak daha faydalı olacaktır” diye konuştu.

Uygun, dizilerdeki ana karakterlerin hikayelerinin bir köşesine bu konunun yerleştirilmesinin çok katkı sağlayacağını belirterek, “Bir ana karakter organlarını bağışlayabilir ya da organ bağışıyla hayatı kurtulabilir. Bu halkın üzerinde çok daha etkili olur” dedi.
Uygun, kendisinin de organ bağışında bulunacağını dile getirdi.
Dizi oyuncularından Burak Deniz, herkesin organlarını bağışlaması gerektiğini, kendisinin de bağışçı olacağını belirtti. Özellikle aksiyon dizilerinde sadece organ mafyalarının işlenmemesi gerektiğini ifade eden Deniz, “Bağışlanan organla bir kişinin hayatını kurtarması de konu içinde yer almalı. Bu senaristlerle alakalı bir durum. Örneğin, dizinin iyi kahramanlarından biri, bağışlanan bir organla hayata dönerse çok etkili olacaktır” dedi.


Hayat Yolunda Dizisinden Burak Yamantürk:  Ölümünün Ardından Başka Birine Can Verebilmenin Çok Değerli 
Hayat Yolunda dizisinin başrol oyuncularından İlker İnanoğlu, kendisinin daha önce “Hayat Ver” projesine katıldığını anımsatarak, her zaman organ bağışına ilişkin projelerde yer almayı arzu ettiğini söyledi.
Kendisinin de organlarını bağışladığını ve bunun en önemli vasiyeti olduğunu vurgulayan İnanoğlu, “Yurt dışında ehliyetimde de yazıyor. Bence dünyanın en güzel şeyi, ölürken, kim bilir kaç kişiye can vereceksiniz. Organ bağışı, bir kişinin yapabileceği en büyük sevaptır bence” dedi.

Hayat Yolunda dizisinin ünlü beyin cerrahı Selim Savaş karakterini canlandıran Burak Yamantürk de herkesin bir gün öleceğini, ancak ölümünün ardından başka birine can verebilmenin çok değerli olduğunu söyledi. Yamantürk, “Organ bağışı sayesinde bir hayat biterken, yeni bir hayat başlıyor. Bir insana hayat vermekten daha güzel bir şey olamaz” diye konuştu

Bu konuda olumlu mesaj verebilmenin kendisi için önemli olduğunu ifade eden Yamantürk, “Organlarınızı bağışlarsanız değil, bağışlamazsanız eksilirsiniz” diye konuştu.
Muhteşem Yüzyıl dizisinden Sarı Selim olarak tanınan ve bugünlerde başarılı doktor Cem Korcan karakterini canlandıran Engin Öztürk de organ bağışında üstünde durulması gereken tek konunun “insanı yaşatmak” olduğunu belirterek, “İnsanın yaşaması için varsa böyle bir imkanımız, neden kullanmayalım?”şeklinde konuştu. 

Bu konuda bilgili ve bilinçli kişilere sorumluluk düştüğü değerlendirmesinde bulunan Öztürk, “Özellikle bilinçli kişilerin, diğer kişileri organ bağışı için ikna etmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

“Organ bağışı hayat kurtarır” diyen başrol oyuncularından İpek Karapınar da Hayat Yolunda dizinin bir bölümünde bu konuyu işlediklerini anımsatarak, bu şekilde vatandaşların bilinçlenmesi için mesaj vermeye çalıştıklarını dile getirdi.

Halkın gönlünde Mahidevran karakteri ile taht kuran Nur Fettahoğlu ise organ bağışının öneminin çok iyi kavranamadığını düşündüğünü aktararak, “Organ bağışının hayat kurtardığının artık farkına varmak lazım. Bu nedenle lütfen organlarımızı bağışlayalım” diye konuştu.


Kocamın Ailesi Dizisi Ekibi: “Lütfen Organlarınızı Bağışlayın”
Kocamın Ailesi dizisinin usta oyuncularından Ayşenil Şamlıoğlu, organ bağışında farkındalığın artırılabilmesi için oyuncuların her birinin katkı sağlaması gerektiğini ifade etti.
Yıllar önce kendisinin tüm organlarını bağışladığını dile getirdiğini anlatan Şamlıoğlu, “İnsan canı o kadar değerli ki ben gittikten sonra geride organımla bir can bırakabileceksem, bundan daha değerli bir şey düşünemiyorum” diye konuştu.

