SAĞLIK HABERCİSİNİN ETİK İLKELERİ NE OLMALI?

Sağlık haberciliği ve etik üzerine çalışmalarını sürdüren Anadolu Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Asuman Kaya, “Ülkemizde etik ilkeler açısından uygulanabilirliği olan düzenlemelerin gerçekleştirilerek basın kuruluşlarının bu ilkeleri benimsemesi ve de sağlık habercilerinin etik karar verebilme sürecini özümseyerek haberlerini hazırlarken bu çerçevede davranmaları gerekiyor” dedi. 

Sağlık haberciliğinin etik kuralları, hala belirlenmediği için,  basın ve tıp ilkeleri açısından çeliştiği noktalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerine çalışmalar sürüyor. Bu konuda ortak bir karar henüz belirlenmemiş olsa da bu alanda çalışan bilim insanları, hastaların mağdur olmadan, basın ve tıp etiğinin ortak ilkelerinin belirlenmesi gerektiği üzerinde duruyor. Hastaların kimliklerinin açıklanması basın açısından etkili ve okunur haber olması yönünden başarılı olurken, tıp etiği açısından hastanın kimliğinin açıklanması özellikle bazı durumlarda etik olmadığı söyleniyor.  Sağlık haberciliği ve etik üzerine çalışmalarını sürdüren Anadolu Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Asuman Kaya, konu ile ilgili şunları söyledi: “Sağlık haberciliği” denildiği zaman birçok kişi ki bunlar sadece sıradan vatandaşlar değil “sağlığında haberciliği olur mu?” diye yaklaşıyorlar. Biraz açıkladığınızda ise akıllarına öncelikli olarak güzellik ile ilgili haberler ve “grip olduğunda ne yapılmalıdır” gibi spot bilgiler veya televizyon ve gazetede yer alan sansasyonel haberler geliyor. Ancak sağlık haberleri bu kadar basit değildir. “Sağlık haberi” denildiği zaman bilgilendirici anlatımlardan, hukuksal mevzuata ilişkin düzenlemelere, teşhis tedaviden teknolojik gelişmelere, finansal boyuttan bilimsel araştırma bulgularına kadar çok geniş bir yelpazede haber yapıldığını görüyoruz. Diğer bir ifadeyle sağlık haberi sadece bir spota yerleştirilen “grip olduğunuzda greyfurt yiyin” ifadeleri kadar ucuz değildir. 

Sağlık Haberinin Öznesi Kimdir?
Bir haberin sağlık haberi olarak nitelendirilebilmesi için şu soruların yanıtlarının aranması gereklidir: Haberin öznesi kimdir? Konusu nedir? Sağlıkla ilgili olarak; hastalık; teşhis, tedavi, öneri; hasta yakını veya hastanın mağduriyeti, beklentisi; sağlık sistemi ile ilgili bilgi vb. nelere, hangi bilgilere yer verilmektedir.  
Az önce de belirttiğim gibi çok geniş bir yelpaze içerisinde yer alabilmektedir sağlık haberleri. Aynı zamanda haberin sağlık (health) haberi mi, yoksa sağlıklı yaşam (wellness) haberi mi olduğunun da bilinmesi gerekmektedir. Her ikisi de bireyin yaşam kalitesini bire bir etkileme gücüne sahip olduğu da unutulmamalıdır…
Haberin öznesi ve konusu bağlamında değerlendirildiğinde sağlık haberindeki haber kaynakları da şu şekilde sıralanabilir: Hasta veya hasta yakını, sağlık sektöründe çalışan tüm sağlık profesyonelleri, Sağlık Bakanlığı ve İl Müdürlükleri, ilgili STK’lar, tıp fakülteleri, yerli veya yabancı ajans bültenleri, yayınlar, mesleki dergi ve gazeteler vb.

