Eskişehir ve çevre illere 2004 yılından bu yana yataklı onkoloji hizmeti verdiklerini dile getiren Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof Dr Servet Bilir Onkoloji Merkezi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Durmuş Etiz, merkez hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi verdi.
Esra Öz: Onkoloji servisini ve sahip olduğu teknolojileri anlatır mısınız?
Doç. Dr. Durmuş Etiz: Mayıs 2004 tarihinde ilk hastasını tedaviye alan Prof Dr Servet Bilir Onkoloji Merkezi bölgenin önemli sağlık ihtiyacını gidermeye başladı. Kurulduğundan bugüne beş yıllık süre içinde 5 bin kanser hastası tedavi oldu. Bu hastaların yüzde 45’ini meme ve akciğer kanseri vakaları oluşturuyor.
Merkezimizde radyoterapi hizmeti için gerekli olan simülatör cihazı, kobalt ve lineer akseleratör tedavi cihazları bulunuyor ve hastalara 3-boyutlu konformal radyoterapi hizmeti sunuluyor. Medikal onkoloji bölümünde güvenilirliği kanıtlanmış en güncel kemotorapi rejimleri uygulanarak, vakalar bizzat öğretim üyeleri kontrolü altında tedaviye alınıyor. Kanserde en sık karşılaşılan ağrı sorunu ise yine aynı merkez içinde bulunan algoloji bölümü tarafından takip ediliyor. Vakaların ağrı kesici ihtiyaçları günlük olarak değerlendiriliyor ve gerektiği durumlarda girişimsel yaklaşımlar ile ağrı sorunu ortadan kaldırılıyor.
Esra Öz: Kaç Personel ile hizmet veriyorsunuz?
Doç. Dr. Durmuş Etiz: Radyasyon Onkolojisi kliniğinde 1doçent, medikal onkoloji bölümünde 2 doçent, algoloji bölümünde 1 profesör ve 7 asistan ile hizmet veriyoruz. Günde yaklaşık 100 hasta radyasyon onkolojisi bölümünde, 90 hasta medikal onkoloji bölümünde ve 20 hasta algoloji bölümünde tedaviye alınıyor. Bu hasta yüküne oranla maalesef öğretim üyesi, araştırma görevlisi, medikal fizikçi, hemşire ve teknisyen sayısı yeterli olmuyor.
Esra Öz: Yatak kapasiteniz kaçtır?
Doç. Dr. Durmuş Etiz:Merkez içinde bulunan 50 yataklı Radyasyon Onkolojisi Servisi, 40 Yataklı Medikal Onkoloji Servisi, 15 Yataklı Algoloji (Ağrı) Servisi ve 15 yataklı kemik iliği transplantasyon ünitesi ile hastalara yatarak tedavi olma imkânını sağlanıyor. Merkezimizin istatistikleri incelendiğinde vakaların yüzde 78’i Eskişehir, yüzde 22’si çevre illerden Kütahya, Bilecik, Afyon, Kırıkkale, Adapazarı Bursa, Denizli Balıkesir, Ankara, İstanbul, Çanakkale, Isparta, Burdur ve Konya’dan geliyor.
Esra Öz: Bölgede size neden ihtiyaç oldu?
Doç. Dr. Durmuş Etiz: Yüzyılın ikinci yarısından itibaren “kanser” en önemli mediko-sosyal problem haline gelmiş ve sadece gelişmiş ülkelerde değil gelişmekte olan ülkelerde de iki veya üçüncü sırada ölüme sebep hastalık olarak saptandı. İnfeksiyöz hastalıkların kontrolü, hayat beklentisinin artması, tanı yöntemlerinin ilerlemesi, halkın bilinçlendirilmesi ve belki de çevresel karsinojenlerin artması tüm dünyada kanser görülme ve kansere bağlı ölüm sıklığını arttırıyor. WHO (Dünya Sağlık Örgütü), dünyada her yıl yedi milyon insanın kanserden öldüğünü bildirdi. Türkiye’de elde edilen kanser istatistik bilgilerine göre her yıl yaklaşık 75 bin yeni kanser tanısı konuyor. Bu sayı tedavi gören ve takip gerektiren kanser hastalarını da içerdiğinde 200 bine ulaşıyor. Bu yoğun istatistiklerin yanında kanser tedavisinde uygulanan radyoterapi tedavisinin 1.5-2 ay sürmesi, kemoterapi uygulamalarının aralıklarla da olsa bazen 1 yıla kadar uzaması bu hastaların yaşadığı şehirlerde tedavi olmasını gerekli kılmaktadır. Halen Türkiye’de yoğunluğu üç büyük şehirde olmak üzere yaklaşık 40 kanser tedavi merkezi bulunuyor.
Esra Öz: Benzer merkezlere göre farklı hangi yöntemler uyguluyorsunuz?
Doç. Dr. Durmuş Etiz: Aynı merkez içinde bulunan medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi bölümleri, vakaları interaktif olarak değerlendiriyor, hastaların tedavi protokolleri onkoloji konseylerinde tartışılarak karar verildikten sonra hastaların kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları uygun bir disiplin içinde sürdürülüyor. Ayrıca Nükleer Tıp Bölümünde bulunan PET/CT cihazından da halen kullanılan tanı, evreleme ve tedaviye yanıt değerlendirme dışında yakın zamanda radyoterapi planlama hizmeti için de kullanılmaya başlayarak daha sınırlı alanlara daha yüksek radyasyon dozları vermek mümkün olacak.