Şamlıoğlu, bu konuda insanların bir kısmında “günah” ya da “bağışladığında kendisinin erken öleceği” gibi endişelere kapıldığını öne sürerek, “Bu yanılgının giderilebilmesi için her alandan destek gerekiyor. Televizyon, herkesin evine girdiği için etkisi çok yüksek” dedi.


Ayşenil Şamlıoğlu, organ bağışının işlendiği bir senaryoda, organ nakli beklerken çektiği acıyı anlatan birini oynamayı istediğini anlattı.
Oyuncularından Füsun Kostak, organ bağışının artırılabilmesi için dizilerde bu konunun işlenmesi gerektiğine inandığını belirterek, kendi dizilerinde de böbrek naklinin ele alındığı hatırlattı.

Konunun, dizilerde de yeteri kadar yer aldığını düşünmediğini, ancak mutlaka konunun altının çizilmesi gerektiğini vurgulayan Kostak, “Özellikle çocukların önlerinde uzun yıllar var ve onların mutlaka nakile ihtiyacı bulunuyor. Bu nedenle organ bağışına katkıda bulunalım” çağrısında bulundu.

Genç oyunculardan Murat Okay, kendisinin organ bağışçısı olduğunu belirterek, geçmişte organ mafyasını işleyen bir rolü canlandırdığını söyledi. “Yapılan şeyin yanlış olduğunu görüp bunu içselleştirdiğinde insan kendini çok kötü hissediyor. Güzel mesaj veren doğru bir projenin her yerinde olmak isterim. Lütfen organlarınızı bağışlayın” dedi.

Usta oyunculardan Zuhal Yalçın da sanatçıların bu konuda önderlik yapması, ancak bu konuda sosyal medyanın da iyi kullanılması gerektiğini dile getirdi.
Twitter’dan her duyarlı vatandaşın organ bağışı çağrısında bulunarak, duyurulmasını sağlayabileceğini ifade eden Yalçın, “Sadece 140 karakterle sosyal medyadan organ bağışının duyulması sağlanabilir. Herkesi bunu yapmaya çağırıyorum” diye konuştu.

Sanatçıların bu konuda öncü olabilmesi için Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkililerin bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık vermesi gerektiğini ifade eden Yalçın, “Ancak, bizler bilinçlendikten sonra elbette dizilerde ve tiyatrolarda bunu dile getiririz” diye konuştu.

Yalçın, yıllar önce babasının böbrek yetmezliğinden kaybettiğini anlatarak, duygularını şöyle ifade etti: “Ben zaten organ bekleyen evlattım zamanında. Çünkü, babam böbrek hastasıydı, diyalize bağlıydı. Biz, çok uzun süre böbrek bekledik ama gelmedi o böbrek. Beklemek zor, bekleyene de bekletene de çok zor… Oyuncu olarak bir senaryo da bekleyen ya da bağışlayan kişiyi de oynamak isterdim. Biri yaşadığım, biri düşündüğüm bir şey. Babacığım, aramızda yok… Ben en çok çocuklar için üzülüyorum. Çocuklar için organlarınızı lütfen bağışlayın.”

Oyunculardan Şehsuvar Akbaş da organ bağışı ile ilgili önyargıların artık son bulması gerektiğini belirterek, “Bizde geçmişten bu yana bu bir sorun, gelişmiş ülkelerde böyle bir şey söz konusu değil” dedi.

Kendisinin de organlarını bağışlayacağını dile getiren Akbaş, herkesi bağış yapmaya davet etti.

“Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi”  kapsamında dizi setlerindeki ziyaretlere eşlik eden AA Sağlık Muhabiri Yeşim Sert’e teşekkür ederiz. 

“Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi”  Kıdemli İletişim Uzmanı olarak bilgilendirme amacıyla bu içerik paylaşılmıştır.