Maslow’un İhtiyaçlar Teorisi
Aslında sağlık dolayısıyla da sağlık alanında yapılan bilgilendirmeler her dönemde ilgi çekmektedir. Maslow’un ihtiyaçlar teorisi ve buna bağlı olarak geliştirdiği bir piramit vardır. Burada bireyin ihtiyaçlarını en temelden başlayarak en üst noktaya kadar sıralamıştır. İşte bu sıralama içerisinde ilk sırayı “fizyolojik gereksinimler” ve ikinci sırayı da “güvenlik gereksinimi” alır. Teoriye göre bireylerin kişilik gelişimi bu sıralamaya göre sürer ve bir kategorideki ihtiyaç tam olarak giderilmeden, bir üst düzeydeki ihtiyaç düzeyine gidilemez Dolayısıyla insanların en temel ihtiyaçlarının hayatta kalma ve sağlığını koruma olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle sağlıkla ilgili bilgiler ve bilgilendirmeler her dönemde ilgi çekici bulunmaktadır. 

Ülkemizde Sağlık Haberciliğine Olan İlgi Son Dönemlerde Arttı
“Sağlık haberi ve haberciliği” olarak ise ülkemizde sağlık haberciliğine olan ilgi son dönemlerde, bence son beş yılda artmıştır. Bunun farklı birçok nedeni olabilir elbette. Ancak insanların daha uzun süre ve daha sağlıklı, daha güzel yaşamak istekleri ve “hep daha fazla” isteği sağlık haberciliğinin önem kazanmasında başlıca etken olarak değerlendiriyorum. Daha fazla güzellik, daha fazla yaşam süresi, daha fazla, daha fazla… 
Bu ise özellikle sağlığı ticari boyutuyla değerlendiren ve hasta olan kişileri müşteri olarak algılayan sağlık simsarlarının ekmeğine yağ sürmektedir. Dolayısıyla bireyin sağlıklı ve nitelikli yaşam hakkı istismar edilmektedir. 
İçeriği bilgilendirmekten ziyade magazinleşen ve ticarileşen sağlık haberlerinin ayyuka çıktığı bu dönemde sağlam olarak değerlendirilebilecek sağlık haberleri yok mu? Elbette ki var, ancak çok az. Üzücü olan da bu. 


Editörlerin Olmasını Bırakın Sağlık Muhabirliği Genellikle Ek Olarak Tanımlanıyor
Gazetelere, televizyonlara baktığınızda her kurumda sağlık konusu ile ilgili kadronun bulunmadığını görüyorsunuz. Ekonomi, parlamento, eğitim, spor hatta magazin için ayrılmış kadrolar var, ama sağlık için maalesef. Editörlerin olmasını bırakın, sağlık muhabirliği genellikle ek görev olarak tanımlanıyor. Yani bir muhabirin asıl alanı parlamento veya eğitim, bunun yanı sıra sağlık haberlerini de yapıyor.  

Sağlık Haberinde Hata Yapıldığında Özür Dileyip Tekzip Yayınlayıp Geçemezsiniz
Bu yaklaşım aynı zamanda haberlerin içeriğini de etkiliyor. Bu nasıl oluyor?  Sağlık haberciliği alanında uzmanlaşma ve bir eğitim gerektiriyor bence. Elbette ki bir gazeteci, haber yazmayı, uygun görseli kullanmayı, kaynaklarla ilişkiyi vb. gazetecilik kurallarını ve etik boyutunu bilir. Ancak sağlık habercisi denildiği zaman bilginin bununla sınırlı olmaması gerekiyor. Çünkü siz sağlık alanına da giriyorsunuz. Dolayısıyla sağlıkla ilgili olarak düzenlemelere, ilkelere de hakim olmanız gerekmektedir. Yani sadece sağlıkla ilgili birkaç şey bilip, gidip sağlık haberi yapılmaz. Sağlık haberi, insan hayatını ilgilendiren ve bir hata olduğunda direk bireyin sağlığını etkileyecek olan bir haberdir. Hata yapıldığında özür dileyip tekzip yayınlayıp geçemezsiniz. Çünkü bu haberin insanın sağlığı üzerinde kalıcı etkileri olabilir, hatta ölümle sonuçlanması da mümkündür. Bu nedenle sağlık habercisinin ayrı bir “sağlık habercilik eğitimi” almış olması gerekmektedir. 
Sağlık haberciliği denildiği zaman, sadece gazetecilik boyutuyla da düşünmemek gerekmektedir. Çünkü yaptığınız haberler sağlıkla dolayısıyla da tıp ile ilgilidir. Bunu basit olarak aşağıdaki şema ile ifade etmek mümkündür. 


