ULUSLARASI TARTEN 2011 TOPLANTISI İSTANBUL’DA YAPILACAK

Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), ön kursu Ankara Hilton Otel’de yapıldı. Toplantıda 35 yaş altı tek embriyo yasasına sadece yaşın kriter olarak getirilmesinin hastaları mağdur ettiği üzerinde durularak çözüm yolları üzerinde duruldu.

Yeni bir oluşum olan Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), uluslararası platformda platformda rerodüktif endokrinoloji ve tüp bebek alanındaki paylaşımı sağlayacak. Avrupa ile Amerika arasında üreme teknolojisi ile ilgili yeni gelişen, tartışmalı ve araştırma gerektiren çalışmalar ile ilgili etik çerçevede işbirliği sağlayacak. Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), 14-17 Nisan 2011 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan toplantısının ön kursu 2 Temmuz 2010 tarihinde Ankara Hilton Otel’de yapıldı. Reprodüktif Endokrinolojinin NATO’su denilecek bu sistem hakkında bilgi veren TARTEN Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, “Kadın Doğum alanından uluslararası platforma düzenlenen Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), yapısal olarak uluslararası bir nitelik taşıdığını belirtti. Bu toplantıya tüp bebek ve doğurganlığın korunması alanında dünyanın en ileri gelen yabancı araştırmacıları konuşmacı olarak katılıyor. Çok büyük ve önemli bir yeni oluşum. TARTEN oluşumunun Türkiye tarafını ise Prof. Dr. Volkan Baltacı ve Doç Dr. Murat Sönmezer yürütmekte.. TARTEN Türkiye Başkanligina Prof. Dr. Volkan Baltacı getirildi. Toplantıda tek embriyo transferi gibi farklı ülkelerde farklı yorumlanan tartışmalı konularla ilgili algoritmalar oluşturmak çok önemli taşıyor. Uygulamalarla ilgili düzenlemeleri yapan yetkililere mesaj gönderilmesi hedefleniyor. Embriyo teknikleri hakkında bilgi alışverişi için yapılan ön kursta, Türkiye’de getirilen 35 yaş altı tek embriyo kısıtlaması hakkında geri bildirimleri aldık. Meslektaşlarımızla görüş alışverişinde bulunduk. Toplantıda bu konuda ABD’de edindiğim tecrübeleri aktardım. . Yaş dışında yumurta rezervi, yumurtanın kalitesi, IVF başarısızlıkları göz önüne alınabilmeli. Yükümlülüğü doktorun üzerinde bırakıyor, transfer işlemi yalnizca hastanın isteğine bağlı olarak ya da yonetmeliklerle yapilamaz, asil olarak tibbi endikasyonlara baglanmalidir” dedi.

“Türkiye’de Donmuş Yumurta Tekniklerinin Oturması Gerekiyor”
ABD’de yapılan uygulamalar hakkında bilgi veren New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi’ Bashklani Prof. Dr. Kutluk Oktay şunları söyledi: “ABD’de genelde taze embriyo transferi yapılıyor. Yüzde 15 embriyo oranında hastada dondurulup transfer edilir, bunun nedeni ise artan embriyoların tekrar kullanılabilmesidir. Türkiye’de donmuş yumurta ve embryo tekniklerinin oturması gerekiyor. Donmuş embriyoları hastaya nakletmek için, estrogen ve progesteron hormonları ile hazır hale getirilmelidir. Ayrıca başka teknik detaylar var. Embriyoların ne zaman hazır olduğunu anlamanız ve zamanlamasını iyi yapmanız gerekir yoksa embriyolar harcanabilir.”

“ABD’de Kanunla Zorlamadan, Başarı Oranına Göre Kişiye Özel Yönlendirme Yapılıyor”
ABD’de embriyo sayısının American Üreme Endokrinoloji Derneği (ASRM) tarafından belirlenen ilkelere gore kendi kendine denetlendiğini belirten Prof. Dr. Oktay, “En ileri aşamada, yani blastokist halinde embriyo transfer ediyorsanız, 35 yaş altı hastada bir tane transfer tercih ediliyor. Daha önce IVF başarısızlığı olmamış, kaliteli embriyoları olan ya da IVF yaparak çocuk sahibi olmuş hastalarda tek embriyo uygulanıyor. Eğer hastanın uygulaması daha önce başarısız olmuşsa, 35 yaş üzeri ise blastokist aşamasında 3 embriyoya kadar yükselebiliyor. Embriyo daha erken safhada naklediliyorsa, bu durum özellikle 40 yaş üzerindeki hastalarda 5 embriyoya kadar çıkabiliyor. ABD’de kanunla zorlamadan, başarı oranına göre kişiye özel yönlendirme yapılıyor. Türkiye’de tüp bebek devlet tarafından ödeniyor bu durumda belli bir kısıtlama yapılabilir. Ancak finansını hasta sağlıyorken, bu kısıtlama hasta grupları tarafından kabul edilir bir şey değil” diye konuştu.

