DEZENFEKTANLAR NEYE GÖRE SEÇİLMELİ?

Ülkemizdeki sterilizasyon ve dezenfeksiyon işlemlerine gereken önemin verilmediğine değinen Doç. Dr. Şaban Esen, hastane enfeksiyonlarının önüne geçilmesi için, sağlık personelinin bu konuda daha çok bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.

6. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresinde Dezenfektanlar ve seçim kriterleri konusunda sunum yapan Kongre Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şaban Esen, bu alanda çalışanların yeterli eğitim almadığından, dezenfektan seçiminde yanlışlıklar yapıldığına dikkat çekti. Doç. Dr. Esen, tıbbi gereçlerin kullanımında üç kritere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Bunların kritik, yarı kritik ve kritik olmayan diye üç şekilde olduğunu, dezenfeksiyonunda bu kriterlere uygun olarak yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Esen, kritik olan bir malzemenin mutlaka steril edilmesi gerektiğini, yarı kritik onların mukozaya veya bütünlüğü bozan cilde değdiği için, minimum yüksek düzey dezenfektan kullanılmasının şart olduğunu söyledi.

Firmalar Ürünleri ve Dezenfeksiyon Konusunu İyi Bilmeli
Dezenfektan satan bazı firmaların ürünleri ve dezenfeksiyon üzerine çok fazla bilgilerinin olmadığını kaydeden Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Esen, “Yüksek düzey dezenfekte edilmesi gereken tıbbi gereçlere, konu hakkında bilgisi olmayan bazı firma elemanları tarafından düşük düzey dezenfeksiyon ürünü veriyorlar. Hastane enfeksiyonlarına sebep olan bu durum, Tüberkülozdan Hepatit B-C’ye kadar – birçok enfeksiyona sebep olabiliyor. Diğer yandan cihazın türüne uygun dezenfektan seçilmesi şart aksi takdirde, bu durum fonksiyon kaybına ve ekonomik giderlere yol açıyor. Cihazlarda oluşan hasarlara bağlı enfeksiyonlarda da artış olabiliyor. Bazen de çok güçlü etki elde edebilmek için, gereksiz yere alet dezenfektanları çevre temizliğinde kullanılıyor. “Farkında olmadan sağlık çalışanı ve hastalar için tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor“ dedi.


“Maliyet Birinci Sırada Yer Almamalı”
Dezenfektanların etkili olduğu alanın sınırlarını iyi bilmek gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Esen, ürünlerin etkinliği ile ilgili şöyle konuştu: “Ürünün mikrobiyolojik etkinliğini iyi bilmek gerekiyor. Dezenfektan hangi mikroorganizmaları, hangi şartlarda, kaç dakikada öldürüyor. Etki süresi, kullandıkları cihaz ile uyumu, nerede kullanılacak, cihazla uyum sorunu var mı gibi bazı kriterlere dikkat edilmelidir. Dezenfektanın 15-20 dakika da mikropları öldürmesi gerekir, Ayrıca dezenfeksiyon işlemi hasta başında değil bu iş için ayrılmış ve saatte 12-15 kez havası değiştirilen ortamlarda yapılmalıdır. İyi havalanmayan ortam sağlık çalışanı için astımdan alerjik reaksiyonlara kadar birçok hastalığa yol açabiliyor. Ürünün maliyeti de göz önüne alınmalıdır. Ama maalesef ülkemizde ilk dikkat edilen maliyet oluyor. Ucuz olan ürün tercih edilirken, sağlık çalışanı, hasta, çevre ve etkinlik daha sonraki sıralarda yer alıyor.”

Etilen Oksit Ne Zaman ve Nasıl Kullanılmalı?
Hastanelerde etilen oksit kullanımı ile ilgili olarak ise Doç. Dr. Esen, “Mikropları yok etmenin en kolay yolu ısı ile öldürmektir. Genelde buhar otoklavı tercih edilir. Ancak ısıya duyarlı plastik malzemeler, mecburen düşük ısıda sterilizasyon yöntemlerinden biri olan etilen oksit ile steril edilir. Etilen oksit alternatifleri arasında yer alan Hidrojen peroksit gaz plazma, yeni kullanılmaya başlandı. Etilen oksit ile mükayese edildiğinde çok pahalı bir yöntem olduğu için pek fazla tercih edilmiyor. Bu sebepten etilen oksit kullanalım ama özel odası ve ayrı bir girişi olan, sağlık çalışanın sadece sterilizasyon için bulunduğu bir ortamda tercih edilmeli. Yeni kurulan hastanelerin bir çoğunda bu sistem var. Bu şartlar sağlanamıyorsa etilen oksit kullanılmamalı.” değerlendirmesinde bulundu.

“Sterilizasyon Ünitelerinde Çalışanlar Bilgili Olmalı”
Sterilizasyon ünitelerinde çalışanların eğitimli kişiler olması gerekirken, maalesef ülkemizde böyle olmadığını ileten Doç. Dr. Esen, DAS Derneği’nin amacının da sterilizasyon ve dezenfeksiyon konularında sağlık personelini bilgilendirmek olduğunu ifade etti. Eğitimli personelin hangi bölümde hangi sterilizasyon yönteminin yada hangi dezenfektanın kullanacağını bildiğini kaydeden Doç. Dr. Esen, hastane enfeksiyonlarını önlemek yönünde yapılan çalışmaların, antibiyotik kullanımını da azaltacağına dikkat çekti. Doç. Dr. Esen, koruyucu hekimliğin hastane enfeksiyonlarını önlemede yapılacak ilk çalışmalardan biri olduğunu dile getirdi.