Sağlık Haberciliği Nasıl Olmalıdır?
Sağlık haberciliğinin konumunu tam olarak belirledikten sonra bir başka konuya değinmek istiyorum. Bu konu çoğu kişinin “daha iyi sağlık haberciliği nasıl olmalıdır” sorusuna vermiş olduğu yanıtların başında gelmektedir. ETİK. 
Bu alanda fikirlerini aldığınız kişilerin yanıtlarında da benzer ifadeler yer almaktadır: “Bir sağlık habercisi etik konusuna dikkat etmeli, haberlerini bu şekilde kamuoyuna aktarmalıdır.”
Ancak sağlık habercisi hangi etik ilkelere, nasıl dikkat etmelidir? Bu ilkeler basın ile ilgili olan ilkeler midir sadece? Sağlık haberciliğinin konumu nedeniyle tıp alanıyla da ilgili olduğunu belirtmiştik. Bu durumda tıp ilkeleri mi dikkate alınmalıdır? 
Her ikisine birden dikkat ettiğimizi var sayalım: Bunların çeliştiği veya ayrı düştüğü noktalar var mıdır? Bu durumda nasıl bir yol izlenmelidir?  Bir sağlık habercisi haberini yazarken nasıl bir yol izlemelidir? Nelere dikkat etmelidir? Belirli standart veya ilkeler mevcut mudur? Varsa eğer bu ilkeler nelerdir? 


Organ Nakli Konusunda Basında Yer Alan Haberler Etik mi?
Basında “Organ Nakli” Haberlerinin Sunumu başlıklı bir çalışmamız var, aynı zamanda makale olarak da yayımlandı. Bu çalışmada Türkiye’de yayınlanan yaygın gazetelerin bir yıllık yayınlarında yer alan sağlık konulu içeriklerden, sistematik rassal yöntemle belirlediğimiz, “organ nakli” ile ilgili 256 haberleri inceledik. İncelediğimiz haberlerde, nakli gerçekleştiren doktorlar kadavradan gerçekleştiren nakillerde yüzde 58,3 oranında ve aile içi (akrabalar arası) nakillerde de yüzde 37,5 oranında alıcı veya vericinin isimlerini açıkça belirttiğini gördük. 

Gazetecilik açısından baktığınızda bu isimlerin açıklanmasında hiçbir sakınca yoktur ve haberin doğruluğu için kesinlikle gereklidir. Ancak olayın bir diğer boyutu tıpla ilgilidir.  Çünkü organ nakli ile ilgili olarak tıbbi etik içerisinde düzenlemeler yer almaktadır. Sağlık habercisi bu konu ile ilgili olarak bu düzenlemeleri de bilmekle yükümlüdür. Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanunda da “Akraba dışı nakillerde hekimler, donör ve alıcının adını açıklayamaz” ifadesi yer almaktadır. Çünkü donörün, özellikle de beyin ölümü gerçekleşmiş olan bir donörün, ailesinin daha ölümü kabullenemeden, verilen organla donör olan kişinin yaşamaya devam ettiği düşüncesine kapılması ve bu şekilde davranmasının kişilerde çok büyük travmalar yaratacağı kaçınılmazdır.

Bu Durumda Haberci Nasıl Davranmalıdır?
Bu örnekte olduğu gibi sağlık habercisinin karşı karşıya kalmış olduğu birçok sıkıntı söz konusudur. Bu sıkıntıları şu şekilde sıralamak mümkün olabilir: Ticari kaygılar, reklam haber, haber kaynakları ile ilişkiler, haberin içeriğinin doğruluğu, haberin tarafsızlığı ve nesnellik, haberde uygun görsel kullanımı, haberde kullanılan dilin uygunluğu veya doğruluğu.  
Aynı zamanda vermekte olduğum Sağlık, Bilim ve Teknoloji Haberciliği dersinde ve öğrencilerimin yapmış olduğu uygulamalarda bu kaygıları açıkça gördüğümü ifade etmeliyim. 