“IVF Siklusları Takip Sistemi Kurulmalı”
‘IVF Siklusları Takip Sistemi’ kurularak, her hekimin uygulamasının görebileceğini kaydeden Prof. Dr. Oktay, uygulama hekime bırakılarak, her yıl ne kadar başarılı olduğunun izlenebileceğini dile getirdi. Çoğul gebeliklerin ve düşük oranlarının sistemle ortaya çıkabildiğini ifade eden Prof. Dr. Oktay, kliniklerin başarı oranları ve çoğul gebeliklerin oranına göre hastalara tercih yapabilme imkanı sunulmasının mümkün olduğunu söyledi. Prof. Dr. Oktay, boyle bir takip sistemi kurulursa şeffaflığın sağlanacağı ve her IVF kliniği çalışmalarının objektif olarak takip edebileceğini sözlerine ekledi.

“Hastaya Kısıtlama Getirmek Yerine, Hekimin Kompetansını Denetlemek Lazım”
Malpraktis yasaları ile oto kontrol sağlanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Oktay, “Hatalı yapılan işlem sonucunda açılan dava ile hekimin lisansı elinden alabiliyor. Hastaya kısıtlama getirmek yerine, hekimin kompetansını denetlemek lazım. Etik kurallar getirilsin, doktorlar birbirlerini denetlesin” şeklinde konuştu.

“Tüp Bebeklerde, Kendi Kendine Olanlara Göre Serebral Palsi Oranı Daha Yüksek”
TARTEN Türkiye Başkanının Prof. Dr. Volkan Baltacı şunları kaydetti: “Ülkemizde iki ay kadar önce tek embriyo transfer zorunluluğu Türkiye için çok masraflı olan böyle bir uygulamayı hekim ve hastayı zor durumda bıraktı. Hasta belli bir maliyet ödeyecek ve tek embriyonun sağladığı şans yüzde 10-15 olacak. Uygulamada takip çok sıkı yapılıyor, ilk uygulamada 3 embriyo transferi yapan hekimlerin elinden IVF sertifikası alınması sözkonusu. Çoğul gebelikler sorgulanarak hekime yükümlülük getiriliyor.” Ancak aradaki çizgi bir tek yaş kriteri ile sınırlandırmamalı, hastanın tedaviye cevabı, kadın yada erkek faktörü olması, genetik problemler vb kriterlerinde transfer edilecek embriyo sayısının belirlenmesinde kullanılması gerekmektedir.
Prof. Dr. Baltacı, tüp bebek ile gebe kalandan kendi kendine gebe kalanların bebeklere göre Serebral palsi olma oranının daha yüksek çıktığını kaydederek, sorunun sadece çoğul gebeliklerden kaynaklanmadığını dile getirdi. Prof. Dr. Baltacı, tüp bebek yönteminin aslında tek bebek dahi olsa birtakım sıkıntıları arttırdığını belirtti. Dr Baltacı bu risklerin öncelikle cinsiyet kromozomu hastalıkları ve genomik imprinting hastalıkları olduğunu belirtti. Bunlardan cinsiyet kromozomu hastalıklarının zaten infertilite hasta grubu için beklenen bir durum olduğunu, genomik imprinting hastalıklarınıdaki artışın ise halen tartışmalı bir konu olup artış miktarının istatistiksel anlam taşımadığının altını çizdi.