DEZENFEKTANLAR NEYE GÖRE SEÇİLMELİ?

Ülkemizdeki sterilizasyon ve dezenfeksiyon işlemlerine gereken önemin verilmediğine değinen Doç. Dr. Şaban Esen, hastane enfeksiyonlarının önüne geçilmesi için, sağlık personelinin bu konuda daha çok bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.

6. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresinde Dezenfektanlar ve seçim kriterleri konusunda sunum yapan Kongre Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şaban Esen, bu alanda çalışanların yeterli eğitim almadığından, dezenfektan seçiminde yanlışlıklar yapıldığına dikkat çekti. Doç. Dr. Esen, tıbbi gereçlerin kullanımında üç kritere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Bunların kritik, yarı kritik ve kritik olmayan diye üç şekilde olduğunu, dezenfeksiyonunda bu kriterlere uygun olarak yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Esen, kritik olan bir malzemenin mutlaka steril edilmesi gerektiğini, yarı kritik onların mukozaya veya bütünlüğü bozan cilde değdiği için, minimum yüksek düzey dezenfektan kullanılmasının şart olduğunu söyledi.

Firmalar Ürünleri ve Dezenfeksiyon Konusunu İyi Bilmeli
Dezenfektan satan bazı firmaların ürünleri ve dezenfeksiyon üzerine çok fazla bilgilerinin olmadığını kaydeden Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Esen, “Yüksek düzey dezenfekte edilmesi gereken tıbbi gereçlere, konu hakkında bilgisi olmayan bazı firma elemanları tarafından düşük düzey dezenfeksiyon ürünü veriyorlar. Hastane enfeksiyonlarına sebep olan bu durum, Tüberkülozdan Hepatit B-C’ye kadar – birçok enfeksiyona sebep olabiliyor. Diğer yandan cihazın türüne uygun dezenfektan seçilmesi şart aksi takdirde, bu durum fonksiyon kaybına ve ekonomik giderlere yol açıyor. Cihazlarda oluşan hasarlara bağlı enfeksiyonlarda da artış olabiliyor. Bazen de çok güçlü etki elde edebilmek için, gereksiz yere alet dezenfektanları çevre temizliğinde kullanılıyor. “Farkında olmadan sağlık çalışanı ve hastalar için tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor“ dedi.


“Maliyet Birinci Sırada Yer Almamalı”
Dezenfektanların etkili olduğu alanın sınırlarını iyi bilmek gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Esen, ürünlerin etkinliği ile ilgili şöyle konuştu: “Ürünün mikrobiyolojik etkinliğini iyi bilmek gerekiyor. Dezenfektan hangi mikroorganizmaları, hangi şartlarda, kaç dakikada öldürüyor. Etki süresi, kullandıkları cihaz ile uyumu, nerede kullanılacak, cihazla uyum sorunu var mı gibi bazı kriterlere dikkat edilmelidir. Dezenfektanın 15-20 dakika da mikropları öldürmesi gerekir, Ayrıca dezenfeksiyon işlemi hasta başında değil bu iş için ayrılmış ve saatte 12-15 kez havası değiştirilen ortamlarda yapılmalıdır. İyi havalanmayan ortam sağlık çalışanı için astımdan alerjik reaksiyonlara kadar birçok hastalığa yol açabiliyor. Ürünün maliyeti de göz önüne alınmalıdır. Ama maalesef ülkemizde ilk dikkat edilen maliyet oluyor. Ucuz olan ürün tercih edilirken, sağlık çalışanı, hasta, çevre ve etkinlik daha sonraki sıralarda yer alıyor.”

Etilen Oksit Ne Zaman ve Nasıl Kullanılmalı?
Hastanelerde etilen oksit kullanımı ile ilgili olarak ise Doç. Dr. Esen, “Mikropları yok etmenin en kolay yolu ısı ile öldürmektir. Genelde buhar otoklavı tercih edilir. Ancak ısıya duyarlı plastik malzemeler, mecburen düşük ısıda sterilizasyon yöntemlerinden biri olan etilen oksit ile steril edilir. Etilen oksit alternatifleri arasında yer alan Hidrojen peroksit gaz plazma, yeni kullanılmaya başlandı. Etilen oksit ile mükayese edildiğinde çok pahalı bir yöntem olduğu için pek fazla tercih edilmiyor. Bu sebepten etilen oksit kullanalım ama özel odası ve ayrı bir girişi olan, sağlık çalışanın sadece sterilizasyon için bulunduğu bir ortamda tercih edilmeli. Yeni kurulan hastanelerin bir çoğunda bu sistem var. Bu şartlar sağlanamıyorsa etilen oksit kullanılmamalı.” değerlendirmesinde bulundu.

“Sterilizasyon Ünitelerinde Çalışanlar Bilgili Olmalı”
Sterilizasyon ünitelerinde çalışanların eğitimli kişiler olması gerekirken, maalesef ülkemizde böyle olmadığını ileten Doç. Dr. Esen, DAS Derneği’nin amacının da sterilizasyon ve dezenfeksiyon konularında sağlık personelini bilgilendirmek olduğunu ifade etti. Eğitimli personelin hangi bölümde hangi sterilizasyon yönteminin yada hangi dezenfektanın kullanacağını bildiğini kaydeden Doç. Dr. Esen, hastane enfeksiyonlarını önlemek yönünde yapılan çalışmaların, antibiyotik kullanımını da azaltacağına dikkat çekti. Doç. Dr. Esen, koruyucu hekimliğin hastane enfeksiyonlarını önlemede yapılacak ilk çalışmalardan biri olduğunu dile getirdi.