Bu kaygı sadece bizimle veya bizden insanlarla sınırlı değil, bu kaygı uluslararası ölçekte bu alanla ilgilenen herkesin ortak kaygısıdır. Bu nedenle de çeşitli uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Bunlardan en öncelikli olanı Dünya Sağlık Örgütü’nün 1998’de Moskova’da düzenlediği “Sağlık için iletişim” başlıklı bir toplantı sonucunda ortaya koymuş olduğu sağlık muhabirlerinin haber yazarken göz önünde bulundurmaları gereken kriterleri içeren sonuç bildirgesidir. Bu bildirgede vurgulanan hususlar ise şu şekilde sıralanmaktadır:
1. Önce zarar verme,
2. Araştır, doğruyu bul,
3. Umut verme (özellikle mucizevî tedaviden bahsetme),
4. Kendine bu haberden kim yararlanır sorusunu sor,
5. Haber kaynağının gizliliği ilkesini unutma,
6. Vereceğiniz haberler hasta, sakat ve çocuklara aitse, bir kez daha düşün,
7. Özel hayatı ve acıları haber yapma,
8. Acıyı duygu sömürüsü için asla kullanma,
9. Kararsız kalırsan haberden vazgeç şeklindedir.

Bunun dışında ABD’de sağlık muhabirleri derneğinin yayınlamış olduğu Sağlık Habercileri Birliği Etik İlkeler Beyannamesi (A Statement of Principles for Health Care Journalists), Amerikan Tıp Yazarları Birliği’nin Etik İlkeleri, İngiltere de yayınlanmış olan Bilim ve Sağlık İletişimi Kılavuzu (Guidelines on science and health communication) Diabet haberleri ve AIDS haberlerinin hazırlanmasında dikkat edilmesi gerekenleri anlatan kılavuzlar bulunmaktadır.  

Türkiye’de ise sağlık haberciliği ile ilgili olarak yüksek lisans ve doktora tezleri haricinde gerçekleştirilen iki çalışma bulunmaktadır: Bunlardan ilki Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneğinin 1999’da yayınlamış olduğu “Halkın Yararı İçin Sağlık Haberciliği Bildirgesi”dir. İkincisi ise Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinden Prof. Dr. Erkan Yüksel’in yürütücülüğünü yapmış olduğu aynı zamanda TÜBİTAK ve Anadolu Üniversitesi BAP desteği de alan “Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi” projesidir. Ayrıca belirtmem gerekir ki benimde dahil olduğum ve bana katkıları çok fazla olan bu projenin sonuç raporu da kitaplaştırılmış ve geçtiğimiz günlerde Cehck Up Sağlık İletişimi adıyla çıkmıştır. 


Sağlık Muhabiri Nelere Dikkat Etmeli?
Tüm bu bilgiler ışığında sağlık haberi ve sağlık haberciliğini genel olarak değerlendirdiğimizde;
1) İçerik olarak doğru ve doyurucu olmayan (bu konuda özellikle içeriği tıbbi doğruluk açsından inceleyen ve yetersizliğini ifade eden ve tıpçılar tarafından yapılan akademik çalışmalar mevcuttur),
2) Ağırlıklı olarak terminolojik ifadelerin kullanıldığı ve abartılı, sansasyonel üslupla hazırlanan, 
3) Kaynağı hiç belirtmeyen veya sağlıklı olarak açıklamayan,
4) İmzasız olarak yayınlanan,
5) “Kötü” görsellerle desteklenen,
6) Sağlığı gözetmeyen,
7) Halkın yararından ziyade ticari faydayı gözeten haberlerin yaygın olarak medyada yer aldığını görüyoruz. 
Tüm bu sorunların çözümü ise her zaman söylendiği gibi sağlık haberciliği eğitimini almış olan, bu alanda uzmanlaşmış gazetecilerin haber yapması ve ülkemizde uygulanabilirliği olan düzenlemelerin gerçekleştirilerek basın kuruluşlarının bu ilkeleri benimsemesi ve de sağlık habercilerinin etik karar verebilme sürecini özümseyerek haberlerini hazırlarken bu çerçevede davranmalarıdır.

Öğretim Görevlisi Asuman Kaya Kimdir?
Lisans eğitimini Gazi Üniversitesinde tamamlayana Kaya, Anadolu Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak görev yapmaktadır. Basın ve Yayın Anabilim Dalında doktora eğitimine devam eden Kaya, sağlık haberciliği ve etik üzerine çalışmalarını sürdürmekte ve Anadolu Üniversitesi Basın ve Yayın Bölümünde Sağlık, Bilim ve Teknoloji Haberciliği dersi vermektedir. 
Mail: asumankaya@anadolu.edu.tr 

SAĞLIK HABERCİSİNİN ETİK İLKELERİ NE OLMALI?