“Embriyo Sayısını Sadece Yaş İle Değerlendirmek Doğru Bir Uygulama Değil”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Sönmezer, “Tüp bebek yapıldığında iki problem oluyor. Bunlar ovaryan hiperstimulasyon sendromu ve çoğul gebelikler. Tek embriyo transferi ile hedeflenen, çoğul gebelikleri azaltmak. Ama buradaki diğer amaç, başarının düşmemesini sağlamak. Başarı düşürülüp çoğul gebelikleri azalttığınız zaman, işlem daha da masraflı hale gelir. Mutlaka daha başka kriterler de göz önünde bulundurulmalı. 35 yaş üzerinde 2 embriyo dışında her hangi bir transfer şansınız yok. 35 yaş, kadının yumurtalık rezervinin azaldığı sınır olarak alınıyor. Ancak tek başarı kriteri, yaş değil, iyi embriyo, iyi kalitede sperm olup olmaması üzerinde de durulmalı. İki defa başarısız deneme varsa ancak o zaman 35 yaş altına 2 embriyo yapılabiliyor. Bu kriterler olmadan tek başına yaş ile bunu değerlendirmek çok doğru bir uygulama değil” diye konuştu.

“25 Yaşında Olup Yumurta Kalitesi 40 Yaşında Olan Hastalar Var”
Tek embriyo transferinin zorunlu olarak yapıldığı kısıtlı sayıda birkaç ülkede, tek embriyo transferi zorunlu hale gelmeden önce iyi prognozlu hastalarda ilk olarak elektif tek embriyo transferi yapıldığını, daha sonra da tek embriyo transfer stratejisinin ve buna yönelik algoritmaların oluşturulduğunu belirten Doç. Dr. Sönmezer konu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Belçika ve İsveç’ten sonra tek embriyo yapan 3. ülke Türkiye. Protokoller belirlenmemiş durumda. Sadece yaşı kriter almak çok sakıncalı bir durum. 25 yaşında olmasına rağmen yumurtalıkları 40 yaşında olan ve çok kötü embriyolar geliştiren hastalarda farklı davranmak gerekir. Bu hastalarda tek embriyo transferi yapmak uygun olmayabilir. Genç yaşta olmasına rağmen iyi kalite embriyo geliştirmeyen hastalarda birden fazla embriyo vermek başarı açısından önemli olabiliyor Doktorların hareket alanını genişletmek gerekir.” Doc. Dr Sonmezer ayni zamanda TARTEN 2011 in de kongre genel sekreteri.
Kongre ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.tarten2011.org

ULUSLARASI TARTEN 2011 TOPLANTISI İSTANBUL’DA YAPILACAK

Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), ön kursu Ankara Hilton Otel’de yapıldı. Toplantıda 35 yaş altı tek embriyo yasasına sadece yaşın kriter olarak getirilmesinin hastaları mağdur ettiği üzerinde durularak çözüm yolları üzerinde duruldu.

Yeni bir oluşum olan Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), uluslararası platformda platformda rerodüktif endokrinoloji ve tüp bebek alanındaki paylaşımı sağlayacak. Avrupa ile Amerika arasında üreme teknolojisi ile ilgili yeni gelişen, tartışmalı ve araştırma gerektiren çalışmalar ile ilgili etik çerçevede işbirliği sağlayacak. Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), 14-17 Nisan 2011 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan toplantısının ön kursu 2 Temmuz 2010 tarihinde Ankara Hilton Otel’de yapıldı. Reprodüktif Endokrinolojinin NATO’su denilecek bu sistem hakkında bilgi veren TARTEN Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, “Kadın Doğum alanından uluslararası platforma düzenlenen Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN), yapısal olarak uluslararası bir nitelik taşıdığını belirtti. Bu toplantıya tüp bebek ve doğurganlığın korunması alanında dünyanın en ileri gelen yabancı araştırmacıları konuşmacı olarak katılıyor. Çok büyük ve önemli bir yeni oluşum. TARTEN oluşumunun Türkiye tarafını ise Prof. Dr. Volkan Baltacı ve Doç Dr. Murat Sönmezer yürütmekte.. TARTEN Türkiye Başkanligina Prof. Dr. Volkan Baltacı getirildi. Toplantıda tek embriyo transferi gibi farklı ülkelerde farklı yorumlanan tartışmalı konularla ilgili algoritmalar oluşturmak çok önemli taşıyor. Uygulamalarla ilgili düzenlemeleri yapan yetkililere mesaj gönderilmesi hedefleniyor. Embriyo teknikleri hakkında bilgi alışverişi için yapılan ön kursta, Türkiye’de getirilen 35 yaş altı tek embriyo kısıtlaması hakkında geri bildirimleri aldık. Meslektaşlarımızla görüş alışverişinde bulunduk. Toplantıda bu konuda ABD’de edindiğim tecrübeleri aktardım. . Yaş dışında yumurta rezervi, yumurtanın kalitesi, IVF başarısızlıkları göz önüne alınabilmeli. Yükümlülüğü doktorun üzerinde bırakıyor, transfer işlemi yalnizca hastanın isteğine bağlı olarak ya da yonetmeliklerle yapilamaz, asil olarak tibbi endikasyonlara baglanmalidir” dedi.

