SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER
İdeal bir sağlık haberinin, halkın sağlığını koruyacak ve sağlık çalışanlarının da haklarını gözetecek şekilde yapılması gerektiğini belirten Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “Haberi okuyan her kesimden insanın anlayabileceği dilden, gereksiz paniğe ve korkuya sebebiyet vermeyecek türden, doğruluğundan emin olduğunuz bilgilerle ve mutlaka kaynağı belirtilerek yazılmalıdır” dedi.
Ülkemizde gazetelerdeki sağlık haberlerine ayrılan alanlarda, TV programlarına ayrılan sürelerde ve internet ortamındaki yayınların sayısında, son yıllarda ciddi artış yaşandığı görülüyor. Artışın gerçekleşmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, haber ve içeriklerin niteliği ve doğruluğu, nicelikten daha büyük önem taşıyor. Kaynağı yeterince araştırılmamış bir sağlık içeriğinin, faydalı olmaya çalışılırken ciddi zararlara yol açabildiğini belirten Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci konu ile ilgili şunları söyledi: “İnsan sağlığı ciddi bir iştir. Sağlık haberciliği, habercilik başlığı altındaki diğer türlerden daha hassas ve daha dikkatli olunması gereken bir alandır. Bir hekim ya da bir sağlık personeli için ne kadar hassasiyet, bilgi, birikim ve özen gerektiriyorsa, halkı bu yönde bilgilendirme ve sağlık okuryazarlığına katkıda bulunma gayreti içindeki sağlık habercilerinin de aynı özene sahip olması önemlidir.
Kaynağı Yeterince Araştırılmamış Sağlık Haberi, Faydalı Olmaya Çalışılırken Ciddi Zararlara Yol Açabilir
Ülkemizde gazetelerdeki sağlık haberlerine ayrılan alanlarda, TV programlarına ayrılan sürelerde ve internet ortamındaki yayınların sayısında son yıllarda ciddi artış yaşandığını görüyoruz. Artışın gerçekleşmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, haber ve içeriklerin niteliği ve doğruluğu, nicelikten daha büyük önem arz eder hale gelmektedir. Kaynağı yeterince araştırılmamış bir sağlık içeriği, faydalı olmaya çalışılırken ciddi zararlara yol açabilmektedir.
Sağlık Okuryazarı Olmayan Biri PR talebi İçeren Haber Ayrımını Yapamayabilir
Öte yandan sağlık haberciliği konusunun içerisinde yer alan PR taleplerini karşılama gayreti de zaman zaman doğruluğu tartışılır içeriklerin oluşmasına sebebiyet vermekte ve sağlık okuryazarı olmayan biri bu ayrımı yapamamaktadır. Bu noktada haber kaynağının ve içeriği oluşturan muhabirin sorumluluk bilincine sahip olması ve içeriğin muhatabı olan okuyucunun da doğruluğunu bir kaç farklı kaynaktan doğrulatması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu alanda henüz istediğimiz noktalara erişmiş olmasak da hızla yol kat ettiğimizi düşünüyorum.
Sağlık Haberlerinde Konu İnsan Hayatı Olunca Mevzu Biraz Daha Hassaslaşmaktadır
Haberin doğruluğu, toplumlar üzerinde bırakacağı etki, özel hayatın gizliliğine saygı gibi habercilik etik ilkelerine uygunluk, tüm habercilik türleri için olmazsa olmazdır. Tüm haber türlerinde yanlış bilgilendirme, yanlış sonuçlar doğurur. Ancak sağlık haberlerinde konu insan hayatı olunca mevzu biraz daha hassaslaşmaktadır. Bu ilkelerden en az birinin göz ardı edilmesi, sağlık haberciliğinde diğerlerine nazaran daha ciddi ve önü alınamaz sonuçlar doğurabilmektedir. Konusunda uzman olmayan kişilerce üretilen içeriklerin halkın yanlış bilgilendirilmesine, panik ve korku yaratılmasına ve sağlık profesyonellerine güvenin azalmasına neden olduğu gibi gerçekler var. Durum böyle olunca, haber kaynağının alanında uzman kişiler ve konunun direkt muhatabı sorumlular ve ilgili vatandaşlar olması, hem muhabirin doğru bilgiye ulaşması hem de vatandaşın sunulan bilgiye güvenirliğinin artması açısından gereklidir.