Sağlık haberciliği ve etik üzerine çalışmalarını sürdüren Anadolu Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Asuman Kaya, “Ülkemizde etik ilkeler açısından uygulanabilirliği olan düzenlemelerin gerçekleştirilerek basın kuruluşlarının bu ilkeleri benimsemesi ve de sağlık habercilerinin etik karar verebilme sürecini özümseyerek haberlerini hazırlarken bu çerçevede davranmaları gerekiyor” dedi. 

Sağlık haberciliğinin etik kuralları, hala belirlenmediği için,  basın ve tıp ilkeleri açısından çeliştiği noktalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerine çalışmalar sürüyor. Bu konuda ortak bir karar henüz belirlenmemiş olsa da bu alanda çalışan bilim insanları, hastaların mağdur olmadan, basın ve tıp etiğinin ortak ilkelerinin belirlenmesi gerektiği üzerinde duruyor. Hastaların kimliklerinin açıklanması basın açısından etkili ve okunur haber olması yönünden başarılı olurken, tıp etiği açısından hastanın kimliğinin açıklanması özellikle bazı durumlarda etik olmadığı söyleniyor.  Sağlık haberciliği ve etik üzerine çalışmalarını sürdüren Anadolu Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Asuman Kaya, konu ile ilgili şunları söyledi: “Sağlık haberciliği” denildiği zaman birçok kişi ki bunlar sadece sıradan vatandaşlar değil “sağlığında haberciliği olur mu?” diye yaklaşıyorlar. Biraz açıkladığınızda ise akıllarına öncelikli olarak güzellik ile ilgili haberler ve “grip olduğunda ne yapılmalıdır” gibi spot bilgiler veya televizyon ve gazetede yer alan sansasyonel haberler geliyor. Ancak sağlık haberleri bu kadar basit değildir. “Sağlık haberi” denildiği zaman bilgilendirici anlatımlardan, hukuksal mevzuata ilişkin düzenlemelere, teşhis tedaviden teknolojik gelişmelere, finansal boyuttan bilimsel araştırma bulgularına kadar çok geniş bir yelpazede haber yapıldığını görüyoruz. Diğer bir ifadeyle sağlık haberi sadece bir spota yerleştirilen “grip olduğunuzda greyfurt yiyin” ifadeleri kadar ucuz değildir. 

Sağlık Haberinin Öznesi Kimdir?
Bir haberin sağlık haberi olarak nitelendirilebilmesi için şu soruların yanıtlarının aranması gereklidir: Haberin öznesi kimdir? Konusu nedir? Sağlıkla ilgili olarak; hastalık; teşhis, tedavi, öneri; hasta yakını veya hastanın mağduriyeti, beklentisi; sağlık sistemi ile ilgili bilgi vb. nelere, hangi bilgilere yer verilmektedir.  
Az önce de belirttiğim gibi çok geniş bir yelpaze içerisinde yer alabilmektedir sağlık haberleri. Aynı zamanda haberin sağlık (health) haberi mi, yoksa sağlıklı yaşam (wellness) haberi mi olduğunun da bilinmesi gerekmektedir. Her ikisi de bireyin yaşam kalitesini bire bir etkileme gücüne sahip olduğu da unutulmamalıdır…
Haberin öznesi ve konusu bağlamında değerlendirildiğinde sağlık haberindeki haber kaynakları da şu şekilde sıralanabilir: Hasta veya hasta yakını, sağlık sektöründe çalışan tüm sağlık profesyonelleri, Sağlık Bakanlığı ve İl Müdürlükleri, ilgili STK’lar, tıp fakülteleri, yerli veya yabancı ajans bültenleri, yayınlar, mesleki dergi ve gazeteler vb.