“Türkiye’de Donmuş Yumurta Tekniklerinin Oturması Gerekiyor”
ABD’de yapılan uygulamalar hakkında bilgi veren New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi’ Bashklani Prof. Dr. Kutluk Oktay şunları söyledi: “ABD’de genelde taze embriyo transferi yapılıyor. Yüzde 15 embriyo oranında hastada dondurulup transfer edilir, bunun nedeni ise artan embriyoların tekrar kullanılabilmesidir. Türkiye’de donmuş yumurta ve embryo tekniklerinin oturması gerekiyor. Donmuş embriyoları hastaya nakletmek için, estrogen ve progesteron hormonları ile hazır hale getirilmelidir. Ayrıca başka teknik detaylar var. Embriyoların ne zaman hazır olduğunu anlamanız ve zamanlamasını iyi yapmanız gerekir yoksa embriyolar harcanabilir.”

“ABD’de Kanunla Zorlamadan, Başarı Oranına Göre Kişiye Özel Yönlendirme Yapılıyor”
ABD’de embriyo sayısının American Üreme Endokrinoloji Derneği (ASRM) tarafından belirlenen ilkelere gore kendi kendine denetlendiğini belirten Prof. Dr. Oktay, “En ileri aşamada, yani blastokist halinde embriyo transfer ediyorsanız, 35 yaş altı hastada bir tane transfer tercih ediliyor. Daha önce IVF başarısızlığı olmamış, kaliteli embriyoları olan ya da IVF yaparak çocuk sahibi olmuş hastalarda tek embriyo uygulanıyor. Eğer hastanın uygulaması daha önce başarısız olmuşsa, 35 yaş üzeri ise blastokist aşamasında 3 embriyoya kadar yükselebiliyor. Embriyo daha erken safhada naklediliyorsa, bu durum özellikle 40 yaş üzerindeki hastalarda 5 embriyoya kadar çıkabiliyor. ABD’de kanunla zorlamadan, başarı oranına göre kişiye özel yönlendirme yapılıyor. Türkiye’de tüp bebek devlet tarafından ödeniyor bu durumda belli bir kısıtlama yapılabilir. Ancak finansını hasta sağlıyorken, bu kısıtlama hasta grupları tarafından kabul edilir bir şey değil” diye konuştu.

“IVF Siklusları Takip Sistemi Kurulmalı”
‘IVF Siklusları Takip Sistemi’ kurularak, her hekimin uygulamasının görebileceğini kaydeden Prof. Dr. Oktay, uygulama hekime bırakılarak, her yıl ne kadar başarılı olduğunun izlenebileceğini dile getirdi. Çoğul gebeliklerin ve düşük oranlarının sistemle ortaya çıkabildiğini ifade eden Prof. Dr. Oktay, kliniklerin başarı oranları ve çoğul gebeliklerin oranına göre hastalara tercih yapabilme imkanı sunulmasının mümkün olduğunu söyledi. Prof. Dr. Oktay, boyle bir takip sistemi kurulursa şeffaflığın sağlanacağı ve her IVF kliniği çalışmalarının objektif olarak takip edebileceğini sözlerine ekledi.

“Hastaya Kısıtlama Getirmek Yerine, Hekimin Kompetansını Denetlemek Lazım”
Malpraktis yasaları ile oto kontrol sağlanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Oktay, “Hatalı yapılan işlem sonucunda açılan dava ile hekimin lisansı elinden alabiliyor. Hastaya kısıtlama getirmek yerine, hekimin kompetansını denetlemek lazım. Etik kurallar getirilsin, doktorlar birbirlerini denetlesin” şeklinde konuştu.