Hasta Mahremiyeti Gözetilmeli
Haberin doğruluğunun yanı sıra, haber kaynağınızın alanında referans olabilecek yeterlilikte olması gerekmektedir. Sağlık haberlerinde faydalı bilgi üretmeye çalışırken sansasyonel ifadeler; ilgi çekiciliği artırmaya gayret ederken yanlış yönlendiren başlıklar kullanmaktan kaçınmak gerekmektedir. Hasta mahremiyeti gözetilmeli, hastaların izni olmadan kendileriyle ilgili bilgileri paylaşmaktan kaçınılmalıdır.
İdeal Bir Sağlık Haberi Gereksiz Paniğe Ve Korkuya Sebebiyet Vermemeli
İdeal bir sağlık haberi, halkın sağlığını koruyacak, sağlık çalışanlarının da haklarını gözetecek şekilde, okuyan her kesimden insanın anlayabileceği dilden, gereksiz paniğe ve korkuya sebebiyet vermeyecek türden, doğruluğundan emin olduğunuz bilgilerle ve mutlaka kaynağı belirtilerek yazılmalıdır.
Konu Tek Bir Kaynaktan Değil, Farklı Kaynaklardan Detaylıca Araştırmalı
Bu noktadan hareketle sağlık muhabirinin konunun merkezinde insan hayatının olduğu gerçeğini hiçbir zaman unutmaması, her zaman objektif davranması, aldığı bilginin doğruluğu üzerine fikir yürütebilecek yeterlilikte bilgi sahibi olması, toplumsal faydası gözetmesi, konuyu tek bir kaynaktan değil, farklı kaynaklardan detaylıca araştırması hayati önem taşımaktadır.
Sağlık Haberleri, Her Kesimden Vatandaşın Anlayabileceği, Sade Ve Basit Bir Anlatım İçermeli
Bildiğiniz üzere hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilimsel terminolojiyi kullanırsanız anlaşılır olmaktan uzaklaşırsınız. Bu sebepten sağlık haberleri, her kesimden vatandaşın anlayabileceği, sade ve basit bir anlatım içermelidir. Tabi, bunu yaparken de anlamda kaymalara sebebiyet verilmemelidir. Özellikle gençlerde bir bilinç oluşturmak istiyorsak popüler dilden uzak durmamakta fayda var.
Öğretici Olacak Nitelikte Ve Doğru Algıyı Oluşturacak Görsellere Yer Verilmeli
Görsel malzemeye gelince; bu noktada hasta mahremiyeti son derece hassas bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Hiçbir vatandaşın görüntüsü izni olmadan kullanılmamalı, olumsuz algı oluşturacak türden içerikteki görüntüler kesinlikle yayınlanmamalıdır. Bununla birlikte öğretici olacak nitelikte ve doğru algıyı oluşturacak görsellere yer vermek akılda kalıcılığı pekiştirmektedir.
TV Program Yapımcıları Gerçek Toplumsal Faydayı Yakalamak Adına Yeni Yüzleri, Alanında Uzman Yeni İsimleri Araştırmalı
TV programları için seçilen isimlerin bilgi ve birikimi kadar şüphesiz konuyu anlatımı ve gelen sorulara anlaşılır dilden cevap verebilme yeteneği de göz ardı edilmemeli. Ancak TV programlarında sürekli aynı yüzleri görmek, herkesin şikayet ettiği bir durum sanırım. Burada devreye reklam, sponsorluk baskısı ya da ticari kaygılar giriyor olabilir. Bu noktada program yapımcıları gerçek toplumsal faydayı yakalamak adına yeni yüzleri, alanında uzman yeni isimleri araştırmalıdır.
Görsellik şüphesiz, TV karşısına geçip izlediğimiz bir programda, bir gazete haberi okumaktan daha çok aradığımız bir şeydir. Aynı açıdan tek bir insanın konuşması bir süre sonra konudan kopmamıza sebep olabilir. Konukları çeşitlendirmeli ve anlatılan konuları görsellerle zenginleştirmeli kanaatindeyim.
Tanınmış Bloggerlar Türkiye’de Yazdıkları Alanda İnternet Ortamında Referans Sayılabilmektedir
Artık ciddi bir rahatsızlık karşısında kitle iletişim araçları arasında en fazla internet tercih edilir hale geldi. Bu alanın iyi ve doğru değerlendirilmesi, özellikle gençler arasında sağlık okuryazarlığını geliştirilmesini sağlayacağını düşünüyorum. Doğru değerlendirmek ifadesini kullandım, çünkü internet ortamındaki bilgi kirliliği içerisinde doğru sağlık bilgisi vermek son derece önemli. Tanınmış bloggerlar Türkiye’de yazdıkları alanda internet ortamında referans sayılabilmektedir. En az haberciler kadar söz sahibi olma noktasındalar. Tabi bir noktaya dikkat etmek gerekiyor; bu sitelerden PR çalışmalarının da yapıldığını unutmamak gerekiyor.