Maslow’un İhtiyaçlar Teorisi
Aslında sağlık dolayısıyla da sağlık alanında yapılan bilgilendirmeler her dönemde ilgi çekmektedir. Maslow’un ihtiyaçlar teorisi ve buna bağlı olarak geliştirdiği bir piramit vardır. Burada bireyin ihtiyaçlarını en temelden başlayarak en üst noktaya kadar sıralamıştır. İşte bu sıralama içerisinde ilk sırayı “fizyolojik gereksinimler” ve ikinci sırayı da “güvenlik gereksinimi” alır. Teoriye göre bireylerin kişilik gelişimi bu sıralamaya göre sürer ve bir kategorideki ihtiyaç tam olarak giderilmeden, bir üst düzeydeki ihtiyaç düzeyine gidilemez Dolayısıyla insanların en temel ihtiyaçlarının hayatta kalma ve sağlığını koruma olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle sağlıkla ilgili bilgiler ve bilgilendirmeler her dönemde ilgi çekici bulunmaktadır. 

Ülkemizde Sağlık Haberciliğine Olan İlgi Son Dönemlerde Arttı
“Sağlık haberi ve haberciliği” olarak ise ülkemizde sağlık haberciliğine olan ilgi son dönemlerde, bence son beş yılda artmıştır. Bunun farklı birçok nedeni olabilir elbette. Ancak insanların daha uzun süre ve daha sağlıklı, daha güzel yaşamak istekleri ve “hep daha fazla” isteği sağlık haberciliğinin önem kazanmasında başlıca etken olarak değerlendiriyorum. Daha fazla güzellik, daha fazla yaşam süresi, daha fazla, daha fazla… 
Bu ise özellikle sağlığı ticari boyutuyla değerlendiren ve hasta olan kişileri müşteri olarak algılayan sağlık simsarlarının ekmeğine yağ sürmektedir. Dolayısıyla bireyin sağlıklı ve nitelikli yaşam hakkı istismar edilmektedir. 
İçeriği bilgilendirmekten ziyade magazinleşen ve ticarileşen sağlık haberlerinin ayyuka çıktığı bu dönemde sağlam olarak değerlendirilebilecek sağlık haberleri yok mu? Elbette ki var, ancak çok az. Üzücü olan da bu. 


Editörlerin Olmasını Bırakın Sağlık Muhabirliği Genellikle Ek Olarak Tanımlanıyor
Gazetelere, televizyonlara baktığınızda her kurumda sağlık konusu ile ilgili kadronun bulunmadığını görüyorsunuz. Ekonomi, parlamento, eğitim, spor hatta magazin için ayrılmış kadrolar var, ama sağlık için maalesef. Editörlerin olmasını bırakın, sağlık muhabirliği genellikle ek görev olarak tanımlanıyor. Yani bir muhabirin asıl alanı parlamento veya eğitim, bunun yanı sıra sağlık haberlerini de yapıyor.  

Sağlık Haberinde Hata Yapıldığında Özür Dileyip Tekzip Yayınlayıp Geçemezsiniz
Bu yaklaşım aynı zamanda haberlerin içeriğini de etkiliyor. Bu nasıl oluyor?  Sağlık haberciliği alanında uzmanlaşma ve bir eğitim gerektiriyor bence. Elbette ki bir gazeteci, haber yazmayı, uygun görseli kullanmayı, kaynaklarla ilişkiyi vb. gazetecilik kurallarını ve etik boyutunu bilir. Ancak sağlık habercisi denildiği zaman bilginin bununla sınırlı olmaması gerekiyor. Çünkü siz sağlık alanına da giriyorsunuz. Dolayısıyla sağlıkla ilgili olarak düzenlemelere, ilkelere de hakim olmanız gerekmektedir. Yani sadece sağlıkla ilgili birkaç şey bilip, gidip sağlık haberi yapılmaz. Sağlık haberi, insan hayatını ilgilendiren ve bir hata olduğunda direk bireyin sağlığını etkileyecek olan bir haberdir. Hata yapıldığında özür dileyip tekzip yayınlayıp geçemezsiniz. Çünkü bu haberin insanın sağlığı üzerinde kalıcı etkileri olabilir, hatta ölümle sonuçlanması da mümkündür. Bu nedenle sağlık habercisinin ayrı bir “sağlık habercilik eğitimi” almış olması gerekmektedir. 
Sağlık haberciliği denildiği zaman, sadece gazetecilik boyutuyla da düşünmemek gerekmektedir. Çünkü yaptığınız haberler sağlıkla dolayısıyla da tıp ile ilgilidir. Bunu basit olarak aşağıdaki şema ile ifade etmek mümkündür. 