“Tüp Bebeklerde, Kendi Kendine Olanlara Göre Serebral Palsi Oranı Daha Yüksek”
TARTEN Türkiye Başkanının Prof. Dr. Volkan Baltacı şunları kaydetti: “Ülkemizde iki ay kadar önce tek embriyo transfer zorunluluğu Türkiye için çok masraflı olan böyle bir uygulamayı hekim ve hastayı zor durumda bıraktı. Hasta belli bir maliyet ödeyecek ve tek embriyonun sağladığı şans yüzde 10-15 olacak. Uygulamada takip çok sıkı yapılıyor, ilk uygulamada 3 embriyo transferi yapan hekimlerin elinden IVF sertifikası alınması sözkonusu. Çoğul gebelikler sorgulanarak hekime yükümlülük getiriliyor.” Ancak aradaki çizgi bir tek yaş kriteri ile sınırlandırmamalı, hastanın tedaviye cevabı, kadın yada erkek faktörü olması, genetik problemler vb kriterlerinde transfer edilecek embriyo sayısının belirlenmesinde kullanılması gerekmektedir.
Prof. Dr. Baltacı, tüp bebek ile gebe kalandan kendi kendine gebe kalanların bebeklere göre Serebral palsi olma oranının daha yüksek çıktığını kaydederek, sorunun sadece çoğul gebeliklerden kaynaklanmadığını dile getirdi. Prof. Dr. Baltacı, tüp bebek yönteminin aslında tek bebek dahi olsa birtakım sıkıntıları arttırdığını belirtti. Dr Baltacı bu risklerin öncelikle cinsiyet kromozomu hastalıkları ve genomik imprinting hastalıkları olduğunu belirtti. Bunlardan cinsiyet kromozomu hastalıklarının zaten infertilite hasta grubu için beklenen bir durum olduğunu, genomik imprinting hastalıklarınıdaki artışın ise halen tartışmalı bir konu olup artış miktarının istatistiksel anlam taşımadığının altını çizdi.

“Embriyo Sayısını Sadece Yaş İle Değerlendirmek Doğru Bir Uygulama Değil”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Sönmezer, “Tüp bebek yapıldığında iki problem oluyor. Bunlar ovaryan hiperstimulasyon sendromu ve çoğul gebelikler. Tek embriyo transferi ile hedeflenen, çoğul gebelikleri azaltmak. Ama buradaki diğer amaç, başarının düşmemesini sağlamak. Başarı düşürülüp çoğul gebelikleri azalttığınız zaman, işlem daha da masraflı hale gelir. Mutlaka daha başka kriterler de göz önünde bulundurulmalı. 35 yaş üzerinde 2 embriyo dışında her hangi bir transfer şansınız yok. 35 yaş, kadının yumurtalık rezervinin azaldığı sınır olarak alınıyor. Ancak tek başarı kriteri, yaş değil, iyi embriyo, iyi kalitede sperm olup olmaması üzerinde de durulmalı. İki defa başarısız deneme varsa ancak o zaman 35 yaş altına 2 embriyo yapılabiliyor. Bu kriterler olmadan tek başına yaş ile bunu değerlendirmek çok doğru bir uygulama değil” diye konuştu.

“25 Yaşında Olup Yumurta Kalitesi 40 Yaşında Olan Hastalar Var”
Tek embriyo transferinin zorunlu olarak yapıldığı kısıtlı sayıda birkaç ülkede, tek embriyo transferi zorunlu hale gelmeden önce iyi prognozlu hastalarda ilk olarak elektif tek embriyo transferi yapıldığını, daha sonra da tek embriyo transfer stratejisinin ve buna yönelik algoritmaların oluşturulduğunu belirten Doç. Dr. Sönmezer konu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Belçika ve İsveç’ten sonra tek embriyo yapan 3. ülke Türkiye. Protokoller belirlenmemiş durumda. Sadece yaşı kriter almak çok sakıncalı bir durum. 25 yaşında olmasına rağmen yumurtalıkları 40 yaşında olan ve çok kötü embriyolar geliştiren hastalarda farklı davranmak gerekir. Bu hastalarda tek embriyo transferi yapmak uygun olmayabilir. Genç yaşta olmasına rağmen iyi kalite embriyo geliştirmeyen hastalarda birden fazla embriyo vermek başarı açısından önemli olabiliyor Doktorların hareket alanını genişletmek gerekir.” Doc. Dr Sonmezer ayni zamanda TARTEN 2011 in de kongre genel sekreteri.
Kongre ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.tarten2011.org