Hastalarımızla Etkileşim Halinde Olabiliyor, Hataları Telafi Edebiliyor, Geri Bildirimlere Erişebiliyoruz
Sosyal medyaya bakacak olursak; sağlık kurum ve kuruluşlarının sosyal medyadan yaptıkları bilgilendirmeler son yıllarda giderek artıyor. Biz Sağlık Bakanlığı olarak halkımızı doğru yönlendirmek adına sosyal medyada çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Öte yandan sosyal medya bize sadece bunu da sağlamıyor. Hastalarımızla etkileşim halinde olabiliyor, hataları telafi edebiliyor, geri bildirimlere erişebiliyoruz. Sosyal medya hayatımızın bu kadar içindeyken hayatımızın yeganesi sağlığımızın da bu alanın dışında kalmaması gerekiyor.
İzlediğiniz, Takip Ettiğiniz Tüm Haberlerde Sorgulamanız Gereken Kriterler Var
Genel olarak tüm medya içerikleri için geçerli olan medya okuryazarlığı kavramı, sağlık haberleri için de geçerli. İzlediğiniz, takip ettiğiniz tüm haberlerde sorgulamanız gereken kriterler var. Bunu sağlık haberi için de yapmalısınız. Çünkü sağlık içerikleri ticarileşmeye son derece açık bir alan. Okuduğunuz içeriğin bu yönlerini göz ardı etmemeli, ulaştığınız doğru sağlık bilgisinin sizi gerçek bir sağlık okuryazarına dönüştüreceği unutulmamalıdır. Çünkü medyadaki sağlık konulu yayınları okuyan, izleyen, takip eden vatandaşların sağlık okuryazarlığı bilincinin geliştirilmesi, toplumda sağlık bilincinin daha yüksek seviyelere çıkması anlamına gelmektedir.
İnsan Hayatının Kutsallığına İnanıyoruz
Genel anlamda habercilik konusunda belirli mekanizmalar mevcut. Tabi bunların işleyiş mekanizması tartışılabilir konulardır. Yanlış bilgilendirmenin, kişisel gizlilik haklarının ihlali gibi konuların yaptırımı muhakkak ki olmalı. Sağlık alanındaki hassasiyeti düşündüğümüzde bu alanın daha dikkatli olunmalı diye düşünüyorum. İnsan hayatının kutsallığına inanıyoruz. Bu noktada istenmeyen bilgiler ve görüntülerin paylaşılmasının, yanlış yönlendirmelere sebebiyet verecek bilgilerin kontrolsüzce yayınlanmasının belirli yaptırımları olmak durumundadır.”
Dr. Şuayip Birinci kimdir?
1973 yılında Rize’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Rize ve Trabzon illerinde tamamladıktan sonra 1992 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanarak Samsun’a geldi. 1998 yılında Tıp Fakültesi’nden mezun olarak, memleketi olan Rize’de meslek hayatına başladı. 1998 ve 2001 yılları arasında; Rize’de Sağlık Ocağı, 112 Acil, Rize Devlet Hastanesi’nde hekim olarak görev yaptı. 2001 yılında eş durumu nedeniyle İstanbul’a tayin oldu ve Sağlık Ocağında çalıştıktan sonra 2003 yılında askerlik görevini asteğmen olarak Sivas’ta tamamladı. Askerlik sonrası Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne tayin edildi. Acil servis hekimi olarak çalıştığı Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir yıl hizmet verdikten sonra 2005 yılında Başhekim Yardımcısı olarak görevlendirildi.
2009 yılında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde müdür yardımcılığı görevine atandı. İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak; Sağlık Bilgi Sistemleri Şubesi ve Tıbbi Cihaz ve Biyomedikal Şubeleri yöneticiliği görevlerinde bulundu. 2 Kasım 2012 tarihinde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul Anadolu Kuzey Bölgesi Genel Sekreteri olarak göreve başladı.
2010 yılında Beykent Üniversitesi, İşletme Anabilim Dalı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Yüksek Lisans Programını, 2011 yılında başladığı İstanbul Üniversitesi ve Gazikent Üniversitesinin ortak programı olan Liderlik ve Küresel Girişimcilik Yüksek Lisans Programını tamamladı. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü doktora eğitimi devam etmektedir. Sağlık bilişimi, iletişim teknolojileri, sağlık ve hastane yönetimi konularında çalışmalar yapmaktadır. Halen, 2014 yılının Mayıs ayında atandığım Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevini yürütmektedir.