Sağlık Haberciliği Nasıl Olmalıdır?
Sağlık haberciliğinin konumunu tam olarak belirledikten sonra bir başka konuya değinmek istiyorum. Bu konu çoğu kişinin “daha iyi sağlık haberciliği nasıl olmalıdır” sorusuna vermiş olduğu yanıtların başında gelmektedir. ETİK. 
Bu alanda fikirlerini aldığınız kişilerin yanıtlarında da benzer ifadeler yer almaktadır: “Bir sağlık habercisi etik konusuna dikkat etmeli, haberlerini bu şekilde kamuoyuna aktarmalıdır.”
Ancak sağlık habercisi hangi etik ilkelere, nasıl dikkat etmelidir? Bu ilkeler basın ile ilgili olan ilkeler midir sadece? Sağlık haberciliğinin konumu nedeniyle tıp alanıyla da ilgili olduğunu belirtmiştik. Bu durumda tıp ilkeleri mi dikkate alınmalıdır? 
Her ikisine birden dikkat ettiğimizi var sayalım: Bunların çeliştiği veya ayrı düştüğü noktalar var mıdır? Bu durumda nasıl bir yol izlenmelidir?  Bir sağlık habercisi haberini yazarken nasıl bir yol izlemelidir? Nelere dikkat etmelidir? Belirli standart veya ilkeler mevcut mudur? Varsa eğer bu ilkeler nelerdir? 


Organ Nakli Konusunda Basında Yer Alan Haberler Etik mi?
Basında “Organ Nakli” Haberlerinin Sunumu başlıklı bir çalışmamız var, aynı zamanda makale olarak da yayımlandı. Bu çalışmada Türkiye’de yayınlanan yaygın gazetelerin bir yıllık yayınlarında yer alan sağlık konulu içeriklerden, sistematik rassal yöntemle belirlediğimiz, “organ nakli” ile ilgili 256 haberleri inceledik. İncelediğimiz haberlerde, nakli gerçekleştiren doktorlar kadavradan gerçekleştiren nakillerde yüzde 58,3 oranında ve aile içi (akrabalar arası) nakillerde de yüzde 37,5 oranında alıcı veya vericinin isimlerini açıkça belirttiğini gördük. 

Gazetecilik açısından baktığınızda bu isimlerin açıklanmasında hiçbir sakınca yoktur ve haberin doğruluğu için kesinlikle gereklidir. Ancak olayın bir diğer boyutu tıpla ilgilidir.  Çünkü organ nakli ile ilgili olarak tıbbi etik içerisinde düzenlemeler yer almaktadır. Sağlık habercisi bu konu ile ilgili olarak bu düzenlemeleri de bilmekle yükümlüdür. Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanunda da “Akraba dışı nakillerde hekimler, donör ve alıcının adını açıklayamaz” ifadesi yer almaktadır. Çünkü donörün, özellikle de beyin ölümü gerçekleşmiş olan bir donörün, ailesinin daha ölümü kabullenemeden, verilen organla donör olan kişinin yaşamaya devam ettiği düşüncesine kapılması ve bu şekilde davranmasının kişilerde çok büyük travmalar yaratacağı kaçınılmazdır.

Bu Durumda Haberci Nasıl Davranmalıdır?
Bu örnekte olduğu gibi sağlık habercisinin karşı karşıya kalmış olduğu birçok sıkıntı söz konusudur. Bu sıkıntıları şu şekilde sıralamak mümkün olabilir: Ticari kaygılar, reklam haber, haber kaynakları ile ilişkiler, haberin içeriğinin doğruluğu, haberin tarafsızlığı ve nesnellik, haberde uygun görsel kullanımı, haberde kullanılan dilin uygunluğu veya doğruluğu.  
Aynı zamanda vermekte olduğum Sağlık, Bilim ve Teknoloji Haberciliği dersinde ve öğrencilerimin yapmış olduğu uygulamalarda bu kaygıları açıkça gördüğümü ifade etmeliyim. 

Bu kaygı sadece bizimle veya bizden insanlarla sınırlı değil, bu kaygı uluslararası ölçekte bu alanla ilgilenen herkesin ortak kaygısıdır. Bu nedenle de çeşitli uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Bunlardan en öncelikli olanı Dünya Sağlık Örgütü’nün 1998’de Moskova’da düzenlediği “Sağlık için iletişim” başlıklı bir toplantı sonucunda ortaya koymuş olduğu sağlık muhabirlerinin haber yazarken göz önünde bulundurmaları gereken kriterleri içeren sonuç bildirgesidir. Bu bildirgede vurgulanan hususlar ise şu şekilde sıralanmaktadır:
1. Önce zarar verme,
2. Araştır, doğruyu bul,
3. Umut verme (özellikle mucizevî tedaviden bahsetme),
4. Kendine bu haberden kim yararlanır sorusunu sor,
5. Haber kaynağının gizliliği ilkesini unutma,
6. Vereceğiniz haberler hasta, sakat ve çocuklara aitse, bir kez daha düşün,
7. Özel hayatı ve acıları haber yapma,
8. Acıyı duygu sömürüsü için asla kullanma,
9. Kararsız kalırsan haberden vazgeç şeklindedir.

Bunun dışında ABD’de sağlık muhabirleri derneğinin yayınlamış olduğu Sağlık Habercileri Birliği Etik İlkeler Beyannamesi (A Statement of Principles for Health Care Journalists), Amerikan Tıp Yazarları Birliği’nin Etik İlkeleri, İngiltere de yayınlanmış olan Bilim ve Sağlık İletişimi Kılavuzu (Guidelines on science and health communication) Diabet haberleri ve AIDS haberlerinin hazırlanmasında dikkat edilmesi gerekenleri anlatan kılavuzlar bulunmaktadır.  

Türkiye’de ise sağlık haberciliği ile ilgili olarak yüksek lisans ve doktora tezleri haricinde gerçekleştirilen iki çalışma bulunmaktadır: Bunlardan ilki Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneğinin 1999’da yayınlamış olduğu “Halkın Yararı İçin Sağlık Haberciliği Bildirgesi”dir. İkincisi ise Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinden Prof. Dr. Erkan Yüksel’in yürütücülüğünü yapmış olduğu aynı zamanda TÜBİTAK ve Anadolu Üniversitesi BAP desteği de alan “Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi” projesidir. Ayrıca belirtmem gerekir ki benimde dahil olduğum ve bana katkıları çok fazla olan bu projenin sonuç raporu da kitaplaştırılmış ve geçtiğimiz günlerde Cehck Up Sağlık İletişimi adıyla çıkmıştır. 


Sağlık Muhabiri Nelere Dikkat Etmeli?
Tüm bu bilgiler ışığında sağlık haberi ve sağlık haberciliğini genel olarak değerlendirdiğimizde;
1) İçerik olarak doğru ve doyurucu olmayan (bu konuda özellikle içeriği tıbbi doğruluk açsından inceleyen ve yetersizliğini ifade eden ve tıpçılar tarafından yapılan akademik çalışmalar mevcuttur),
2) Ağırlıklı olarak terminolojik ifadelerin kullanıldığı ve abartılı, sansasyonel üslupla hazırlanan, 
3) Kaynağı hiç belirtmeyen veya sağlıklı olarak açıklamayan,
4) İmzasız olarak yayınlanan,
5) “Kötü” görsellerle desteklenen,
6) Sağlığı gözetmeyen,
7) Halkın yararından ziyade ticari faydayı gözeten haberlerin yaygın olarak medyada yer aldığını görüyoruz. 
Tüm bu sorunların çözümü ise her zaman söylendiği gibi sağlık haberciliği eğitimini almış olan, bu alanda uzmanlaşmış gazetecilerin haber yapması ve ülkemizde uygulanabilirliği olan düzenlemelerin gerçekleştirilerek basın kuruluşlarının bu ilkeleri benimsemesi ve de sağlık habercilerinin etik karar verebilme sürecini özümseyerek haberlerini hazırlarken bu çerçevede davranmalarıdır.

Öğretim Görevlisi Asuman Kaya Kimdir?
Lisans eğitimini Gazi Üniversitesinde tamamlayana Kaya, Anadolu Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak görev yapmaktadır. Basın ve Yayın Anabilim Dalında doktora eğitimine devam eden Kaya, sağlık haberciliği ve etik üzerine çalışmalarını sürdürmekte ve Anadolu Üniversitesi Basın ve Yayın Bölümünde Sağlık, Bilim ve Teknoloji Haberciliği dersi vermektedir. 
Mail: asumankaya@anadolu.edu.tr